AĞIR GELDİ DİNDARLIK

AĞIR GELDİ DİNDARLIK
Dininin üzerinde bir asırdır yapılan baskının geri tepmesi üzerine adeta beton dökülmesine karşı altından sızmaların olmasıyla önü alınamayan bir gelişme sonunda; bu durum rejim militanlarını 1960-dan itibaren darbeye sevketmiş oldu.
Her on yılda bir yapılan darbelerle, on yıllık birikim yok edilmeye ve gelen on yıllar içerisinde sindirme politikaları fişlemelerle engellenmeye çalışılmıştır.
Bütün bu uygulamalarda üç politika izlendi;
1-Dinin toplumdan tecrit edilmesi. Reform bahaneleriyle bozulmaya çalışılması ve sulandırılarak yaşanmaz hale getirilmesi hedeflendi.
Hilafetin kaldırılması, inkılapların yapılması bu amaçlıdır.
2-Dindar bir toplumun oluşmasını engelleme yoluna gidildi.
Darbelerle engellenemeyen ve sulandırılan ancak darbe vurulan dinin yaşam alanından uzaklaştırılması amacıyla uygulamaya konuldu.
İran korkusu ve başörtüsü bunun iki cephesi olarak açıldı.
Sürekli bir kavga ortamı oluşturuldu. Kaoslar bu amaçla uygulamaya koyuldu.
-1960-larda kurulan tek şef döneminin kapanmasına gösterilen tahammülsüzlük ve darbeler döneminin başlangıcını oluşturdu. Ordu kullanıldı.
-1970-lerde sağcı-solcu, alevi- sünni çatışma ortamı hazırlandı.
Öyle ki, kominizme bile hoş görülü bakılmaya çalışıldı.
-1980-lerde fuhuş ve Avrupalılaşma dönemi başlatıldı.
-1990-larda pkk-hizbullah kurularak, değişik adlarla yer üstündeki türk solu yerini kürt soluna bırakmak üzere alt yapısı oluşturuldu.
1997 28 Şubat bunun kırılma noktasını oluşturdu.
3-Üçüncü dönem Ergenekon terör örgütü adıyla bir asırlık süre gelen gizli komite ilk defa ciddi anlamda kuyruğunu kaptırdı.
Bu dönemden sonra ise, saldırı durumundan kendini muhafaza yoluna geçildi. Kaptırdığı kuyruğunu ve paçasını kurtarma telaşı içine düştü.
-Her olumsuzluğa yollar açıldı. Göz yummak bir yana, teşvik edildi.
Serseri, berduş, tinerci, fahişe, kapkaççı, devleti soyanlar, pkk-dan ümit bekleyip kurtarıcı görenler, ekonomik çöküntü gibi bir çok olumsuzluklar hep;
Dindar olmama adına nemalandırıldı.
Arzu edilen tip ise aynen şöyle bir tip idi;
Mehmet Akif gibilerle beraber olan Neyzen Tevfik tam bir içki mübtelası idi. İçkiyi bırakması için onunla beraber olunmakta idi.
Bunun etkisiyle olsa gerek ki, bir ara içkiyi bırakıp tevbe eder ve namaza başlamaya niyet eder.
Ancak uyuşmuşluk genlerine işlemiş, huysuzluğundan bir türlü vaz geçemez. Tevbesini bozarak tekrar eski haline döner ve günah çıkarmak amacıyla şunu dile getirir;
“Senin aşkınla gönlüm süt limanlık yâ Resûlullah,
Kalın geldi fakîre Müslümanlık yâ Resûlullah!..”
Böyle bir Müslümanlık istenmektedir.Hem içen hem de bayramdan bayrama camiye giden bir Müslüman..
Başbakanın istediği dindar nesile tepki gösterip istemeyenler,kendilerine islamın kalın geldiği, iki arada bir derede kalmış Agop yapılı insanlardır.
Şu gizli toplantıda konuşulan itiraflar bilinenlerin binde biridir. Önceki islamın yaşanmaması için uygulana tüm menfi yollara ek olarak; Suriye usulü bir yönetim oluşturmak.. azınlıkların çoğunluğu idare ettiği bir yönetim…
*“Gizli bir toplantıda konuşulan notlar”
“Tayin dairesi mutlaka elimizde olmalı. Cepheye o namussuzları sürün. Kadrolaşma çok önemli… Askeri okullarda büyük kadrolaşma yaptık…”
– Alevi olmayan herkesin antilaik olma ihtimali uzun vadede de olsa olabilir… Bizden olmayana hiçbir zaman tam güvenmeyeceksin…
– Acaba, yeğeni Aleviliğini ortaya koyucu yanlışlıklar yaptı da ondan hareketle paşamız yıpratıldı bilmiyorum.
– Her yerde irtica var kampanyası başlatılsın.
– Tayin dairesi mutlaka elimizde olmalı. Cepheye o namussuzları sürün. Kadrolaşma çok önemli.
– Askeri okullarda büyük kadrolaşma yaptık. Özellikle sınıf subaylarının çoğunu bizden atadık.
– Şu anda Atatürk dışında kullanabileceğimiz kim var?
– Biz Türkiye’de İslam ile bağlantılı görülen ama bu dini tamamen değiştirecek bir Türkiye Aleviliği yaratmak zorundayız. “
MEHMET ÖZÇELİK
05-03-2012

Loading

No ResponsesOcak 1st, 2015