NADASTAN ÇIKIŞ

NADASTAN ÇIKIŞ

Bir asırlık nadastan çıkan bir milletle, dünya ve Avrupa karşı karşıyadır.

Bir asırdır bu milletin zincirlenen zincirleri adeta aşındırılıp kırılarak atak dönemine geçmiştir.

Bir asırdır beklemede ve de savunmada olan bu millet tüm tecrübe, bilgi ve birikimiyle büyük bir atağa kalkmıştır.

Hain ve hainler ortaya çıkmış artık oyun açıktan oynanmaktadır.

İşte örnekleri;

-ABD’den PKK’ya: Türkiye vuracak kaçın.

ABD’nin, Sincar ve Karaçok’ta 100 teröristin öldüğü harekatı PKK’ya sızdırdığı tespit edildi.[1]

-Özel harp dairesi veya Ecevitin ifadesiyle Özel Harp yani Kontgerillayı kurduran ve maaşını abd-nin ödeyip yıllarca darbeyi yaparak bize müdahale etti.

Bunun yanına b ve c planı olan pkk ve Fetöyü de yedekte bulundurdu.

-İsrail’in eski Savunma Bakanı Moşe Yaalon, Suriye’de terör örgütü DEAŞ’ın kontrolünde bulunan bölgelerden İsrail’e saldırı olduğunda örgütün kendilerinden özür dilediğini söyledi.[2]

-Türkan Saylan: Biz Asılız Bu Ülkede Bizim İstemediğimiz Bir Şeyin Olması Mümkün Değildir! Çoğunluk oldu diye anayasa DEĞİŞTİRİLEMEZ! diyor, Bizim istemediğimiz bir şey bu ülkede olamaz diyor.

Bizdeki beyaz Türkler, bizsiz hiçbir iş olmaz derken, aynı düşünceyi batı da paylaşmaktadır.

Bizim içinde en üstte olmadığımız Türkiye, Türkiye değildir, zihniyetiyle Türkiye sürekli istenildiği gibi biçimlendirilmeye çalışılmaktadır.

Bunun içinde hesap şu; Erdoğanı her hangi bir vesile ile kafesleyerek, her işimizi kolayca uygularız.

İngilizler bu amaçla her dönemde içimizden kendilerine sadık elleri ve elçileri bulmuşlardır.

İngilizler ihaneti çok ucuza satın alırlar ve de satılık insanları.

Zira ruhunu satanlar, her şeylerini kolayca satabilirler.

-2013 gezi olaylarından önce şu anda biri yurt dışına kaçan bir esnaf, diğeri meslekten ihraç edilen bir öğretmene şunu demiştim;

Eğer Gülen cemaatin eline silah verip bu milletin evladıyla karşı karşıya getirirse şaşmayın.

Şaşırmış, hiç ihtimal vermemişti.

Bu aynen fazlasıyla devam etti.

Gezi olayları ve 15 Temmuz patlak verdi.

Bu iş bitmişe de benzemiyor.

Bir boşlukta patlak devam edecektir.

Kurt gövdenin içindedir.

Bilinmez ve temizlenmezse, harici düşmandan daha çok zarar verecektir.

-Fetönün bunca yarım asırlık birikimi ortada bırakılmayacak, içten birileri tarafından sürdürülecektir, farklı bir kılık ve kılıfla…

Avrupa ve Amerika bunca yatırımı çöpe atmayacaktır.

Sinsi oyununa devam edecektir.

Burada şefkat değil, adalet uygulanmalıdır.

Âyette;” Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüzer değnek vurun. Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah’ın dini(nin koymuş olduğu hükmü uygulama) konusunda onlara acıyacağınız tutmasın. Mü’minlerden bir topluluk da onların cezalandırılmasına şahit olsun.”[3]

-Ahmet Davutoğlu akedemik gayretiyle takdir edildi.

Hep Erdoğan tarafından merdivenleri aşındırılarak terfi edildi.

Ya kendisinin terfi ettirip etrafına topladıkları?

Gül gibi davranmadı ancak ondan da geri kalmadı.

Davutoğlu tarih nezdinde tam hayırla yadedilecek bir kişi olamadı.

Etrafındakilerin bu gün dökülmüşlüğü onun hakkında bazı kanaatler oluşturmaktadır.

Erdoğanın kendisine yaptığı desteğin onda birini kendisi Erdoğana yapmadı, yapamadı.

Net olmadı.

Kendi hesaplarını öne çıkardı, kendi geride kaldı.

Davutoğlu kirliliğin içinde midir yoksa onu biliyor muydu?

-Dün Osmanlının meşru ve isteğe bağlı olarak yaptığı devşirme işini, bu gün Avrupa gayrı meşru yoldan, savaşlarda çocukları çalarak yapmaktadır.

Hem de ismini ve de dinini değiştirerek.

Bununla da kalmayıp yetiştirdiği bu insanları daha sonra da bize karşı kullanmaktadır.

-”28 Şubat döneminin etkili ve kudretli paşalarından birinden İNGİLİZ BÜYÜKELÇİ ısrarla randevu ister. Sonunda PAŞA dayanamaz ve “Tamam gelsin!” der. Gelir… Paşa uzatmaz, “Buyurun ne istemiştiniz” diyerek konuya girer… Büyükelçi “GÜLEN CEMAATİ İÇİN GELDİM. ÇOK TEHLİKELİ BİR YAPI. DEVLETİNİZ İÇİN İLERİDE BELA OLACAK” şeklinde cevap verir…
Paşa şaşırmıştır. “İyi ama siz nereden biliyorsunuz?” diye sorar. Cevap kesin ve nettir: “Biz kurduk, Amerikalılar kaptı da ondan…”

ÖRGÜTÜN para transferleri sistematik bir şekilde bir yerlere uğrasa da soluğu LONDRA’da aldı. Bizler İNGİLİZLER’i fazla tanımayız. Onlar Amerikalılar gibi ortaya çıkıp konuşmazlar. CIA görevlileri gibi “Her gizemli kurumun arkasında biz varız” demezler. Ama orada olduklarından emin olabilirsiniz! İşte bu İNGİLTERE 1980 DARBESİYLE birlikte FETÖ’nün en büyük hissedarı oldu! İngiltere, FETÖ’ye eğitim kurumları, dershaneler, yardım kuruluşları, turizm zincirleri kurdurdu. Özellikle bağış sistemi sayesinde İngiltere, FETÖ’yü yönetti.
Ama hepsini ıskaladık. FETO, ORDU İÇİNDE KORUNUYORDU! Eğer ABD ve İngiliz kanadı korumasa çok önce tasfiye edilirdi. Ama her ikisi birden koruyunca kimse ilişemedi… Bu net!
ABD örgütün yönetim şekline yön verirken, finans desteği İngiltere’den gelecekti. Londra yönetti parayı. Kurulan yardım dernekleri ya da diğer oluşumlarla ortaya çıkan NAKİT Londra’nın ellerindeydi!
İngilizler, FETÖ’nün dahi bankacıları ile bir araya geldi. 2004 yılında The Islamic Bank of Britain’i kurdu. Şu anda bu bankanın onlarca farklı isimde kolları faaliyette.
The Islamic Bank of Britain kurulduktan sonra kısa sürede sistem oturdu. 5 kıtada da güçlü bir alt yapı için Standard Chartered, HSBC, Rosette Merchant Bank, Barclays Capital, Royal Bank of Scotland, Gatehouse Bank, QIB UK, Bank of London and the Middle East (BLME), European Islamic Investment Bank (EIIB) da katılım bankası bölümleri kurdu. Sistem tutmuştu! AKIL BÖYLE BİR ŞEYDİ! Yine biz bilmiyorduk tabii!

…Operasyonlar başlayınca ve FETÖ tasfiyesi hız kazanınca kaçışlar başladı!
Türkiye’deki mücadeleyi kaybeden FETÖ üyeleri, dışarıda adres arar hale geldi. Beyin takımı ve finans ayağının merkezinde yer alan işadamları, üst düzey bankacıların hepsi İngiltere’ye gitti. Adı duyulmamış ancak para konusunda çok güçlü olan birçok isim şu anda İngiltere’de yaşıyor.
Ülkenin en saygı gören isimleri olmaya başladılar bile…
Amerika’ya giden FETÖ üyeleri ise, “Disposable” yani “Kullan at” olarak görülen kişilerdi. Değersizdiler, birçoğu ABD’de zor durumda. Maddi olarak güçlü olanlar ise, zor durumda olanlara sırtını döndü. Yüz vermiyorlar. Sonuçta İngiltere FETÖ’den vazgeçti! Ama değerli üyelerinden asla![4]

-Bin yıl süren ortadoks Katolik savaşları yerini haçlı Müslüman ve de alevi sünni savaşlarına bırakması yönünde çaba sarfedilmektedir.

-Uçkuruna sahip olamayanlar, millete sahiplenmeye soyunuyorlar.

-‘Eğer bu savaşdan Medine’ye dönersek, şerefli kimseler alçakları and olsun ki, oradan çıkaracaktır’ diyorlardı. Oysa, şeref Allah’ın, Peygamberinin ve inananlarındır, ama ikiyüzlüler bu gerçeği bilmezler.”[5]

-Millet birilerine mahkum edilmek için maddi ve manevi sıkıntıya kasıtlı olarak sokuluyor ve kasıtlı olarak kaos ve kaos ortamı oluşturuluyordu.

Kaht-ı rical yani adam kıtlığında bu millet Ecevite, Demirele, Mesut Yılmaza, Erdal İnönüye mahkum edildi.

Bu millet adam vardı da seçmedi mi?

Bu millet ancak o döküntüler içinden kendisine yakın bulduğu Menderesi, Özalı ve Erdoğanı seçti.

Onları da çok gördüler.

 Götürmek için de her namertliği yaptılar.

Ve de yapmaktadır ve de yapılmaktadır.

Uyanık oluna…

MEHMET ÖZÇELİK

29-04-2017

[1] http://www.haber7.com/guncel/haber/2318861-abdden-pkkya-turkiye-vuracak-kacin

http://www.haber7.com/dunya/haber/2318845-kustah-tehdit-tum-guclerimizle-saldiririz

[2] http://www.ahaber.com.tr/dunya/2017/04/24/deas-israilden-ozur-diledi

[3] Nur.2.

[4] http://www.takvim.com.tr/yazarlar/ergundiler/2017/04/08/yeni-elebasi-kim

[5] Münafikun.8.

 

Loading

No ResponsesNisan 30th, 2017