SENTEZ

SENTEZ – Sesli Dinle

Cemaat dizginini paralel yapıya kaptırdı.

Uzun bir süredir şaşkınlığını ve sessizliğini koruyan cemaat,yüzde beşlik paralel yapının hakimiyeti altına girdi.

Üst derin devlet cemaatı paralel yapıya bağladı.

Eskiyen ve çöken chp-yi canlandırmak amacıyla;dün tesettürlü kızları ve ablaları ev ev dolaştırarak chp-ye oy isteyen paralel yapı,bu seferde son seçimlerde doğrudan ve dolaylı olarak chp-nin kürt ve sol versiyonu olan Hdp-ye yamalandı.

En akıllı ve iyi niyetli geçinen daha önce verdiği Akpartiye vermemekle,Bbp-ye de verse,onlara yaramadığı için.otomatikman Hdp-nin hanesine geçmiş oldu.

Cemaat geçici tedbir ve göz boyamalarla bir arada tutulmaya çalışılmaktadır.

Bu durum bir müddet sonra dağılmaya ve parçalanmaya gidecektir.

-Nur cemaatının 1970-lerde yaşadığı bölünmenin,daha dehşetlisi cemaata yaşatılacaktır.

Tabanı temsil etmeyen tavan,değişik renklerden oluşmuş,gerçek rengini ve yüzünü ise gün be gün ortaya koymaktadır.

-Gülen bunun neresinde?

Akıl tarafı paralel yapıda,kalb tarafı ise cemaatten yanadır.

On altı yıldır gelmemenin hiçbir akıllıca mantığı yoktur.

İyi niyeti de bulunmamaktadır.

En azından kirliliğe ve şaibeye sebeb olmaktadır.

-Bir asırlık tarihimizde 1960 yılıyla başlayan darbeler,sıkılan kurşunlar ilk defa geri tepiyor,sıkanı siliyor ve silikleştiriyordu.

2013 17-25 Aralık sivil darbe uygulaması sonuçsuz kalarak,büyük bir bela defediliyordu.

****************

Türkiye-deki derin devlet sürekli ordu kanalıyla darbe yapıyordu.

Ordunun başına getirilen bir genel kurmay başkanıyla bu işin önü kapanınca,diğer yandan da –haklı haksız- bir kısım ve kesim yıpratılma yoluna gidilip darbe yapılma yolu kapanması sebebiyle,yıllardır emniyette yapılan kadrolaşma darbede kullanılma yoluna gidildi ve başarısız oldu.

Bunu kullanan ve yönlendiren dış güçler,bir taşla iki kuş vurdular;

Bir yandan devleti yıprattı ve başına iş açtı,diğer yandan da yarım asırdır hizmet hareketinin birikimini bitirmiş oldu.

*********************  

8 Şubat sürecinde Cumhuriyet gazetesinde Ankara muhabiri olarak görev yapan gazeteci Yusuf Özkan, Süleyman Demirel’in 54.Hükümeti kastederek “Çıkın sokaklara, yıkın bu hükümeti” dediğini ve kendisinin de bizzat bunu duyduğunu BBC Türkçe için kaleme aldığı yazısında anlattı.

Hükümete karşı açık bir tavır alan ve Türk Silah Kuvvetleri içerisindeki “Erbakan karşıtları” ile birlikte hareket eden Süleyman Demirel, “28 Şubat yasaları” olarak bilinen ve Türkiye’de inanç özgürlüğüne büyük darbe vuran yasaların tümünü onaylamıştı.

İŞTE O YAZI:

“Ankara’da savunma muhabiri olarak çalışıyordum. Demirel, “İrticai faaliyetler” konusundaki kaygıları nedeniyle Başbakan Necmettin Erbakan’a ve dömnemin Refah Partisi – Doğru Yol Partisi (Refahyol) hükümetine tepkiliydi.

Erbakan Ramazan nedeniyle 11 Ocak 1997’de, 51 tarikat ve cemaat liderini Başbakanlık Konutu’na iftara çağırdı. Fethullah Gülen’in de çağrıldığı ancak katılmadığı iftar yemeği yoğun tartışmalara neden oldu.

Sarıklı, cüppeli tarikat liderlerinin Başbakanlık Konutu’na girerken çekilen görüntüler, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) tepkiye neden oldu. Komuta kademesi, Başbakan Erbakan ve yardımcısı Tansu Çiller’i eleştirmeye başladı.”[1]

Acaba 17-25 aralıkta Demirel-in işi mi?

Onun yanına sık sık gidilip,akıl danışılıyordu..

Onun mason olduğu belgeyle sabitti.[2]

******************

Kâbesi olmayan sol kesim,kendisine bir kıble aramaktadır.

Bu kıble bazen Taksim olurken,bunların sınırlı olmasından dolayı,çoğu zamanda kendilerinin senaryolarla yaptıkları kıblelerdir.

Nitekim 1 Mayıs,orada öldürülenler için dikilen! Heykeller ve yazılan mersiyeler, Madımak oteli,bizzat kendilerinin kendi arkadaşlarını öldürmek suretiyle kıblelerini tazelemekte ve arttırmaktadırlar.

Solun kıblesi,şeytanın ve şeytani kıblesidir.

*Türk solunun kürt versiyonu olan Hdp,buna bir de fuhuşu ve fuhuşçuyu ekleyerek; hem dinen,hem şiddet ve hem de ahlaken çöküntülü bir hayatı sürdürmekte olduğunu göstermiş ve de yaşamaktadır.[3]

*”PROF.DR. NECMEDDİN ERBAKAN
Ben 28 Haziran 1996’da Başbakan oldum. Meclisten güvenoyu aldım ve Başbakan koltuğuna oturdum. İlk ziyaretime gelen ABD elçisi oldu. Bana şunu söyledi; “Biz biliyoruz ki sizin davanız İslam’dır. Başbakan oldunuz. Bu bizim hoşumuza gitmedi ama beraber çalışmaya mecburuz. Ben size geldim ve diyorum ki sizinle beraber çalışabiliriz. 6 tane şartımız var. Birincisi; “İran ile ticari münasebetinizi 50 milyon doların üzerine çıkartmayacaksınız.” İkincisi; “İrana gitmeyeceksiniz.” Üçüncüsü; ABD üslerine dokunmayacaksınız.” Dördüncüsü; ” Diğer Müslüman ülkelerle de ticaretinizi arttırmayacaksınız.” Beşincisi; ” Çekiç güç askeri işgal kuvvetlerimizi dışarı çıkartmayacaksınız.” Altıncısı; “Irak boru hattını açmayacaksınız.”

Bizim meşhur sadrazamımız Ali Paşa’nın bir sözü vardır; “Ben mühim bir iş yapmak istediğim zaman önce Rus Elçisi ile konuşurum. Ne derse tersini yaparım” Ben de ABD elçisinin söylediklerinin hepsinin tersini yaptım. İlk ziyaretimi İran’a yaptım. “İran ile ticari münasebetinizi 50 milyon doların üzerine çıkartmayacaksınız.” demişlerdi, sadece doğalgaz antlaşması 2,5 Milyar Dolar oldu. Ve ilan ettim ki; Türkiye ile İran arasındaki Ticari Münasebet Hacmi 10 Milyar, 20 Milyar değil, Almanya ile Fransa arasındaki ticaret nekadar ise okadar olur dedim.

15 gün sonra ABD Dış İşleri Bakanı Warren Christopher Ankara Elçisi Grossman’a -iki yahudi- “Ne yapın, edin askeri ihtilal yapıp Refah Partisi’ni iktidardan uzaklaştırın.” diye kripto gönderdi. Bu kripto bizim elimizde bulunuyor. “[4]

*********************  

İktidarın yolu hapishaneden geçiyor.Bizde Erdoğan da öyle olmuştu.

Her ne kadar Mısırda Mursi idamla yargılansa da,dünyanın ciddi baskısı sonucu geri adım atılabilir.

Bu da Mursi için yeni bir iktidarın başlangıcı olur.

-Mısır-da Mursi ile beraber birkaç kişinin almış olduğu idam kararı,Mısır-ın hala bizim 1950-lerde kaldığını göstermektedir.

*******************  

Konservatuarda dini musikisi yoktur.Türkiye-nin tezadları.Türk musikisini yasaklayan zihniyetin bu milleti dinden koparmanın diğer bir yeri.

Topluma aid değerleri tamamen toplumdan silmeye yönelik eğitim verilmiştir.

Bu da Chp eliyle ve maharetiyle yapılmaktadır.

Avrupada tüm kurumlar hristiyanlık üzerine oturtulurken,Türkiye-de bir asırdır kurumlardan tecrid edilmeye gidildi.

******************  

1927-72 arası üç bine yakın cami kapatıldı.

Bunlar ihaleye çıkarıldığında Müslümanlar hassas olup çekindikleri için,gayrı Müslimler tarafından alınmış,kumarhane,meyhane,ahır,,mihrabına tuvalet,yıkılarak taşları kanalizasyonlarda kullanılmıştır.

Tamamen dini her yönüyle kuşatarak,tehdit ve ölümlerle,hayattan silerek ortadan kaldırma yoluna gidilmiştir.

Bugünkü olumsuzluklar bunların sonucudur.

*********************  

10.cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer bu memlekete hiçbir hayırda bulunmadığı gibi,büyük bir şer ve zarara sebeb olmuştur.

Onun döneminde ekonomi ilk defa sıfırlanmıştır.

İkinci İnönü vakası olarak hatırlanabilir.

Zaten Eşi de İnönü ile akrabadır.

Tarih onu hayırla yadetmeyecektir.

*********************  

Odunda pişen çay iyi olurmuş.

Anadolu insanı da hayatın yakıcı ve zor ateşinde pişmiş olduğundan,şiirinde,şarkısında hep feryad çıkar.

Yanık yanık söyler.

Yanmıştır,yakar.

Zira yanmayan yakamazmış.

Ferhatlar,Mecnunlar,Keremler hep bizde çıkmıştır.

Batıdaki şairler,doğudakilerin zekatı bile etmez.

Mazlumlar da bizden çıkmıştır.

Bu günde yanan Ortadoğu halkıdır.

Masum ve mazlum insanlardır.

Küfrün zulmü,fikrin zulmeti,hayata zulmetmiştir.

Hayatı karanlık olanlar,hayatları karartmışlardır.

Doğu hala yanmaya ve yanık yanık feryatları söylemeye devam edecektir.

Onlar yanarken,yanık feryatlarıyla diğerleri yandırılmaktadır.

*******************  

Ortadoğuda hassas olan devletlerin ateşleri fitillenmekte ve toplu olarak sahaya çekme çalışması yapılmaktadır.Bunlar;

Türkiye-Mısır-Suriye-Suud-i Arabistan-Irak-İran en başta olanlardır.

Özellikle büyük çapta İran sahaya çekilmekte,bu ise özellikle doğrudan değil,dolaylı olarak ateşi fitillenmektedir.

Özellikle Suriye bahanesi…

*******************  

*Türkiye ile İran arasında kurulmaya çalışılan yeni bir Kürt Devletinin en büyük tehlikesine dikkat çekmek istiyorum.

Birinci derecede tehlikeli olan Kürt devletinin kurulup kurulmaması değil,onu devlet ve ordu düşünsün.

Daha büyük tehlikesi ise;kolay kontrol edilebilir böyle bir devletin;sosyalist, Zerdüşt, kominist,ateist,terörist,büyük İsrail ve büyük Ermenistan projesinin bir parçası olmasıdır.

Kaderin hükmü mü?

Ona zaman karar verecektir.

Kader cihetiyle hayırlar olsa da,büyük tehlikeye dikkat çekmek istedim.Çünkü yapılan faaliyetler hayra dönük ve hayır amaçlı faaliyetler değildir.

*******************  

Dün ıraktan Saddam Hüseyinin Kuveyte gönderdiği adı bile duyulmayan,bilinmeyen Humeyni-yi,Fransa kaparak,Abd ile yaptığı anlaşma neticesinde İran Şahını devirdi,büyük bir karşılamayla 747 Fan Abd uçağıyla İrana indi.

-Bize de Öcalanı göndermişlerdi değil mi?

-Sıra Gülen de mi?

Bilinmeyen ve tanınmayan Humeyni,bir ilah ! gibi karşılandı.

Humeyni Tahrana indiğinde uçağın içerisindekilerin yarısı Cıa ajanı idi.

Ne garib değil mi?

Fransa Humeyniye İranda İslam Devrimini yaptırıyor!!!

Ondan sonra noldu?

İran Irakla 8 yıl savaştı.

Saddam Abd tarafından silahla desteklendi.Baba Bush Kimyasal silah sattı.

Oğul Bush Saddamı kimyasal silah bulundurmakla suçlayıp,ona savaş açtı ve Saddam gitti.

Arkasından Suriye,Mısır,Yemen ve Türkiye-yi kuşatma faaliyetleri…

2013 yılı 17-25 Aralıkta da Türkiye-de benzer uygulamaya gidilmiştir.

Abd-nin müttefikleriyle beraber B planı tutmayınca,Ezidi-Suriye-Kobani-İşid kuşatmasıyla bu denenmekte ve devam edilmektedir.

****************

2.Abdulhamidin Bahriye Nazırı Amiral Hüseyin Hüsnü Paşanın oğlu, Kominist olan Sakallı Celal-( Celal YALINIZ )den;

“Sakallı, Dördüncü Komünist Enternasyonale katılanlar arasındadır. Kominternde Sovyet delegasyonu ile derin sohbetlere girilir. Delegasyonda Marksizme en fazla vakıf olan iki kişi (Sadrettin Celal ve Sakallı Celal) Sovyet muhataplarını şaşırtır. Sakallı durumu şöyle açıklar Sovyet delegasyonuna; “Devrim sizin ülkenizde yapıldığı halde Marksizmi bizden az biliyorsunuz diye üzülmeyin. Siz gece gündüz çalıştığınız için okumaya vakit bulamamışsınız. Sizin kadar çalışmadığımız için biz de oturup bol bol Marksizme kafa yormuşuz. Hepsi bu.”

* Bir Profesörle tartışmasından sonra; “Bu kadar cehalet, ancak tahsille mümkün olur” demiştir.

Görev yaptığı okulda öğrencilerle ilgili üstten gelen baskıya cavaben; “Meşrutiyeti ilan ettik olmadı, Cumhuriyeti ilan ettik olmadı, biraz da ciddiyet ilan etsek ne dersiniz.”

“Bu ülkede ilgililer bilgisiz, bilgililer de ilgisizdir.”

“Sakallı’ya “Sende bu kadar meziyet varken ve değersiz insanlar bile hayatta muvaffak olurken, sen niçin suyun yüzünde kalamayıp boğuluyorsun?” diye sormuşlar. “Anlatayım” demiş. “Bir köpeği suya atsanız, tıpkı yürür gibi hareketler yaparak yüzer, boğulmaz, selamete ulaşır. Zira vücudunun yapısı buna göredir. Ağzı, burnu denizaltı kulesi tarzındadır. İnsanoğluna gelince. Vücut yapıları köpeğinki gibi olmadığından ve alıştıkları yürüme hareketiyle yüzemediklerinden, su yüzünde kalabilmeleri hususi bir talimi gerektirir. Nice Köpekler selamet sahiline yüzerken, lüzumlu talimi ve terbiyeyi almayan bir insan olarak ben, dalgalarda boğuluyorum.”

Köpekleşmeden su yüzünde kalanlara selam olsun…”

“Türkiye’de ɑydın geçinenler Doğu’yɑ doğru seyreden bir geminin güvertesinde Bɑtı yönünde koşturɑrɑk Bɑtılılɑştıklɑrını sɑnırlɑr.”

“Evinde yɑpılɑn ɑrɑmɑ esnɑsındɑ polis duvɑrdɑ durɑn Kɑrl Mɑrx portresini soruncɑ “Rɑhmetli Bɑbɑm” diye cevɑplɑmıştır”

*” Kısa bir süre memurluk yapmış. Aydın’da görev yaptığı okulun inşaatında da çalışmış. Diğer insanların taşıyamadıkları şeyleri taşımış. Ankara lisesi müdürü iken lağım (kanalizasyon) bozulmuş. Bakanlığa bildirmiş. İdare etmesini istemiş bakanlık. Bunun üzerine tulumunu giymiş, kolları sıvamış, lağımı tamir etmeye koyulmuş. Tam bu sırada okula gelen müfettiş durumu tespit edip bakanlığa yetiştirmiş.

Bakanlık savunmasını istemiş: Ne işi varmış koca müdürün tulum ve boklar içinde. Yakışır mıymış Cumhuriyet’in koca müdürüne. Bakanlığa gitmiş ve savunmasını sözlü olarak yapmış Sakallı:
-Lağım patladı dedim, idare et dediniz. Ben de lağımı onarıp idare edeyim dedim. Lağıma takım elbise ile girecek değildim ya. Üstelik, idare etmenin bok içinde oturmak olduğunu da bilmiyordum.”

*” Bir arama sırasında polisler üzerinde bir silah bulmuş ve kimlik istemişler Sakallı’dan.
-Yok, demiş.
-Kimin nesisin demişler.
-Ben Japonum, demiş.
-Ama Türkçe konuşuyorsun.
-Ben, Türkçe konuşabilen Japonum.
-Peki, bu silahı ne yapacaksın?
-Polisleri vuracağım.
-Niçin?
-Niçini var mı? Ne zaman neyi savunacağınız belli değil. Dün hilafeti savunuyordunuz, bugün cumhuriyeti. Yarın yine hilafeti savunmaya kalkarsanız… O zaman hepinizi vuracağım bu silahla. Ona göre.”

* Birisi için çivi gibi adamdır demiş bir keresinde. İtiraz etmişler.
-Ne çivisi yahu. Zayıf, sünepe herifin tekidir o.
-Yanlış anlaşıldım galiba demiş Sakallı. Çivi gibidir derken; kafasına vurmazsanız iş görmez, işe yaramaz demek istemiştim.

* Yıllar sonra Kadıköy vapurunda karşılaşmış iki eski arkadaş. Mahir İz sormuş:

-Efendim, sizi hala huzura kavuşmuş göremiyorum. Oysa; sizin istediklerinizi de, düşündüklerinizi de, hatta düşünemediklerinizi bile gerçekleştirdi Mustafa Kemal Paşa. Neden hala memnun değilsiniz, muhalifsiniz?

-Sen hiç tiyatroya gitmedin mi? diye sormuş Sakallı Celal. Perde açılır. Karyolada bir hasta görürsün, bir de ilaçlarını veren hemşire. Biraz sonra; kulaklığı ve beyaz gömleğiyle doktor da gelir. Hastanın nabzına bakar, reçete yazar. Bu bir oyundur. Ortada aslında ne hasta, ne hemşire, ne de doktor vardır. Bunların hepsi, bilesin ki rolden ibarettir. İşte, bizim cumhuriyetimiz de “Yaşasın Cumhuriyet” rolünden ibarettir.

*Mezar taşında; “Bağban bir gül için bin hare hizmet eder” yazıyormuş. Yani “Bahçıvan bir gül için bin dikene katlanır.”

MEHMET ÖZÇELİK

07-07-2015

 

[1] http://www.habervaktim.com/haber/421930/demirel-cikin-sokaklara-yikin-hukumeti.html

[2] http://www.haber7.com/yazarlar/mustafa-yurekli/890234-necip-fazilin-demirelle-masonluk-belgesi-polemigi

https://www.youtube.com/watch?v=Hit5qidN_4w

https://www.youtube.com/watch?v=tM9bg0kdPXI

http://www.aksiyon.com.tr/dosyalar/demirel-o-belgeyi-loca-dan-degil-eski-bir-kurulustan-almisti_533146

[3] http://www.habervaktim.com/haber/422456/ahlaksiz-yuruyuste-polise-fuhus-teklifi.html

[4]https://www.facebook.com/photo.php?fbid=529791007168143&set=a.442647005882544.1073741825.100004117450922&type=1

Loading

No ResponsesTemmuz 25th, 2015