SAĞLIKLI SAĞLIK TAVSİYELERİ

SAĞLIKLI SAĞLIK TAVSİYELERİ
Aidin Salih – Gerçek Tıp kitabından özet notlar:
“Tefekkür ibadetin yarısı, az yemek ise ibadetin ta kendisidir.” Hadis-i Şerif
“Az yemekten başka hiçbir şey yoktur ki tamamen faydalı olsun ve içinde zarar olmasın.” İmam Gazali
Hastalıklar iki çeşittir; biri Allah‘tan, diğeri de insanların kendi hataları yüzünden, karışık, sistemsiz ve çok yemekten meydana gelir.
Bu sebepten meydana gelen hastalıklardan insan kendisi sorumludur.
Hasta olmak insanların ayıbıdır.
Sıhhatli olmak o kadar kolaydır ki yürümek ne kadar kolay ise, sıhhatli olmak da o kadar kolay.
*Fazla yemek: Çok yemek yenildiği zaman midenin daha çok enzime ihtiyacı olur. Enzimleri yapmak vücut için çok güçtür ve kıymetli maddeler gerektirir. Normal bir insan için 250 gr yemek yeterlidir. Bunu hazım ettirmek için kalp hiç zorlanmadan rahat çalışır. 2 kat yemek yenirse, kalbin yemeği hazım ettirmesi ve fazlalıkları çıkarttırması için 4 kat daha fazla çalışması gerekir.
Bu da kalp için çok ağırdır. Mesela bir araba düzgün bir yolda hiç zorlanmadan harcadığı benzinin 2 katını taşlı, bozuk, dik yolda harcar. Mesafe aynı ama harcadığı benzin farklıdır. Böyle zorlanarak devamlı çalıştığında motor harap olduğu gibi insanın
kalbi de devamlı ve çok çalışmaktan harap olur ve çabuk eskir. Genç insanlarda organlar kuvvetli olduğu için yenilen yemekleri hazım edebilir ve fazlalıklarını çıkarabilir. Fakat organların üzerine fazla yük bindiği için çok çalışmaktan çabuk eskir, kuvvetini kaybeder, zamanla fazlalıklarını çıkaramaz olur, depo yapar, vücudu yağ ve
kireç toplamaya başlar. Bazı insanlar çok yemelerine rağmen hep zayıf kalır ve bu durumlarının iyi olabileceğini düşünür. Hâlbuki hal öyle değildir. Çok yiyip zayıf kalanlar çok yiyip şişmanlayanlardan daha kötü durumdadırlar. Çünkü şişmanlar karışık ve yanlış yedikleri yemekten oluşan zehirlerin bir kısmını, vücudun topladığı
yağlarda depolayarak, bu zehirlerin organları tahrif etmesini kısmen  önleyebilmektedirler. Ancak çok yiyerek zayıf kalanlarda zehirli maddeler sürekli vücut içinde dolaşır. Böylece damarlarda, eklemlerde, organlarda ve kaslarda depolama yapar. Bu insanlar genelde sinirlidirler, sık hastalanırlar ve uyku bozukluğu yaşarlar.
Karışık yemek: Birbirine uygun olmayıp, hazım için ayrı enzim isteyen yemekler karışık yenirse hazım olunmaz çürür veya mayalanır. Örnek olarak karbonhidratlar ve proteinler birbirine zıt düşer. Çünkü bunların parçalanabilmesi için her ikisinin ihtiyaç
duyduğu enzimler birbirine zıttır. Bu zıtlık her iki enzimin birbirini yok etmesini sağlayarak, hazmın gerçekleşmesini engeller ve böylece hazım yapılmayınca çürüme başlar. Hazım olunamayan yemek, bağırsakta toplanır ve zamanla bağırsağı genişleterek cepler oluşturur.
Bu ceplerin içinde dışkısal taşlar toplanır ve yıllarca orada saklanır. Böylece bağırsağın duvarları kanalizasyon boruları misali zehirli artıklarla kaplanır. Buna bağlı olarak bağırsak ağırlaşır, hareketi yavaşlar ve sonuçta kabızlık meydana gelir. Bu durumda vücudun intoksikasyonu katastrofik şekilde büyür. (vücutta toksin birikmesi
katlanarak artar) Vücut çok halsiz kalarak yorulur, gaz ve uyku meydana gelir. Çürümüş yemekler bağırsağı zehirleyerek kana karışır.
Kandan bütün organlara ve hücrelere yayılarak onları zehirler ve hastalıklara yol açar. Çürümüş ve mayalanmış yemeklerden oluşan tuzlar vücutta kireçlenme yapar.
Çok sık yemek: Yemeğin hazmını beklemeden bir şeyler yemektir.
En hafif yemek 4 saatte hazım olunabilir, yemeğin ağırlığına göre hazım süresi 6–10 saate kadar uzayabilir. Bu zamandan önce bir şey yemeye başlayınca mide hazmını tamamen değiştirir ve midedeki diğer yemekler, karışık yemek gibi, hazım olmadan çürümeye başlar ve hemen gaz ve şişkinlik oluşur.
Zararlı düşünceler ve hareketler: Zararlı düşünceler vücutta fazla miktarda hormonlar çıkarır. Bu hormonlar kana karışarak zararlı zehirler çıkmasına sebep olur. Bu zehirler beyindeki su havuzlarını bulandırarak çok sinir yapar ve psikolojik ve diğer hastalıklara sebep olabilir. Sinirli olan insanlarda, karaciğer sertleşmesi, çeşitli kalp
hastalıkları ve dalak hastalıkları meydana çıkmaya başlar.
Ev temizliğinde kullanılan temizleyici ve deterjanlar: Ev temizliğinde kullanılan deterjanlar, mikroplara ne kadar zarar veriyorsa akciğer, karaciğer ve beyne de aynı şekilde zarar verir.
Bütün hastalıklara, ayrıca mantara yol açar. Klorlu deterjanlar (Tuz ruhu, çamaşır suyu, kezzap) bağırsak kanserine ve ağır akciğer hastalıklarına sebep olur. Bu kimyasal maddeler nasıl vücudu yıpratır zarar verirse hastalıkları tedavi için kullanılan bütün kimyasal ilaçlar ve haplar da (Ağrı kesici dâhil) vücudu yıpratıyor ve zehirliyor
“Allah’ı zikirden ayrılmayan hayvanı avcı avlayamaz.” Hadis-i Şerif.
Zikirden ayrılmayan organ hastalanamaz. Karaciğerin dolmasına kadar bütün hastalık sebepleri aynıdır. Karaciğer hasta olduktan sonra insanın tabiatına göre farklı hastalıklar meydana gelmeye başlar. Onun için hangi hastalık olursa olsun sebebi aynıdır. O zaman tedavi de aynıdır. Önce yemekleri düzeltmeli, sonra bağırsak
temizlenip çalıştırılmalı, sonra karaciğer temizlenmeli, ondan sonra diğer hastalıklar tedavi edilmelidir.
Hz. Allah’ın insan vücuduna verdiği kanunlara göre tedavi yapılabilir. Bu kanunu değiştirmek ve başka tedavi şekli imkânsızdır.
Yemekleri düzeltmek için yemeklerin faydasını ve zararını bilmek lazımdır. Faydalı ve şifalı yemekler cennet yemekleridir Âdem a.s.‘a verilenlerdir: su, bal, meyve, sebze, süt.
Limon: Limonun suyu suyla karıştırılıp aç karnına içilirse çok büyük şifadır. Kan asidini yok ediyor, bütün kireçleri eritiyor, taşları parçalayıp düşürüyor. Akciğerden balgamı çıkartıyor. Şeker veya tuzla yenilirse zehirdir.
Sarımsak: Kan temizleyici ve bütün hastalıkları yok edicidir.
Kurtları döker ve bitleri öldürür. Günde 1-3 yutulması şartıyla.
İncir: Bütün meyvelerin faydaları içinde toplanmıştır. Kanı dondurucu, kan eritici, balgam sökücüdür. Yaraları iyileştirir, yemek borularını açar ve boşaltır, bütün hastalıklara şifadır. Elma sirkesi içerisinde sulandırılmış 3‘er incir (taze veya kuru) yiyen ateşli hastalıklardan kurtulur, safradan zarar görmez. Karaciğer, dalak, böbrek, mesane tıkanıklıklarını açar.
EŞSİZ İLAÇLAR
İncir, sarımsak, tarçın, anason, zencefil, keten tohumu, elma sirkesi, zeytinyağı, limon, nar, patates suyu, çimlenmiş buğday, çörek otu, misvak, sinameki, kimyon bütün hastalıklar için eşsiz ilaçlardır.
Her evde bulunmalıdır.
YÜKSEK TANSİYON: Fazla ve karışık yemek sonucunda yemekler hazım olmayıp çürüyor, bunlardan meydana gelen zehirler kana karışıyor. Kan çok koyu ve köpüklü bir hale gelerek ağırlaşıyor.
Vücut bu kanın organlara ve hücrelere dağılmaması için damarları sıkıyor, zehirleri daha şiddetli çıkarabilmek için damarlara baskı yapıyor ve kan hareketini hızlandırıyor. İnsanlar bunun üzerine ilaç kullanmaya başlıyorlar. Kullanılan ilaçlar damarları genişletiyor ve zehirler vücutta kalarak depolanıyor, hastalığı daha çok ilerletiyor.
Yüksek tansiyon olmaması için karışık ve fazla yememeli. Aksam yemekten 1,5 saat sonra sinameki çayı içilmeli. Yüksek tansiyon olanlar yemekleri düzeltse, tansiyon hemen düzeliyor. Az yemek yiyen ve her akşam sinameki içenlerde yüksek tansiyon olmaz.
Tansiyon yükselse hemen lavman yapıp soğuk su ile gusül abdesti alınmalıdır ve limon suyu içilmelidir. Bu hastaların muhakkak karaciğer temizlemesi yapması gereklidir. Aç karnına bol bol limon veya greyfurt suyu suyla karıştırılarak içilmelidir ve biberiye çayı
kullanılmalıdır. Biberiye olmazsa onun yerine her gün yarım çay kaşığı tarçın kullanılır (Bal ile karışık).
KALP HASTALIKLARI: Doğuştan olan kalp hastalıklarının dışındakiler yani sonradan olanların hepsi bozuk yemeklerden kaynaklanıyor. Karaciğer hastalanıp sertleştiği, kanı temizleyemez hale geldiği zaman kirli kan kalbe gelerek kalp damarlarını kirletir.
O zaman tedavi için ilk yapılacak şey önce yemekleri düzeltmek, bağırsakları çalıştırmak ve karaciğeri temizlemektir. Daha sonra kalp için tavsiye edilen ilaçlar kullanılır.

Kalp için ilaçlar: Tarçın baharat olarak kullanılır veya günde 3 defa ağza karanfil alınıp çiğnenir. Kanı sulandırmak için, kalp damarlarını temizlemek ve açmak için limon suyu kullanılmalıdır.
10 tane limonun suyu ve tahta havanda dövülmüş 10 baş sarımsak, 1 litre bal ile karıştırılıp cam kavanoza koyulur. Ağzı 3 kat beyaz bezle kapatılıp, karanlık ve serin yerde 7 gün bekletilir. Sonra kapak kapatılıp buzdolabına koyulur. 1 çay kaşığı ağzına alınarak dolandıra dolandıra eritilir, bu şekilde 4 çay kaşığı yutulur. Her gün aynı saatte aç karnına bütün karışım bitene kadar yutulur. Bu ilaç senede bir defa kullanılmalıdır. Kalp ve beyin damarları için mükemmel bir ilaçtır. Bu ilaçtan sonra kan ve damar temizlemesinde yazılmış olan sarımsaklı zeytinyağına limon suyu ile devam etmelidir. Kalp krizi geçirenler bunları muhakkak yapmalı, bundan sonra da 1 günlük, sonra 3 günlük, sonra 10 günlük oruçları yapmalıdır. Sonra doktora gidip kalp kontrolü yaptırarak sonucu görebilir.
TÜMÖR VE KANSERLER: Kanserin başlama sebepleri çok çeşitlidir fakat en çok yemek bozukluklarından meydana geliyor.
Burada yemek bozukluğundan olan kanserden bahsedeceğiz. Yetişkin insanlarda kanser ve tümör oluşması genelde vücuttaki kireçleme 20 kiloyu geçince başlar. Kireç 15 kiloyu geçince tümörler 20 kiloyu geçince kanser başlar.
Çürümüş yemekler bağırsağa inerek bağırsağı zehirler ve kana karışır. Zehirden korunmak için bademcikler şişer. Bademcikler sık sık şişince yanlış bir uygulama olarak ameliyatla aldırılıyor.
Bademcikler alınınca çürümüş yemekler bu sefer apandistin şişerek iltihaplanmasına sebep olur. Gene yanlış bir uygulama olarak ameliyatla apandisit aldırılıyor. Apandistin görevi bağırsak için gerekli mikropları üretmektir ki bu mikroplar tümör hücrelerini
yok eder. Apandisit ameliyatından sonra tümör hücreleri kontrolsüz kaldığı için kanla birlikte bütün organlara gider ve tümörler oluşmaya başlar.

ŞEKER HASTALIĞI: Gerçek şeker hastalığı (diyabet) genç yaşlarda başlar. Bu pankreas bozukluklarına bağlıdır ve tedavi etmek çok zordur. Bu hastaların hafada iki gün (pazartesi, perşembe) devamlı oruç tutmaları lazımdır.
Taze fasulyenin suyunu sıkıp 100 gram fasulye suyunu, 100 gram suyla karıştırarak fasulye mevsimi bitene kadar, aç karna içmeye devam etmelidir.
Taze fasulye bulunmadığı zaman kurutulmuş fasulye kabukları küçük küçük kesilir bir çorba kaşığı kabuk bir su bardağı suyla 5–10 dakika kaynatılır. Bu su üçe bölünerek yemeklerden önce aç karnına içilir. Bu hastalar her gün en az bir limon suyu içmelidir. 3 taneye kadar içebilir. Nar mevsimi bitene kadar nar suyu içilmeli, yeşil elma yenilmeli veya suyu içilmeli. Hiç bir şey karıştırmadan 1 tabak çilek yemek olarak mevsimi boyunca yenmeli. Blâbasr mevsiminde onu yemeli, tyttefaaer ve Solfaser de çok şifalıdır. Taze soğan ve sarımsak da çok iyidir. Bir soğan ince ince doğranıp bir bardak suyla
karıştırılarak 6–8 saat bekletilir. Sonra bir bardak ikiye veya üçe bölünerek aç karna içilir.
İleri yaşlarda başlayan şeker hastalığı diyabet değil sadece şeker dengesizliğidir. Onlar yemekleri düzeltmeli, bağırsakları ve karaciğeri temizlemelidir. O zaman şeker yükselmez. Daha emniyetli ve çabuk geçmesi için diyabetliler için yazılanlar tatbik edilmelidir.
“Et şüphesiz yemeklerin efendisidir. Efendi ile her gün görüşülmez.” Hadis-i Şerif
MİGREN: Migren ağrısı, safra kesesi ve kalın bağırsakla bağlıdır.
Kabızlık olsa, kalın bağırsağın sonundaki kısım genişliyor. Makat etrafında yaklaşık 100 tane akupunktur noktaları vardır ve hepsi beyinle bağlantılıdır. Bu ceplerde toplanan pislik akupunktur noktalarına baskı yapıyor, migren ağrıları meydana geliyor.
Migren ağrısı başlasa hemen lavman yapılmalı, gusül abdesti alınmalıdır. Mide bulantısı olursa ılık su içilmeli ve kusulmalıdır.

Tedavisi: Bağırsak boşaltılıp çalıştırılmalı, yemekler düzeltilmeli ve sonra da sırayla temizlemeler yapılmalıdır. Varis ve basur hastalıklarında da bağırsak çalıştırılıp, temizlemeler yapıldığında, görüntüleri tamamen düzelmese de, her hangi bir rahatsızlık vermez.
Varis ve basur için günde 1,5 gram muskat rendesi yemeklerle veya ağza alınarak veya çayı yapılarak kullanılmalıdır.

(Bunun içinde mükemmel bir uygulama ise, İkinci beyin olarak kabul edilen bağırsakların temizlenmesi için Sinamekkidir.)
CİNLER VE PERİLER: Cinler ve periler ibadetsiz veya ibadetini hatalı yapanlara musallat olurlar. Bu hastalıklarda karaciğerin sıhhatli olması çok önemlidir. Önce karaciğer temizlemesi yapılmalı sonra ılıktan başlayıp soğuğa geçmek şartıyla her gün gusül abdesti alınmalıdır. Duş yerine kovadan su kullanılması çok daha etkilidir. 1 günlük oruca devam edilmeli en güzeli 3 günlük oruçları yapmalıdır.
Müminun suresi 97–98. ayetleri ile Saffat suresinin 7. ayetine devam etmelidir. Bunlar her gün 300 defa okunur. Bir de hatim suyu içilmelidir.
“Kim Rahman‘ın zikrinden göz yumarsa biz ona şeytanı musallat ederiz artık o ona arkadaştır.”Zuhruf.36.
40 yaşından sonraki insanlar ve ibadetlerini yapan insanlar 5 yaşındaki çocuk gibi yemelidir. (250‘gr dan 500 grama kadar) bundan daha fazla yenildiği zaman, fazla artıklar vücutta hastalık yapıyor.
Vücut hastalıklarla değil yemeklerle uğraşıyor. O zaman sadece aç kalarak hastalıklardan kurtulabilinir. Çünkü vücut aç kaldığı zaman hasta hücreleri yemeye başlar. Yani hastalıkları kendisine yemek yapar. Kireçleri de eriterek kısmen kullanır, kısmen çıkarır.
Çocukların korkuları: 40 güne kadar çocuklar insanların gerçek vasıflarını, melekleri ve cinnileri görebiliyor. 2 yaşına kadar bütün sebepleri, dünyaya geliş sebebini dahi biliyor onun için onların her hareketleri manalıdır. 7 yaşına kadar cinleri görebilirler ve onlardan korkabilirler. Anne babalar korkan çocukları yalnız bırakmamalıdır.
Kur‘an-ı Kerim‘i çok okumalı ve çocuklara öğretmelidir. Ne kadar öğrenebilirlerse o kadarını öğretmelidir.
-HÜLASA:
1-Hamile kadın ilk 3 ay oruç tutmalı; ne kadar çok olursa o kadar iyidir. İfarda taze sıkılmış bol meyve suyu içmelidir. Meyve suları, hamile kadının vücudundaki artıkları dirilterek vücuda tekrar yemek yapar (vücuda toplanmış maddeleri vücut kullanır ve başka yiyeceğe ihtiyacı olmaz).
2-Hamile kadınların yemeği doğal olmalı, çiğ sebze ve meyve yemeli, en önemlisi yeşil sebzeler. Yeşil sebzelerin proteinleri insan proteinlerine çok benziyor.
3-Çok Kur‘an-ı Kerim okumalı, bebek terbiyesi için Hatm-i Şeriflere götürmelidir.
4-Son günlerde İnşikak okumalıdır. (İnşikak Suresi)
5-İlk 3 gün bebeğe ağızdan başka bir şey verilmemeli (su dâhil) çünkü bu üç günde bebek anne karnında aldığı bütün zararlardan kurtulacak.
6-Bebek 2 yaşına kadar anne sütünden başka bir şeye muhtaç değildir.
7-Bütün çocuk hastalıkları annenin bozuk yemeklerinden kaynaklanıyor.
8-Bütün hastalıklar açlıkla yok oluyor. Genetik hastalıkları (Hz. Allah‘tan gelenler) düzeltmek mümkün değildir. Sadece hafifletilerek zorluk çekmeden yaşamaya alıştırılabilir.
Hadis-i Şerif: Resulü Ekrem Efendimizden: Gündüz beyazlığı ve gece karanlığı içinde ikişer kere yemek ve içmek israf ve hastalıktır.
Et yemek ve çorba (etli) içmeye devam etmek sıkıntı verir. Kırk güne kadar et ve yağlı yemeye devam etmek ahlakı bozar, tabiatı değiştirir. Tok karnına yemek ve içmek vücut sıhhatine zararlıdır.

Sıhhatini korumak isteyen tokluğa devam etmeyip açlığı kadar yemekle lezzet bulur. Kudreti kadar aç kalsın, ta ki aklı saf, göğsü geniş ve kalbi nurlu olsun. Açlıktan sonra bir yemek üzerine devam etsin. Zira her hastalığın aslı tokluk, her devanın aslı açlık olduğu tecrübe edilmiştir. Tokluk üzerine yemekten kaçınmak mümkün ve lüzumludur. Zira o israf ve haram olduğundan başka, abraşlık verici, hastalık ve düşkünlüğe sebeptir.
Hz. Âdem‘i cennetten çıkaran, bütün çirkin huy ve davranışları peydahlayan ve gönlü cehenneme çeviren, insanın bütün hastalıklarının kaynağı olan aşırı yemek hırsıdır ki, cihan sarayını cana ziyan etmiştir. Açlık zevkini bulan, tokluktan rahatsız olur. Aşırı
yiyen sonunda yutulmuş olur. Zira her fazla lokma ruha vurulan bir prangadır. Akıllı olan arpa ekmeği ile kanaat edip az yer. Bir gün bir gecede 250 gramdan 500 grama kadar yemekle nefsini zayıf düşürüp ruhunu kurtarır.
Bedenin zekâtı az yemekte ve oruçta, aklın zekâtı az konuşmakta, gönlün zekâtı az uyumakta, kalbin zekâtı tutkusuz çalışmaktadır.
Hikmet bilgisi açlıkta bulunur, isyan ve cehalet de tokluktan gelir.
3 şey kalbi karartır: Çok yemek, çok uyumak, çok konuşmak. Az yemek az uyumaya, az

uyku da az konuşmaya, az konuşma da kalbin tutkusuz çalışmasına sebep olur.
NOT: Büyük âlimler bitki ve hayvanların zikrini işitiyordu. Hangi bitkinin zikri vücudun organlarının zikriyle aynı ise o bitki o organ için şifalıdır (onun zikrini düzeltiyor). Bunu din büyüklerinden başkasının görmesi mümkün değildir. Kimyasal ilaçlar faydasız ve zararlıdır. Doğal olsa bile yemekler düzeltilmeden, temizlemeler
yapılmadan önce vücutta çalışmaz ve şifa vermez.
* Bediüzzaman Said Nursi’nin Lokman Hekim ruhlu talebesi Ali İhsan Tola’dan tavsiyeler…
– Saf zeytinyağı ve kantaron, iç ve dış kanamaları önler, hücreleri yeniler, sinir uçlarını tamir eder. Kantaron yağı kanser ağrısını yok eder.
– Ağrı için ardıç yağı ve kantaron karışımı sürülür.
– Elmayı kabuğuyla yemek yüz güzelliği yapar.
– Çayı limonla içmek, çayın kan yapıcı özelliği yok etme keyfiyetini giderir.
– Saç için, kekik suyu ile saçlar yıkanır, dibine lavanta yağı sürülür. Kantaron yağı sürülür, saç diplerindeki cerahat boşalır, dibinden saç çıkar.
– Günlük 21 tane kuru üzüm hafızayı açar. Her birini besmele çekerek yemeli.
– Çörek otu baş ağrısını keser.
* ABDEST MUCİZESİ
-İnsan vücudu üzerinde yaklaşık 700 Biyolojik Aktif Nokta (BAN) bulunur. Bunların 66 tanesi Agresi noktası olarak adlandırılan ekstra aktif noktalardır.
-66 Agresi noktasından 61-i abdest azalarında yer almaktadır.
-Abdestte azalar yıkanırken BAN faliyete geçer.
Agresi noktaları denge kazanır.
Bu sebepten abdestteki sıra çok önemlidir.
-YÜZ YIKANIRKEN;
Mide, bağırsaklar, safra kesesi, idrar yolları, sinir sistemi ve üreme organları.
-KOLLAR YIKANIRKEN;
bağırsakları, kalp , akciğerlerde, üreme organları, idrar yolları ve kan dolaşımı uyarılır
-KULAKLAR YIKANIRKEN;
Yaklaşık 100 BAN ın yer aldığı ve hemen hemen bütün organlarla bağlantılı olan bir komuta merkezidir. Kulak mesh edilirken bütün organlar uyarılmış olur.
AYAKLAR YIKANIRKEN;
Hormon dengesini sağlayan, büyüme ve üremeyi kontrol altında tutan hipofiz, böbrekler ve hemen hemen bütün organların faaliyetini etkileyen BAN uyarılır.
Abdestte akupunktur noktalarının uyarılmasıyla vücutta enerji ve kan dolaşımı kolaylaşır, vücudun direnci artar, bağışıklık sistemi güçlenir. Ateş yükselince soğuk suyla abdest almak ateş bir buçuk 2 derece düşürür.
-Abdest
tansiyonu düşürür.
-Abdest başağrısını hafifletir. Uyuklamayı giderir, yorgunluğu ve öfkeyi giderir .
-Soğuk su kullanmak abdestin ve guslün faydalarını arttırır.
Ancak akciğer ve karaciğer hastası olanlar, ağır ameliyat geçirenler, yaşlılar ve ishal olanlar ılık su kullanmak daha iyidir.
 
Kısa Kısa:

AZ YİYİREM HEKİME İŞİM DÜŞMEZ, DÜZ GİDİREM HAKİME İŞİM DÜŞMEZ.

Can boğazdan çıkar.
Yememenin problem bir ise, yemenin problem birdir.
Problemler yemekle beraber başlar.
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi.
 
Halkın gözünde devlet (iktidâr) gibi değerli bir şey yok.
Halbuki şu dünyada bir nefes sıhhat gibi devlet (güç) olamaz.
 
Saltanat didükleri ancak cihân gavgasıdur
Olmaya baht ü saâdet dünyada vahdet gibi.
 
Saltanat dedikleri sadece bir dünya kavgasıdır.
Dünyada Allaha yakınlık  gibi büyük saâdet ve baht açıklığı olamaz.
 
Ko bu ayş ü işreti çünkim fenâdur âkıbet
Yâr-ı bâkî ister isen olmaya tâat gibi.
 
Bu eğlenceyi yeme içmeyi bırak, sonu kötüdür.
Eğer ebedî bir sevgili istiyorsan ibâdet gibisi yoktur.
 
Olsa kumlar sağışınca ömrüne hadd ü aded
Gelmeye bu şîşe-i çerh içre bir saât gibi.
 
Ömrün, kumlar sayısınca sınırsız ve hesapsız olsa bile,
Bu feleğin fanusunda ( çıtasında) bir saât gibi bile gelmez.
 
Ger huzûr etmek dilersen ey Muhibbî fâriğ ol
Olmaya vahdet cihânda kûşe-i uzlet gibi.
 
Ey Muhibbî, eğer huzur içinde olmak istersen, ferâgat sâhibi ol (vazgeç)
Dünyada yalnızlık köşesine çekilmek gibi Allaha yakınlaşma olamaz.
 Kanuni Sultan Süleyman –      “Muhibbi”   ( 1494 – 1566 )
MEHMET ÖZÇELİK
06-06-2018

Loading

No ResponsesHaziran 7th, 2018