HADİSDEKİ TERİMLER VE ANLAMLARI

HADİSDEKİ TERİMLER VE ANLAMLARI

İnsan hayatı için ruh ve akıl ne ise;insanlık ve onun da ötesinde kainat için Kur’an ve Hadis öyledir.

Eğer kâinattan peygamber Efendimizin (SAM) nuru çıksa gitse,kâinat ve her şey vefat edecek.

Eğer Kur’an çıksa,gitse kâinat deli-divane olacak. Belki akılsız kalan kafasını bir gezegene çarpacak,bir kıyameti koparacaktır.

Efendimiz için ne söylesek yeridir ve de azdır. Zira O’nu Allah övmüş,yadetmiştir.

Binaenaleyh,Peygamberimizin zatı gibi,sözleri de nurludur. Karanlıkta kalan kalbler onun sözleriyle nurlanır,aydınlanır ve aydınlatır. Ölmüş vicdanlar hayat bulur.

O’nun sözlerinin nuraniyetine bakınız ki;1400 sene önce söylediği sözlerle asırları,asrımızı ve gelecek asırları nurlandırmakta,feyizlendirmektedir.

Bunun içindir ki;sahabeler Peygamber Efendimizin her ha, hareket ve sözünü –Kur’an-ı Kerim-i muhafaza gibi- hıfzetmişler,kaçırmayarak bizlere kadar,sağlam bir silsile içerisinde nakletmişlerdir.

Bunları dönem olarak ele alacak olursak;

1)Zatının ve hadislerinin hıfzedildiği birinci dönem.

2)Tedvin ve Tasnif dönemi. Yani bu hadislerin düzenlenib bir kitab haline getirilerek,akabinde tasnif işlemleri yapılmış,hadisler çeşitli konular halinde sınıflandırılmıştır.

Bu konuda;-İmam-ı Malik-in Muvatta-ı

-Ahmed bin Hanbel-in Müsned-i ve Kütüb-ü Sitte ki altı kitab diye isimlendirilen ;

-Buhari ve Müslim-in sahihleri.

-Ebu Davud,Tirmizi ve Nesâ-inin Süneni.

-İbni Mâce adlı eserlerdir.

Peygamber Efendimizin mübarek sözlerini sarraf gibi,diğer insanların sözlerinden ayırıp tesbit etmek üzere,İslam literatürüne bazı terimler getirilmiştir. Sıhhatinin bilinmesi için çalışmalarda ve araştırmalarda bulunulmuştur.

-Muhteviyat bakımından gayet geniş olan Hadislerin çeşitleri konusu birkaç cilt eser yazacak kadar bir araştırmayı gerektirmektedir. Bunları birkaç başlık altında özetleyecek olursak;

1)SAHİH HADİSLER= Bir hadisin sahih ve doğru olabilmesi için Adalet ve Zapt yönünden güvenilir olan Râvilerin,arada kopukluk olmaksızın zincirleme olarak,her türlü illetten uzak kalıp yapmış oldukları rivayete denir.

2)HABERİ VAHİD=Her ne kadar bir kişinin nakletmesi anlamına gelse de,kesinliği ifade etmediği için,kesinliliği ifade eden mütevatir hadis olmaması demektir.

3)ZAYIF HADİS=Sahih hadisin şartlarını içerisinde taşımayan hadislere denir. mesela;adalet ve zapt durumundaki eksiklik,rivayet edenlerdeki kopukluk gibi hususlardır.

4)MEVZU HADİSLER=Mevzu hadis,zayıf hadis olmayıp,uydurma hadistir. Mesela; Peygamberimiz zamanında birisi,kızlarından birisiyle evlenmek istediği aileye gelerek;”Beni Rasulullah gönderdi,istediğin kadınla evlenmemi emretti.”diyerek ailesinden kızı ister. Onlar tahkik ettiklerinde işin yanlışlığı ortaya çıkar. Bunun üzerine Peygamberimiz o adamı gayet ağır bir şekilde cezalandırır. Öyle ki münafıklar bile böyle bir şeye tevessül edemezler.

Bu uydurma işini ilk yapanlar Şia-lardır. Bu durum ise başta Hz. Ali-yi yükseltme amacıyla başlamıştır.

Aynı zamanda 3. Halife Hz. Osman ve ondan sonraki karışıklıklar ve fitneler buna mahal vermiştir.

Peygamberimizin meşhur olan şu hadisi ki:” Men kezebe aleyye müteammiden fel- yetebevve’ mak’adehu minen-nar.”,”Kim bilerek ve kasden (ben söylemediğim halde)bana yalan ve iftirada bulunursa (yalan söz söylerse)cehennemde yerini hazırlasın.”

Müslümanları hassasiyetli davranmaya sevk etmiş,hadisin aslına sadık kalınmış,aksi durumda rivâyet etmekten sakınılmıştır.

Tevatür de iki kısımdır. Bir kısmı;

SARİH TEVATÜR=Açıkça tevatürlüğü bilinir.

MANEVİ TEVATÜR=Bir cemaat içinde,bir adamın söylediği bir sözü,diğerleri sükut ile tasdik etmeleridir.

Veya;Bir olayın naklinde mesela;”Bir kıyye taam (okka,1282 gr.) ikiyüz adamı tok etmiş.” her kes bu hadisenin oluşunda müttefik olup,ancak başka başka suretlerde açıklama yaparlar.

peygamberimizden bize naklolunan hadislerde,büyük bir kısmı Tevatür iledir. Mu’cizeler ve Peygamberliğinin delili ile ilgili hadisler…

Bunlarda;Ya Sarih,ya manevi,ya sükuti ve az bir kısmı da Haber-i Vahid iledir.

Hadislerdeki an’aneli rivayetler;o hadislerin güvenilir râvilerin ittifak etmesiyle,hadisinde tam bir güvenilirliliğini ve onlara karşı itimadı sağlar. Şüpheleri izale eder.

Kelime-i şehadetin iki kelamından biri Allah’ı,diğeri ise Peygamberimizi ifade eder. Allah O’nu kendine şehadet eden varlığının yanına almış,onunla tamlığını ifade ve tasdik etmiş. Doğru olan Allah,Doğru zatı kendisiyle beraber şehadette bulunmayı şart koşmuş.

Allah hak ve doğruyu söyler,Rasulü de…

1-4-1997

MEHMET ÖZÇELİK

Loading

No ResponsesOcak 3rd, 2015