TARİHİMİZ KISIRLAŞTIRILDI

TARİHİMİZ KISIRLAŞTIRILDI- Sesli Dinle

            Aslında başlığı,Tarihimizi kısırlaştıran Adam –,-Tarihimiz Öldürüldü.- demek isterdim.

            Nitekim çanakkalede verilen 250 bin şehit adeta unutularak,bir adam öne çıkarıldı.

            Oysa onun komutanı Esat paşa hatıralarında,hiç de iyi hatırlamıyor, hatırlatmıyor.

            Tarihimizde adeta geçmiş unutulmuş,her şey bir kişiye endekslenmiş.

            -Milyonlarca arşivin bir yandan satılıp,diğer yandan yakılması veya gömülmesiyle ortadan kaldırılması…

            5816 sayılı Atatürkü koruma kanunuyla tarih adeta Atatürkle başlatıldı,geçmişle olan bağlantılar koparıldı,köprüler atıldı…

            Ve bu günlerde özellikle okullarda Osmanlıcanın okutulmaması yönündeki saldırılar,hep tarihin üzerinin örtülmesi,geçmişle bağlantının koparılmasına yönelik çıkışlardır.

            Kısır insanların,kısır döngü içerisinde dönüp dolaşmalarından ibarettir.

            “Artık onları terket, vadolundukları güne kavuşuncaya kadar dalsınlar ve oynasınlar.”[1]

*Türkiye-de saptırılan bir tarih var.Olayların belgeleri genelkurmay ve devletin arşivlerinde mevcud iken,bir türlü açılmayıp toplum gerilmekte,kavga ortamı,gereksiz tartışmalar oluşturulmaktadır.

*Çabuk yapın!

Gitmem yakınlaşıyor…

Gözümüz açık kalmasın…

Yapacaklarınız Osmanlıcayla sınırlı kalmasın.

Osmanlıca gelmesin derken,Osmanlı daha haşmetli olarak dönmesin zırvasıdır.

Oysa şu anda geçmişi aydınlatacak Osmanlı arşivinde 170 milyon vesika mevcuttur.

-Cumhuriyet Dönemi Türkiye tarihi uzmanı Prof. Cengiz Hakov, 1929-31 yıllarında Osmanlı arşivinin hurda fiyatına Sofya’daki kağıt fabrikasına satılmasının ardından Panço Dorev’in devreye girerek belgeleri kurtardığını anlattı.

“HURDA FİYATINA PAZARA ÇIKARILIYORDU”

Hakov, “1929’dan sonra başlatılan evrak temizleme işleminde eski evraklar hurda fiyatına pazara çıkarılıyor ve Panço Dorev’in gözüne ilişiyor ki, Bulgaristan için bunlar arasında değerli bilgiler var. Sofya’ya haber veriyor ve satın alınan evraklar (Sofya’daki) Kostinbrot kağıt fabrikasına gitmeden önce demiryolu istasyonundan alınıyor.” dedi. Hakov, okkası 3 kuruşa satılan evraklardan Bulgaristan’a 30 ton arasında gönderildiğini ve daha sonra bunların 50 çuvallık kısmının iade edildiğini belirtti.”[2]

-Sevindirici bir durum olarak; 1.290.000 arşiv Bulgaristana kağıt fiyatına satılmış ancak şu an bunların mikro filmleri bize iade edilmiştir.

Kayıplar ise bilinmemektedir.

-İşte kaybedilen ve yağmalanan kültür ve değerlerimizin blançosu;

– Kültür Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü’nün World Learning ve World Survey’e dayanarak yaptığı incelemeye göre, Irak’ın 113  kütüphanesinde 82 bin 258 el yazması yağmalanmıştır. Yağmalananlar arasında 1494 eser ise Osmanlı Türkçesi ile yazılan Yazmalar.

Bağdat’ta bulunan 41 kütüphanede ise 1279′u Osmanlı Türkçesi olmak üzere toplam 53 bin 22 el yazması korunuyordu. Bağdat’taki kütüphaneler arasında el yazmaları açısından en zengini ‘Saddam el Yazmaları Kütüphanesi’ydi.        Bu kütüphanede, 786′sı Osmanlı Türkçesi olmak üzere toplam 40 bin 214 el yazması yer alıyordu. Ayrıca Bağdat’taki Evkaf Kütüphanesi’nde 5 bin 147, Naji Mahfuz Koleksiyonu’nda 662, Kadiriya Kütüphanesi’nde ise 1544 el yazması korunuyordu.

Öte yandan Basra’daki 3 ayrı kütüphanede 10′u Türkçe olmak üzere 2 bin 114 eser yer alırken, Dohuk’daki bir kütüphanede 16, el Divaniye’de 2 ayrı kütüphanede 236, El Hilla’da 4 ayrı kütüphanede 86, Erbil’deki 2 kütüphanede 10′u Türkçe 50, Nasıriye’deki 3 kütüphanede 304, Samarra’daki 2 kütüphanede ise 41 el yazması bulunuyordu.

Kerbela’daki 19 kütüphanede ise çoğunluğu fıkıh, kelam, Kuran, mantık, felsefe, edebiyat, dil ve gezi konularında yazılmış Farsça ve Arapça 2 bin 337 el yazması yer alıyordu. Kerkük’teki 5 kütüphanede 23′ü Türkçe toplam 117 yazma eser korunurken, Musul’daki 9 ayrı kütüphanede ise 135′i Türkçe olmak üzere toplam 6 bin 810 yazma eser bulunuyordu. Necef’deki 17 kütüphanede ise 20′si Türkçe toplam 12 bin 159 el yazması korunurken, Süleymaniye’deki 2 kütüphanede 17′si Türkçe toplam 4 bin 430 el yazması, el Samava’da 11, Saddam’ın doğduğu kent olan Tıkrit’te 28, el Zubayir’de ise 25 el yazması yer alıyordu.

1982 yılında kurulan ve 5 milyondan fazla kitabın bulunduğu İsrail Milli Kütüphanesi’nde, İslam ve İslam tarihine ilişkin 100 bin kitap ve 2 bin el yazması eser bulunuyor.  İsrail’deki kütüphane, 600 yıl önce yazılmış ve Sultan I. Selim’in mührünün bulunduğu şahsi mushafı da bünyesinde barındırıyor.

İsrail Millî Kütüphanesi’nde, saf altınla bezenmiş ve İslamî nakışlarla süslü, tarihi 1200 yıl öncesine dayanan Kûfî hattıyla yazılmış bir Kuran-ı Kerim mushafı da bulunuyor.

İsrailliler bu eserleri satın aldıklarını iddia ederken, Filistinliler bu eserlerin bazılarının ABD işgali sonrası Bağdat’tan yağmalanarak İsrail’e getirildiğini söylüyor.

*”İşte İsmet İnönü’nun ağzından, harf devriminin asıl amacı:

            Harf devriminin tek amacı ve hatta en önemli amacı okuma yazmanın yaygınlaşmasını sağlama değildir. Okur-yazar oranının düşük oluşunun yegane sebebi alfabenin öğrenilmesinin zor olduğu değildi. Devrimin temel gayelerinden biri yeni nesillere geçmişin kapılarını kapamak, Arap-İslam dünyası ile bağları koparmak ve dinin toplum üzerindeki etkisini zayıflatmaktı. (…) Yeni nesiller, eski yazıyı öğrenemeyecekler, yeni yazı ile çıkan eserleri de biz denetleyecektik. (…) Din eserleri eski yazıyla yazılmış olduğundan okunmayacak, dinin toplum üzerindeki etkisi azalacaktı.”[3]

Millet ecdadının dilini bilmesin!Gerçek tarihi öğrenmesin!

Yüz yıllık uyuma,uyutma ve gecikmeyle bu millet daha muhteşem bir dönüş yapacaktır.

-Bir asırdır kızlarımız soyuldu.Dünya birinciliği verilerek bir rüşvetle başladı ve kutlamalarla,bayramlarla sürdürüldü.

-Surda bir gedik açtık,mukaddes mi mukaddes.

Ey kahpe rüzgar,her nereden esersen es.(N.F.Kısakürek)

-*Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır.

Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır.

Aşk celladından ne çıkar madem ki yâr vardır.

Yoktan da vardan da öte bir Var vardır.

Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır.

O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır.

Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır.

Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır.

Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır.

Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır.

Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır.

Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır.

Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır.

Senden umut kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır.(S.Karakoç)

MEHMET ÖZÇELİK

30-01-2015

 

 

[1] Mearic.42.

[2] http://www.yeniakit.com.tr/haber/bulgaristandaki-osmanli-arsivi-goruntulendi-45998.html

[3] İnönü, Hatıralar, C. II, sh. 223.

 

Loading

No ResponsesŞubat 5th, 2015