MUHAMMEDSİZ İSLÂMİYET

MUHAMMEDSİZ İSLÂMİYET

            Tıpkı İsasız İsevilik,Musasız Musevilik ve de Alisiz Alevilik gibi.

            Hristiyanlığa baktığımızda bu dinin tamamen Pavlosa dayandığını görürüz.

            Alevi cemaatın da islâmiyetten koparılmasını sağlamak için de,Aleviliği Hz.Aliye değil de,daha öncesine yani zerdüşlük gibi bir dine bağlamaya çalışarak,din ile bağları koparılmaya çalışılmaktadır.

            -Efendimize yapılan aşırı sevginin zararı söyleniyor.

            Kuruntulu olan bu iddia,iyi niyetli gibi görünse de bu ahmakça sözün altında;ya Efendimizi tanımama,ya O’na olan sevginin Allaha olan sevginin artmasına sebeb olduğunu bilmeme ve görmeme veyahut da Kur’anın en büyük zırh ve koruyucusu durumunda olan Efendimizi devre dışı bırakarak,etrafını boşaltma çabalarıdır.

            Şimdiye kadar Efendimize yapılan aşırı sevgiden dolayı sapan ve sapıtan tek bir insan dahi gösterilebilir mi?

            Ancak O’na olan az sevgi veya tanımamadan dolayı sapan bir çok insan gösterilebilir…

            Efendimize olan sevgi ivazsız,kışırsız,gölgesizdir.

            Kur’an sürekli Allaha olan muhabbeti Rasulüne olan muhabbete,Allaha uymayı Rasulüne uymaya bağlar.

            Kelime-i Şehadette iki kelâmın bir ve beraber zikredilmesi ve birbirinden ayrılmaması buna en büyük şahittir.

            -Başta hadislere yapılan mevzu ve uydurma,kabul etmeme gibi,Kur’andan sonra en güvenilir hadis kitaplarına yapılan saldırılar,sırf Efendimizi devreden çıkarma oyununun bir parçasıdır.

            -Diyalog çerçevesinde Hz.Muhammede ve Kur’an a iman etmeden sadece Allahı kabul etmenin yeterli olacağı oyunu da bunu desteklemektedir.Oyunun diğer bir parçasıdır.

            Oysa bir müslümanın Hz.İsa Ve Musa-yı ve onlara indirilen gerçek kitaplarına inanmayan kişi mümin sayılmazken,nasıl olurda o dinin mensubları Peygamber Efendimize ve Kur’an-a inanmadan mümin kalsınlar?

-Diğer taraftan Efendimiz için söylenen sözleri hazmedemeyip de,aşırı bulan,O da bizim gibi bir insandı ve bize sadece Kur’an yeter,diyenler bu sözleriyle; kuruntularını sergilemekte,seviyesiz ve kişiliksizliklerini göstermektedirler.

Şairin dediği gibi;

Muhammedun beşer lâ kel beşer

Bel hüve kel yakut beynel hacer.

-Muhammed de diğer insanlar gibi bir insandır lakin O taşlar arasındaki yakut gibidir.

-Bütün peygamberlerin aynı olup,birbirlerinden ayrı olmadığı hususi ayetine (Peygamberleri arasından hiçbirini ayırt etmeyiz.- BAKARA-285 -)umuma teşmil edenler,şu ayeti neden görmemektedirler;

“Gerçekten biz, peygamberlerin kimini kiminden üstün kıldık; Davud’a da Zebur’u verdik.”[1]

Bu tıpkı şuna benzer;Bakanlar millet vekillerden oluşur.Ancak millet vekillerinden farklı bir bakanlık farkı vardır.

Rasuller kendilerine kitap verilmiş kimseler iken,nebiler öncekilerin kitaplarına uymaktadırlar.

Ve Ulül Azim peygamberler farklı şahsiyetlerdir.

Aşağıdaki ifadelerin ne gibi bir anormalliği var ki?

-Peygamber efendimizin şairlerinden Hassan b. Sabit (r.a.)’in sözü ne kadar

manidar: “Ben, Muhammed Mustafa (aleyhis-selam)’dan bahsederken, onu medhediyor

değilim; bilakis ondan bahsetmek suretiyle, kendi sözlerimi kıymetlendirmiş oluyorum.”

-Gönüller Sultanı Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin (k.s.) kelâmı da çok mânalıdır:

“Ben, alemler genişliğinde bir ağız isterim, ta ki, meleklerin bile gıpta ettiği o zattan söz

edebileyim.”

-Ahmet ibni Hanbel, kavun yemedi. Niçin ?, dediler.

-Rasulullah nasıl yedi bilemiyorum da ondan, dedi.

            -O zat hiçbir zaman kendisini üstün görmedi,bir kul olduğunu söyledi.

            Ümmet de O’na layık olduğu makamı verdi.Aşırı gitmedi.

O zat maddi makamlara değil,manevi makamlara talib oldu.Mesela;

-Efendimiz nübüvvet makamında bulunduğu halde,Allah-dan şehadeti istemiştir.

-O zatı hazmedemeyen,hazmetmemiş hoca-taslakları,gölge etmesin,başka ihsan istemez.

MEHMET ÖZÇELİK

17-11-2014

 

[1] İSRÂ-55.

Loading

No ResponsesOcak 1st, 2015