İLÂHİ MESAJ KAYNAĞI KUR‘AN

                            İLÂHİ   MESAJ   KAYNAĞI   KUR‘AN

         “Kur’an,bütün alemlerin Rabbi itibariyle Allah’ın kelâmıdır.”

         İnsanlığa inen Kur’an-ın mahiyet ve hakikatını yine Kur’an-dan öğrenmekteyiz:

            “Şüphesiz ki bu Kur’an,en doğru yola iletir;iyi davranışta bulunan mü’minlere,kendileri için büyük mükafat olduğunu müjdeler.”[1]

            Kur’an hidayet kaynağıdır. İnsanları,yaratılıştan maksud olan gayeye ulaştırmak için indirilmiştir.

            O aynı zamanda maddi ve manevi bir şifa kaynağıdır. Âyette:”Biz Kur’an-dan öyle bir şey indiriyoruz ki o,mü’minler için şifa ve rahmettir;zalimlerin ise yalnız ziyanını arttırır.”[2]

            Bunlar gibi bir çok ayetlerden anlıyoruz ki o kitab insanlık için bir mürşid,bir şeriat,bir dua,bir hikmet,bir ubudiyet,bir emir ve davet,bir zikir,bir fikir,insanlığın bütün ihtiyaçlarına cevab veren,sanki dünya ve ahiretin mukaddes bir haritası mahiyetinde Allah’ın isim ve sıfatlarını bildiren bir Kelâmullahdır.

            Kur’an bu dünyaya öyle saadetli bir surette toplum hayatıyla beraber,insanların hem nefislerinde,hem kalblerinde,hem ruhlarında,hem akıllarında,hem şahsi hayatlarında,hem toplum,hem de siyasi hayatlarında öyle değişiklik yapmış ve hala da yapmakta ve idare etmektedir ki,on dört asırdır devamlı okunup hürmetle dinlenilerek,insanların nefislerini kötülüklerden temizlemektedir.

                        Ruha bir pencere açmazsa eğer ulviyyat

                        Billahi ölümden de beterdir bu hayat.

            Kur’an-ki her yönüyle,lafzıyla,manasıyla,dizilişiyle,akıcılığıyla,üstün bir kitabtır. Benzerini,taklidini yapmaktan insanların aciz kaldığı,her yönüyle Allahın ezeli ve ebedi bir kelamıdır. Ayet’de:

            “Yine bana müslümanlardan olmam ve Kur’an okumam emredildi..”[3]

            Kur’an,Rabbimizi bize en iyi tarif eden bir kelam ve Peygamber Efendimizin kıyamete dek ebedi bir mu’cizesidir.

            Kur’an-ın bir toplumdan kalkması o toplumun yıkımı demektir. Yani:”Eğer kâinattan Peygamberimizin nuru çıksa gitse,kainat vefat edecektir. Eğer Kur’an çıksa gitse,kainat deli divane olacaktır. Belki de akılsız kalmış olan başını bir seyyareye çarparak bir kıyameti koparacaktır.”

            Peygamberimiz kainatın ruhu,Kur’an ise aklıdır. Onlarsız kâinat;ruhsuz ve akılsızdır.

                        Bir mevsim baharına geldik ki alemin

                        Bülbül hâmuş,havuz tehi,gülistan harab.

                        Öyle bir bid’alar devrindeyiz ki İslâmın

                        bir bülbülü,bir gülistanı kalmış Kur’an-ın…

            Gerçekte Kur’an-ı kerim kâinatın bir tercümanı mahiyetindedir. Varlık alemindeki bütün oluşlar ve olacak olaylar onda ses ve söz haline gelmiştir. Her kes onunla ünsiyeti nisbetinde bunu anlar.

            Değişik branş erbabının Kur’an-a yönelmesi,gerek ferdi olarak ve gerekse heyet halinde Kur’an araştırmalarına imanla ve marifetle yoğurdukları fenni bilgileriyle girmesi,çağımızda büyük bir zaruret halini almıştır.

            Kur’an ilâhi teminat altındadır. Allah’ın garantisi altındadır. âyette:”Kur’an-ı kesinlikle biz indirdik,elbette onu yine biz koruyacağız.”[4]

            Cennetle cehennemi ayıracak mihenk Kur’an,imanla küfrü de ayırıcı yine O’dur.

            O’na ancak temiz olanlar dokunabilir.[5] Yani abdestsiz olarak ele alınamayacağı gibi,O’na mü’min olandan başkası dokunamaz demektir.

                        Artık ey milleti merhume,sabah oldu uyan.

                        Sana az geldi ezanlar,diye ötsün mü bu çan?

                                               ——

                        Evet, ulumunu asrın şebâba öğretelim.

                        Mukaddesata fakat çokça ihtiram edelim.

 

                                                                                                          5-10-1992

                                                                                              MEHMET   ÖZÇELİK

           

[1] İsra.9.

[2] İsra.82.

[3] Neml.90-91.

[4] Hicr.9.

[5] Vakıa.79.

Loading

No ResponsesOcak 1st, 2015