KOKMUŞ VE KOKUŞMUŞ DÜŞÜNCELER

KOKMUŞ VE KOKUŞMUŞ DÜŞÜNCELER

Maymundan gelmeyi daha iyi bulan kokuşmuş bir zihniyet.

Hz. Âdem kökünü kabul etmeyen İslamoğlu, ondan önceki köksüz bir noktada, kök aramaktadır.

Ve bu sözünü Mehmet Aydın la da teyid ettirir.

Mehmet Aydın-a bu konuda izah etmek düşer. Aksi takdirde İslamoğluyla aynı kefede değerlendirilmiş olur.[1]

Kur’an konuştuğunu ve de Kur’an-dan konuştuğunu söyleyen bu insan, ayeti anlamayacak kadar cehaletini izhar etmektedir.

“Andolsun biz insanı çamurdan (süzülmüş) bir hülasadan yarattık. Sonra onu (Hz. Âdem’in nesli olan) insanı sarp ve metin bir karargahta (rahimde) bir nutfe (zigot) yaptık. Sonra o nutfeyi alaka (yapışan şey) hâline getirdik, derken o alakayı mudga (bir çiğnem et) yaptık, o bir çiğnem eti kemik(lere) çevirdik (ve) o kemiklere de et (kaslar) giydirdik. Sonra onu başka yaratılışla inşa ettik (can verdik, konuşma verdik)…” [2]

Patlıcan ve hıyarda çamurdan ve topraktan oluşmaktadır.

Aslında toprağın hülasasından…

Patlıcanı ve hıyarı yiyenler, çamuru ve toprağı yemiş olmuyorlar.

-Allah herkesi Adem ve Havva gibi yaratabilirken, neden insanı aracı kıldı?

Onu ana rahminde yarattı.

Rahmetinin tecelli ettiği mekân…

Tıpkı İradesinin tecelli ettiği mekân olan alem gibi…

*M. İslamoğlu – SALAVAT GETİRMEK YAĞCILIKTIR!

Ula bire nâdan, Allaha karşı ne yapılırsa yeri değil midir?

Çektiğimiz tesbihler ve de tüm ibadetler de bir yağcılık mıdır?

Kurban kesmek yağcılık mıdır?

Hacca gitmek O’na yağcılık yapmak mıdır?

Her halde yağcılık olmayan bir şey de yoktur!!

Amaç insanları O’ndan bu bahane ile uzaklaştırmaktır.

Bu seviyesizlik değil, hainlik ve dini tahriftir.

 Asıl budur yağcılık…

-İnsanda ilahi zattan bir nefes ve bir esinti vardır.

Ondandır ki; insan ezeli olmamasına rağmen, o esinti sebebiyle ebedidir.

Allah kendisine aid bir şeyi ve özelliği yani o ses ve nefesi zayi etmez, insanda devam ettirir.

****************

Allahı ve O’nun Kitabını tartışmaya açanlar, kendi tartışmazlıklarını ve doğru olduklarını nazara verirler.

Eğer seviyelilerse Allahı ve Kitabını tartışmaya açmadan, kendini ve seviyesini veya seviyesizliğini tartışsınlar.

Problem aslında ehil olmayanlardan seviye beklemektedir.*Ateistten din öğretmeni olur mu?

Aslen branşı tarih olup atanamadığı için ilahiyatı bitirerek Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak atanan ateist öğretmen “Ateist olmak din derslerini vermek için bir engel değilmiş” dedi.

Ve bu öğretmen zaten ne verdiğini de kendisi söylüyor; ” ‘Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi’ dersleri verirken öğrencilerine şarkılar söylediğini, öğrencilerin derste gitar çalmasına izin verdiğini ve aynı zamanda Din Kültürü dersleriyle birlikte felsefe ve tarih de okuttuğunu belirten öğretmen, öğrencilerin de bu durumdan memnun olduğunu söylüyor: “Belki de bu yüzden öğrencilerim bana ‘sen ermişsin’ diyor. Nedendir bilemiyorum ama bu benim hoşuma çok gidiyor.[3]

Teşbihte hata olmaz, Öküzde hayvan bülbülde hayvan, ne fark eder, ikisi de aynıdır, denilenebilir mi?

Veya gübre kokanla misk kokan aynı olur mu?

Zehir satıp saçanla, ilaç yapıp satan bir olur mu?

Maalesef 1984 yılında bizim sınıfta da bir ateist öğrenci bulunmaktaydı.

Bu kişi de ilahiyatı bitirmiş, nasıl bir meslek olarak devam ettirebilecektir.

İnanmadığını inandığı gibi aktarması, öğrencileri de o yönde bilgilendirip yönlendirmesi de mümkün değildir.

-Böylece bir asırdır gençliğin bocalaması ve dağa çıkması, hapishaneleri doldurmasının bir sebebi de böylece anlaşılmış olmaktadır.

Uzun bir müddet dini terbiye ve bilgiyi almayı engelleyen devlet ve rejim, bir müddet sonra da onu bozmakta, sulandırmakta, ehil olmayanlarında bulandırmasına sebeb olmaktadır.

Bu milletin yine de ayakta durması hakikaten tam bir mucizedir.

MEHMET ÖZÇELİK

02-10-2016

 

[1] https://www.facebook.com/582107028631557/videos/723757547799837/

[2] Mü’minun, 23/12-14.

[3] http://www.habervaktim.com/haber/484674/ateistten-din-ogretmeni-olur-mu.html

 

Loading

No ResponsesEkim 5th, 2016