CANLILAR ALEMİNDE BİR ANLAŞMA

CANLILAR ALEMİNDE BİR ANLAŞMA

Acaba muhal olanı mı konuşuyorum? Öyle de olsa,düşünülüp hayal edilmesi muhal olmasa gerek. Çünkü hayalde fiiliyat ve temas durumu yok…

Eğer tüm hayvan ve bitkiler insanlar gibi konuşsa ve düşünse idiler nasıl ve ne derece anlaşabilir,uyum sağlayabilirdik? Onları kendi emrimiz altına alabilir miydik? Yoksa makamımızı bize kaptırmazlar mıydı? Kimler baş bakan,Cumhurbaşkanı,amir,kimler memur olurlardı?

Acaba onları biz mi kendimize ram ettik,itaatkar kıldık? Çocuğumuza yaptıramadığımızı,onların en büyüğüne yaptırabiliyoruz. Elbette bunları güç ve kuvvetimizle yaptırıyor değiliz!

Mesela,arslan kardeş, akşama bize gel. Davetlisin…

Meselelerin altından gücümüzle nasıl kalkar,nasıl çözebilirdik? Zor görünüyor,değil mi?

Devler,balıklar,kuşlar ve bitkiler,bunların arasında yerimiz neresi ve nasıl olurdu? Üstesinden nasıl gelebilir? Ne kadar ve ne derece idare edebilirdik?

Kendisini idareden aciz olan bu insan,acizliğini ve güçsüzlüğünü daha iyi anlardı…

Bunlarla anlaşmak için elbette ortak bir nokta aranacaktı.

Bu meseleler ateistlerin kopukluğuyla,meçhuller üzerine konulan binalarla çözüme kavuşamazdı.

Kominist ve sosyalist düşünce doğrultusunda her şey eşit olarak nasıl paylaştırılacak? Ney?..Kime?..Nasıl verilecekti?

Her şeyi maddede arayan materyalistlere göre;kuvvetli olan haklı olursa,hayvanların haklılığına şimdiden hükmetmek gerekecekti.

Güçlülerin güçsüzleri yutması ile hayatın devamı düşüncesi gerçekleşecek olsaydı,hayattan ilk silinenin insan olması gerekmez miydi?

Bir referanduma gidilse,kimler kazanırdı acaba? İnsan mı?

O halde,bu kıymet ölçüsü neye göre belirlenmiştir de,bir kısmı ot,bir kısmı hayvan,bir kısmı da insan olmuştur?

Kim tarafından belirlendiği düşünülmesi gerekmez mi?

Bizleri diğerlerine karşı üstün kılan üstünlük vasfı nedir? Maddi yapımız mıdır?

Eğer öyle olmuş olsa idi,diğer varlıkların içinde değişik farklılıklarda geride kalabilirdik…

O halde tüm mesele o imtiyazlı noktayı yakalamakta… Onu muhafaza ve devam ettirmekte odaklanmış olmaktadır. Aksi takdirde elimizden kaptırabiliriz!

Tüm alternatifler düşünüldüğünde o mümtaz noktaların ağırlıkla insanın maddi cephesinde değil,manevi cihetinde temerküz edip,yerleştiğini görürüz.

Maddeyi ayakta tutan manadır. Lafızlar mana üzerine otururlar. Lafızlar mananın irer kalıp ve kılıfıdırlar. Bedenle ruh gibi…

Her şeyde hakim olan güç;insan ve insanlık manasının,hayvan ve hayvanlık maddesine üstünlüğü ile gerçekleşmekte…

Mâna ve ruhun da ruhu;İman ve Marifettir.

23-08-1995

MEHMET ÖZÇELİK

Loading

No ResponsesOcak 3rd, 2015