MİLLİYETÇİLİK VE UNSURİYET

MİLLİYETÇİLİK VE UNSURİYET
Savi tefsirinde En’am suresinin 1.2. ayetinin tefsirinde şöyle der:’İnsanoğlunun renklerindeki farklılık,topraklarının farklılığından,huylarının farklılığı da sularının farklılığındandır.’der.
*Veda hutbesinde Peygamberimiz;”Hepiniz ademdensiniz,adem ise topraktandır.” (Ebu Davud, Tirmizi)
*Âyette:” Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.”
İslâmiyet üstünlüğü ırkta değil,Takva dediğimiz günah kirlerinden uzaklığı nisbetinde değerlendirmektedir.
*1789 fransız ihtilalinden sonra dünyada milliyetçilik yayıldı.Türkiye’deki durumda bundan fazlasıyla nasibini aldı.
*Hz.Nuh insanlığın ikinci atasıdır.Oğulları kendisine inanmayıp boğulan Kenan,Ham(Afrikalılar bunun soyundan),Sam (Araplar bunun soyundan),Yafes (Türkleri de bunun soyundan) gelmiştir.
Nuhun Peygamber oğlu Kenan için,o benim oğlumdu sözüne Allah,o senin oğlun değildir,demesi.
Böylece iman bağının kopması,neseb bağını da koparmaktadır.
*Kur’an-ı Kerim-de da 10 yerde İbrahim milleti olarak geçer.’Fettebiu millete ibrahime hanifen.’-Allah’ı bir olarak kabul eden İbrahim milletine tabi ol.’
*Mesnevide üç inek olayı anlatılmaktadır;Siyah-sarı-benekli.
Bunlarla arkadaş olan kurt aralarındaki farklılıkları öne sürerek onları önce birbirinden ayırarak paralar ve parçalar.Zira üçünü birden ortadan kaldırması güçtür.
Rusyanın bir zamanlar sürdürdğü politika gibi;Böl,parçala,yut.
*Hacda bir beyaz vatandaş siyah olan zenciye bakarak garipser.Bunun farkına varan zenci o kişiye şöyle bir cevap verir;
-Beyefendi,acaba boyayı mı beğenmediniz yoksa boyacıyı mı?
Her iki durumda da beğenmemek mümkün değildir.
*Efendimiz;’El-İslâmiyyetü cebbetil asabiyyetel cahiliyye’,-İslâmiyyet cahiliyet döneminde güdülen ırkçılığı kesmiştir.-Zira ırkçılık,kanser gibidir.
*Bu Anadolu da çok ırklar,muhaceretler olduğundan,kesin bir ırkı belirlemek güçtür.Hiç bir insan kesin olarak kendisinin şu ırktan olduğunu iddia edemez.
*Türkler milletinin fazileti tartışılmaz.Herşeyden önce onu Kur’an övmüştür.İstanbulun fethi hadisiyle rasulullah övmüştür.
Âyette:” Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, (bilin ki) Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Onlar mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü ve onurludurlar. Allah yolunda cihad ederler. (Bu yolda) hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. İşte bu, Allah’ın bir lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.” İfadesiyle övülmesi.
*Yavuz Sultan Selim şiirinde;
İhtilâf ü tefrika endişesi,

Kûşe-i kabrimde hattâ bikarar eyler beni;

İttihadken savlet-i a’dayı def’e çaremiz,

İttihad etmezse millet, dağıdar eyler beni..
Kanuni-de;
Saltanat dedikleri bir cihân kavgasıdır.
Olmaya baht ü saadet dünyada vahdet gibi.
İnsan yaratılışı icabı kendi milletini sevmesi gayet normal ve de hizmet etmesi için gerekli bir durumdur.Problem bunu hiçbir fark gözetmeksizin öne çıkarmak,üstünlük sebebi olarak değerlendirmektedir.
Milletimiz İslâmiyettir.Bu bize kâfi ve vâfidir.Bütün ehli imanı kucaklamak demektir.
Dünyada nerede bir Türk varsa müslümandır,Müslüman olmayan Türk dahi Türk değildir.Bulgarlar ve Macarlar gibi.
Emeviler bu konuda bir nebze emevi ırkını öne sürmekle hezimete girdiler,Türklerin İslâmiyete girişine geciktirdiler.
Zaten Hazret-i Hasan ve Hüseyin’in Emevîlere karşı mücadeleleri ise, din ile milliyet muharebesi idi.
Zira; Onların saltanatı, unsuriyet ve milliyete istinad ettiği için, milliyetin gaddarane bir düsturu olan: “Milletin selâmeti için herşey feda edilir.”düsturu idi.
Hem fikr-i milliyette bir zevk-i nefsanî var; gafletkârane bir lezzet var; şeametli bir kuvvet var.
Şu müsbet fikr-i milliyet İslâmiyet’e hâdim olmalı, kal’a olmalı, zırhı olmalı.. yerine geçmemeli. Çünki İslâmiyet’in verdiği uhuvvet içinde bin uhuvvet var; âlem-i bekada ve âlem-i berzahta o uhuvvet bâki kalıyor.
Milliyetçilik konusunda güzel tesbitlerde bulunan Bediüzzaman özellikle;“Ey Türk kardeş! Bilhassa sen dikkat et! Senin milliyetin İslâmiyetle imtizaç etmiş. Ondan kabil-i tefrik değil. Tefrik etsen, mahvsın! Bütün senin mazideki mefahirin, İslâmiyet defterine geçmiş. Bu mefahir, zemin yüzünde hiçbir kuvvetle silinmediği halde, sen şeytanların vesveseleriyle, desiseleriyle o mefahiri kalbinden silme!”(M.324)
“Milliyetimiz bir vücuddur. Ruhu İslâmiyet, aklı Kur’an ve imandır.”(T.86,97)

MEHMET ÖZÇELİK
25-01-2011

Loading

No ResponsesOcak 3rd, 2015