MEĞER BİZ NEYMİŞİZ!!!

MEĞER BİZ NEYMİŞİZ!!!
Arslan kendisi gibi arslan olacak yavrusunu dünyaya getirdi.Ancak çok sürmeden etrafını saran çakal sürüsü gibi avcıların okuna hedef olarak yavrusunu geride bırakarak öldürüldü.
Yavru o kargaşada orada otlamakta olan koyun sürüsünün içerisine girerek kendisini sakladı ve korudu.
Artık oda yeni doğmuş kuzularla ve koyunlarla beraber geziyor,anne koyunun memesinden emiyor,koyun gibi meliyordu.
Her haliyle bir koyunu hatırlatıyordu.
Koyunlar kendisine koyun olmadığını,kendisinin ormanların kralı olduğunu,bir kükremesi halinde ormanda herkesin kaçacağını söylemesine rağmen,koyunlaşan aslan yavrusu koyunluğunu sürdürmeye devam ediyordu.
Çevredeki çakallardan,akbabalardan,yırtıcılardan,tilkilerden rahatsız olan koyunlar,huyunu iyi bildikleri bu arslan yavrusunun bu işe el atmasını istiyorlardı. Ancak onu arslan olduğuna bir türlü inandıramıyorlardı.
Artık canlarına tak demişti.Bir gün arslanı alarak ormana giden koyunlar kendisine kükremesini söylediler.
Arslan kükremesine kükredi ancak koyun melemesine benziyordu.Hiç bir hayvan tınmadı bile.
Bir kere daha bir kere daha derken artık kendisine bir güven gelen,iltifatlara mazhar olan,denemeler yapan arslan yavrusu son gücünü kullanarak kükremeye başladı.
Ağaçtaki kuşlar uçmaya,hayvanlar kaçışmaya başladılar.Arslanın güveni biraz daha gelişti.Olabileceğine inandı.
Ve kısa zamanda ormanın dizginini eline alarak ormanı çakallardan,tilkilerden ve onların idaresinden kurtarmış oldu.
*Bizde de öyle zannediyorum ki,bir ‘one minute’ yetti.Kişiliğimizin farkına varır olduk.Bir güven duygusu oluşmaya ve gelişmeye başladı.
Meğer biz neymişiz ya Rabbi!Koyunların içindeki aslan yavrusuymuşuz.Farkına yeni yeni varıyoruz.
Meğer musibetler tozlanmış veya paslanmış olan büyük duyguların üzerini silen ve ortaya çıkaran bir süpürgeymiş.
Depremde sadece bir şirketin 500 daire yani 35 milyon değerindeki parayı rahatlıkla verebilir olması,2,5 ve 5 milyonların ve bir liraların verilmesi bizlerdeki umut ışıklarını daha da parlattı.
Fedakârlıklar insanlığın zirvesine çıkmaya ve tırmanmaya başladı.Sadece içimizdeki değil,dünyayı da tetikler oldu.Van-da tüm Türkiye ve dünya ayaktaydı.
Meğer biz ölmemişiz,meğer dünya da ölmemiş..Yeter ki insanların duygularına uygun bir hitap oluşturulabilsin.
-Kışın şiddeti arkasındaki bahar çiçekleri gibi,depremde musibetle beraber rahmet yağmurlarını indirmeye başladı.Bu tamamen ve köklü olarak fırsata çevrilebilir.
Vana yardım konusunda gösterilen hassasiyetin,depremi tetikleyen pkk konusunda da gösterilmesi,tepkilerin verilmesi,çocukların sokaklara dökülmesinin engellenmesi gerekir.
Tâ ki rahmet yağmurları musibet ve belaları tetiklemeden ve gelmeden sürekli devam etsin.
-Deprem,yangın,boğulma,devası bulunmayan hastalıklardan ölmeler manevi şehitlik mertebesini kazandırdığı gibi,kaybedilen mallarda sadaka hükmüne geçmektedir.
27-10-2011
MEHMET ÖZÇELİK

Loading

No ResponsesOcak 2nd, 2015