HUKUKUN DİBE VURDUĞU AN

HUKUKUN DİBE VURDUĞU AN
İki yıla yakındır hukuku yakın takibe almıştım. Şunu gördüm;nasıl ki 2000 yılında Türkiye asrın en büyük ekonomik krizini yaşadı,2007-den itibaren itibaren asrın en dehşet çetesi ergenekon gün yüzüne çıktı,şimdi ise Türkiyenin en insan hakları ihlallerinin yaşandığı hukukla karşı karşıyayız.
Türkiyede hukuk dibe vurmuştur.Hayali ve sanal rejim muhafızlığı uğruna insanlar ve insanlık harcanmaktadır.
Türkiyedeki hukuk bu milleti temsil etmemektedir.
Avrupa insan haklarından sürekli ceza alan bir hukuk,eskisi gibi Şeriatın kestiği parmak acımaz sözünün tarihe karıştığı,sığınılan ve hakların taleb edildiği bir kurum olmaktan ziyade,korkulan,düşülmemesi için her türlü zararın göze alındığı,aman bir de onunla mı uğraşacağım,tedirginliğiyle hukuka başvurulmayan hukuksuzlukların sürdüğü bir hukuk sistemi içerisinde bulunmaktayız.
Hukuk gücünü milletden,meclisden değil,kendisinden üretmektedir.Zira meclisin 411 oyla aldığı kararı 11 kişi meclisin üzerindeki bir hakimiyetle milletin rağmına ve kendi keyfine! Göre almıştır.
Eğer hukuk kendine güveniyorsa;kendisini bir millete sorsun bakalım,kaçta kaçı memnun ve güvenmektedir.
Yök-ün eğitimin içerisinde olan bir kurum olarak,katsayı hukuksuzluğunu gidermek amacıyla aldığı kararı,eğitimden anlamayan zira bir eğitim kurumu olmayan Danıştay hukukun rağmına,milletin ve masum çocukların sesine kulak vermeksizin,dünya gidişatını görmeden aldığı karar,dibe vurmuş hukuku bir daha dibe vurmuş oldu.
28 şubatın kalıntıları hala devam etmektedir.Danıştayın kararı sadece Çevik bir-i memnun edecektir.Milleti ve eğitim camiasını kalbden yaralamıştır.
At sahibine göre kişnermiş.Danıştay kime göre bu kararı almıştır?
Toplumda ve hukuk camiasında çığ gibi yayılan bir tepki mevcuttur.Bütün bunlar,milletin hassasiyeti,meslek liselilerin mağduriyeti göz ardı edilemez.
Dünyada mesleki okullara yöneliş hızla artarken,bizde tam ters orantılı olarak geriye tepmektedir.
Zaten kör ve topal yürüyen eğitim bu kat sayı darbesiyle belden de olmuştur.
Hep eğitim deveye benzetilmiştir.Deveye sormuşlar,neden boynun eğri?
Deve ise;Nerem doğru ki!demiş
Eğitimin önündeki en büyük engel yine kendisidir.Yani Tevhid-i Tedrisat kanunu,eğitim birliği eğitimi hantal kılıp,sağlıkta oluşan güzel açılım ve gelişim gibi gelişmelere engel olmaktadır.Milleti eğitimin içine çekmeyib,azınlığın çoğunluğa hakimiyeti zoraki sürdürülmektedir.
Bu eğitim sistemi,gelişen bu milleti taşımamaktadır.Danıştayın aldığı karar eğitimin çöküşünü daha da hızlandıracaktır.
Genel liseler aspirin gibi,her derde deva,hiç bir derdi de tedavi etmemektedir.Meslek liseler ise toplama ve başarısız öğrencilerle doldurulmaya çalışılarak,ferdi gayretlerin dışında öss-de sıfır çeken öğrencilerin sayısı otuz binlerden yukarılara doğru çekilmiş olmaktadır.
Bu hukuk bu milleti taşıyamamakta derdine derman olamamaktadır.
Hükümetin her şeyden önce ilk atması gereken adım,hukukta düzenlemeye gitmek olacaktır.Yoksa ağzıyla kuşta tutsa,o kuşu ağzından geri alırlar.
Nitekim ergenekon sürecinde görülen aksamalar,aslında hukukun ve hukuksal boşlukların aksamalarıdır.
Allah böyle hukuku….
Islah etsin….
40 yıl önceki babamın hukuktan çektiği ile bugün hukuktan çeken ben ve oğlumun durumunu varın siz kıyas edin.Şiire dökmüştüm;
HUKUK İLE GUGUK

Etmeyin,acıyın,kıymayın bize.
Babamın halini arz edeyim size.
Babamın babasının arsası vardı
Çıktı biri,dedi;bu bana babamdan kaldı.

Başladı dava gel-gitle.
Pek alâkası yok bitmekle.
Dosyalar doluyor,kapanıyor.
Geceler gündüzleri kovalıyor.

Babamın öz malı,nasıl olur?
Bir başkasına mal olur?
Köylerden geliyor mahkemeye.
Bilmem;mahkeme mi,yoksa hapishane?

Beş sene,on sene bitmedi.
Bu nasıl mahkeme,bitirmedi.
Olsun mu herkes başkasına sahip?
Peki bu devlet,mahkeme kime sahip?

Bıktım,usandım,vaz geçeceğim.
Vazgeçip nerdeyse delireceğim.
Şahit çok,herkes lehimizde.
Netice yok,çünkü biri aleyhimizde.

Delil,şahit,hep bizden yana.
Peki bu mahkeme kimden yana.
Bir türlü vermiyor karar.
Aleyhimize de olsa,olmaz böyle zarar.

Kaç kere geldiler,baktılar yerimize.
Gene de hiçbir şey geçmedi elimize.
Yük üzerine yük oldu belimize
Mezardaki dedem gülmede halimize.

Hâkim Beg! Acaba hâla gelecem mi?
İnsan bir kere ölür,girer mezara.
Ben yine mezara girecem mi?
Adâlet mülkün temeli,diyecem mi?

Vallâhi hakim beg,bu mal benim.
Eğer onunsa vercem,etsin yemin.
Şahitlerde söylemişti demin,o benim.
Hiçbir şeyi olmayan,olur mu emin?

Kaç dane hâkim değişdi.
Bizim iş ise değişmedi.
Babam gitti,bende gideceğim.
Bu işi oğluma devredeceğim!

Acaba oda kazanır mı?
Yoksa benim gibi kazıklanır mı?
Bu tarla babamı götürdü,beni de götürecek.
Benden sonra oğlumu da öğüdecek.

Bu iş süreceh mi,yoksa sileceh mi?
Çoğumuzu silecek,ne kadar sürecek?
Bu iş bitmeyecek,bitirecek.
Kimleri bitirecek,kimleri götürecek?

Olacak mı ne,olacak mı ne?
Hâkim bana baktı,verecek mi ne?
Ohh. Mahkeme bitecek,biz de bittik.
Bir değil yüz gittik,ne elde ettik?

Yine hâkim değişti,ne olacak şimdi?
Bu ne diyecek,bahacah mı imdi?
Ayağıma karasular indi.
Bizim iş tam bir filimdi..

Dosyalar doldu,sürdü yıllar.
Okunması ise,aldı aylar.
Karalar,karalar üstüne karalar.
Bunca yıl o kadar harcadım paralar.

Bu hâkim beg,kaldı çokça.
Dinledi bizi,bol bolca.
Dosyalar tozlandı,yıllar boyunca.
Ya ondadır,ya bunda,olunca…

Eeh. Helal malmış,düştü bize.
Geçti tapumuz elimize.
Mütaide verdik,geçtik evimize.
Başınızı ağrıttık,selâm hepinize…
Mehmet ÖZÇELİK
26-11-2009

Loading

No ResponsesOcak 2nd, 2015