SİCİLİ KİRLİ VE LEKELİ DEVLETLER İNGİLTERE

SİCİLİ KİRLİ VE LEKELİ DEVLETLER

İNGİLTERE

Dünyada Türk milletinin dışında, geçmişi kirli ve vahşet içerisinde olmayan bir millet ve devlet yok gibi…

Dünya devletlerinin sicili kirli…

“2. Dünya Savaşı sonrasında sömürgelerinden çekilen Batılı devletler yerlerine bıraktıkları diktatörlük rejimleri ve bağlayıcı antlaşmalarla kıtadaki kazanımlarını sürdürecek zemini hazırlamıştır. Uzun yıllar boyunca destekledikleri diktatörleri, bugün “Arap Baharı” süreci ile tasfiye sürecine giren küresel sistem, Asya ve Afrika coğrafyasında control alanlarını yeniden dizayn etme kaygısıyla hareket etmektedir.
Küresel sistem bu yöndeki politikalarını sürdürürken “insan hakları”, “demokrasi”, “özgürlük” gibi kavramlar üzerinden politika geliştirmekte, insan hakları örgütleri, sivil
yapılanmalar, medya, kültür-sanat kurumları ve uluslararası merciler de bu doğrultuda kullanılmaktadır. Küresel aktörler, kendileri açısından tehdit olarak algılanan devletleri yine bu söylemlerle hedef almakta ve dünya kamuoyunda bu yönde bir algı oluşturmaya çalışmaktadır.

…Dünyanın en zengin yeraltı ve yerüstü kaynaklarına sahip kıtası Afrika’nın, bugün açlık yüzünden her gün binlerce insanın yaşamını yitirdiği bir kıtaya dönüşmesi, Batı’nın sömürge hareketinin sonuçlarından sadece biridir. Küresel sistemin siyasal, kültürel, ekonomik ve askerî politikalarıyla derin bir kaosa sürüklenen kıtada, salgın hastalıklar, açlık, kıtlık, insan ve organ kaçakçılığı sebebiyle her yıl milyonlarca
insan ölmektedir.

…Soğuk Savaş sonrasında Balkanlar üzerindeki güç mücadelesi, Avrupa’nın ortasındaki ülkede işlenen bir soykırıma sebep oldu. Bir tarafta ABD, bir tarafta Avrupa devletleri, bir tarafta ise Sırpları kullanan Rusya’nın el birliği ile üç yıllık
işgal boyunca ülkede 250 bin masum sivil hayatını kaybetti, yüzbinlerce çocuk yetim kaldı, on binlerce kadın tecavüze uğradı. Ve bütün bunlar dünyanın gözü önünde oldu…

…Körfez Savaşı (1990-1991) sonrasında sürdürülen uluslararası ambargolar sebebiyle ülkede 1 milyondan fazla insanın hayatını kaybetti.
Akabinde 11 Eylül 2001 sonrasında gerçekleştirilen işgalle birlikte yine 1 milyondan fazla insan yaşamını yitirdi, 4 milyon insan hayatta kalabilmek için ülkesini terk etti, 5 milyon çocuk yetim kaldı. Bugün gelinen noktada ülkem etnik ve mezhepsel bölünmenin eşiğine getirildi.

…18. yüzyılın sonlarından itibaren İngiltere, 20. yüzyılın ortalarından itibarense Myanmar yönetimi ve Budist milisler, yüzyıllardır vatanım olan topraklarda sürdürdükleri soykırım ve asimilasyon faaliyetleriyle, yüzbinlerce insanın yaşamını yitirmesine, milyonlarcasınınsa mülteci konumuna düşmesine yol açtılar. Bugün Myanmar topraklarında yaşam mücadelesi veren Arakanlılar siyasi temsil ve ekonomik faaliyetlerden yoksun, yerleşim yerleri tehdit altında, evlenmeleri ve çocuk sahibi olmaları ise zorlu şartlara tabi.

…Değerli madenlere, jeopolitik ve jeostratejik bir konuma sahip olan ülkede, özellikle sorunlu bölge olan Arakan eyaleti, zümrüt, yakut, petrol, pirinç ve kereste bakımından
zengindir. Ülkenin başlıca doğal kaynakları ise petrol, kereste, kalay, antimon, çinko, bakır, tungsten, kurþun, kömür, mermer, kireçtaşı, değerli taşlar, doğalgaz ve hidroenerjidir.
Uluslararası ticaretin işleyişi bakımından çok büyük stratejik öneme sahip olan Myanmar, özellikle petrol taşıyıcılığı noktasında körfezden gelen hatların dağıtımı açısından merkezî bir noktadır ve bu yönüyle Çin için hayatî öneme haizdir.

-Bu islam ülkelerinin Neden zulme maruz kaldıkları belli oluyor değil mi?

…Şiddet olayları 1990’lı yıllarda yine tırmanışa geçti.
Yüzbinlerce Arakanlı yine saldırıya uğradı, evleri yakıldı, kadınları, kızları ve küçük çocukları kaçırılmaya başlandı.
Çareyi yine Bangladeş’e göç etmekte bulan Müslümanlar yine ilkel sal ve botlarla Bangladeş’e mülteci olarak gelmek zorunda kaldılar. Boşalan yerlere dışardan getirilmiş olan Budistler yerleştirilmeye başlandı. Bölgeye yerleşen Budistlere para yardımının yanısıra, birçok imtiyazlar da verildi.

…Bugün Myanmar resmî güçlerinin Arakan halkına karşı giriştiği sistematik soykırımın yanısıra, devlet destekli Budist terör örgütü ‘Lon Thein’ de Müslümanların köylerine ve işyerlerine saldırmaya devam etmektedir. Budist teröristler tüm bölgeyi Müslümanlardan arındırmayı amaçlamaktadır.
Ölen, yaralanan, tecavüze uğrayan ve kaçırılan kızların, çocukların ve insanların tam olarak sayıları bilinmemektedir.
Şiddet olaylarını gerçekleştirenlerin bir kısmı askerî güvenlik güçleri, diğer kısmı ise devlet destekli Budist çetelerdir.
Yaşanan süreçte şiddet olaylarının asıl kurbanları Müslümanlar olmasına rağmen, gözaltına alınan ve suçlu olarak lanse edilenler de yine Rohingya Müslümanlarıdır.

…Bangladeþ’te mülteci ya da kaçak göçmen olarak bulunan 1.5 milyon insan, Myanmar yönetiminin acımasız politikaları ve başta BM olmak üzere, dünyada adalet ve huzurun teminatı olduğu iddiasındaki kurum ve devletlerin duyarsızlığı sebebi ile, yaşam ile ölüm arasındaki ince çizgide hayatlarına devam etmektedirler.

…İNGİLTERE: Kızılderili atasözünde; ”Bir suda iki balık kavga ediyorsa, oradan beş dakika önce uzun bacaklı bir İngiliz geçmiştir.”

 Ortadoğu jeopolitik açıdan, her zaman Batılı devletlerin ilgi odağı olmuştur. Yeraltı ve yerüstü kaynakları bakımından büyük bir zenginliğe sahip olan Ortadoğu, eski çağlardan bu yana farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış, birçok etnik gurubu içinde barındırmıştır. Bölgenin en önemli özelliklerinden biri, üç kıtayı birbirine bağlayan bir kesişme noktası olması ve zengin petrol rezervlerine sahip olmasıdır.

…Batılı devletlerin uzun yıllar süren sömürge yarışından en çok nasiplenen devletlerden biri de hiç şüphesiz İngiltere. Ortadoğu, tarih boyunca stratejik konumu itibarıyla sömürgeci devletlerin odak noktası olurken, İngiltere açısından bölgenin önemini arttıran farklı özellikler de bulunuyordu. İngiltere’nin sömürgesi olan Uzakdoğu bölgesine giden yollar Ortadoğu’dan geçtiğinden; ülkenin politikasını, “sömürgeleriyle, bu sömürgelere giden yolların güvenliğinin sağlanması” düşüncesi oluşturmuştu. Bu düşünce ile izlenen politika Ortadoğu ve Osmanlı topraklarının bağımsızlığının korunmasına uygun düşüyordu çünkü Rusya’nın sıcak denizlere inme politikası, İngiltere’nin menfaatlerini olumsuz yönde etkileyecekti.

…İngiltere’nin Ortadoğu’da faaliyet alanını büyük ölçüde ilgilendiren bölgelerden biri de hiç kuşkusuz Musul’du. İngiltere, Birinci Dünya Savaşı sonrasında imzalanan Mondros Mütarekesi’nin; “İtilaf Devletleri, güvenliklerini tehdit edecek bir durumun ortaya çıkması halinde herhangi bir stratejik yeri işgal etme hakkına sahip olacaktır” şeklindeki 7. maddesine dayanarak bölgeyi işgal etti.

…İngiltere, Ortadoğu’da yaşanan hemen her tür krize ya bizzat katıldı ya da dolaylı yollardan destek verdi. Bunun başlıca örneklerinden biri, İsrail’in yıllardan beri süregelen Filistin işgali ile ABD’nin 11 Eylül sonrası Irak ve Afganistan’ı işgalidir. İngiltere, ABD’nin ‘demokrasi ve özgürlük’ söylemiyle başlattığı işgalde hem askerî hem de ekonomik alanda büyük bir rol üstlenerek işgalin faillerinden oldu.

…1. Dünya Savaşı’nda ve sonrasında gözünü dünyanın en stratejik noktalarından biri olan Ortadoğu’ya ve onun zengin petrol yataklarına diken İngiltere, başta Musul, Kerkük ve Filistin olmak üzere pek çok önemli bölgeyi işgal etti.

…18. yüzyıl boyunca Hindistan, İngilizler tarafından sömürüldü.

…İngiltere’nin Hindistan’daki sömürge yönetimi, yaklaşık 25 milyon insanın yaşamını yitirmesine neden oldu.

…16. yüzyılda Hindistan’ı istilaya başlayan İngiltere, dünyanın en köklü medeniyetlerinden birine ev sahipliği yapan bu coğrafyayı yaklaşık 400 yıl sömürdü. Sosyal, ekonomik ve kültürel yapıyı çökerten uygulamalarına yüzlerce yıl devam eden
İngiltere, ardında dilini, kimliğini, kültürünü, geçim kaynaklarını kaybetmiş bir coğrafya bıraktı.

…Başta İngiltere olmak üzere, sömürgeci güçler tarafından sömürülen Avustralya
kıtasında, yerli Aborjinler soykırıma uğratıldı. Kıtanın asıl sahipleri olan Aborjinleri ‘hayvan’ olarak kabul eden İngiliz işgalci güçler, ‘yerlilerin avlanmasını’ serbest bırakarak katliamlara davetiye çıkarttı. Bugün Aborjinlerin %90’ı soykırıma tabi tutularak katledilmiş bulunuyor.

…Emperyalist güçlerin gözdesi Afrika’nın sömürgeleşmesinde en büyük payı
İngiltere aldı.

…İngiltere’nin, bugün hala dünyanın büyük bir bölümüne yayılmış olan sömürge eyaletleri bulunuyor. Bu eyaletler şunlardır:
Karayipler’de Bermuda Saint Lucia, Saint Vincent, Man Adası, Channel Adaları, Guernsey Baılıwıck Adaları, Antiqua, Dominica, Gilbert Adaları, İngiliz Hint Okyanusu Toprakları, Pitcorin Adaları, Hong-Kong, Antartik Toprakları, Saint Helena, Ascension, Tristan’da, Cunh Solomon Adaları, Turks ve Caicos Adaları, Tuvalu.

…Sömürge tarihinin en önemli figürü olan İngiltere, 19. Yüzyılda Mısır’dan Güney
Afrika sahillerine uzanan dev bir sömürge imparatorluğu kurmuştu.

Yüz yıl önce bir bakanlığının adı ise, Sömürgeciler bakanlığı.

…İngiltere’nin insanlık dışı eylemlerinden biri de, sömürdüğü ülkelerde de vaktiyle yaygın olarak gerçekleştirdiği çocuk ticareti. İngiltere’nin, sömürdüğü ülkelerdeki çocukları ailevî bağlarından ve kültürlerinden kopararak göçe zorladığı ortaya çıkarıldı.
İngiltere, sömürgecilik döneminde uyguladığı bu ‘zorunlu çocuk göçü’ politikasını, I. Dünya Savaşı sonrasında yeniden uygulamaya koyarak, yoksul ailelerin çocuklarını daha iyi bir geleceğe hazırlamak bahanesini kullandı ve yüzlerce çocuğu çalışma kamplarına yolladı.

2 Ekim 1923, İstanbul’a 13 Kasım 1918’de gelen ve 16 Mart 1920’de kenti tamamen işgal eden İtilaf Devletleri’ne ait son birliklerin, Dolmabahçe rıhtımından gemilere binerek kenti terk etmesinin tarihidir.

İşgal kuvvetlerinin İstanbul’u terk etmesinde en büyük nedenlerin başında Bediüzzaman Said Nursî’nin işgalcilere karşı gizlice neşredilip el altından dağıtılan “Hutuvat-ı Sitte” adlı eseri gelmektedir.

Said Nursi, o dehşetli günlerde Anadolu’nun dört bir yanı işgalci kuvvetlerle sánldığı bir sırada, başta Ingiliz olarak istilacılann yüzlerine tükürürcesine matbaa lisânıyla, İslâm’ın izzet ve şerefini haykıran ve şehâmet-i îmaniyesini çekinmeden izhar etmiştir.

Kaynak:TARİHTEN BUGÜNE ÜLKE İHLAL KARNELERİ-

  1. Yüzyılda Soykırım ve Katlimalar.

AMERİKAN MÜDAHALECİLİĞİ- NOAM CHOMSKY

Tarihten-bugüne-rusya-ihlal-karnesi-raporu-

Tarihten-bugüne-ülke-ihlal-karneleri-Almanya-

Tarihten-bugüne-ülke-ihlal-karneleri-Hollanda-

Tarihten-bugüne-ülke-ihlal-karneleri-İsrail-

Yirminci-yüzyılda-soykırım-ve-katliamlar-

Soykırımları-unutma!-

Sömurgeden-soykırıma-Arakan!-

https://www.bbc.com/turkce/haberler/2012/04/120418_uk_colonial_files

https://www.risalehaber.com/iste-said-nursinin-tukurun-dedigi-anglikan-kilisesi-mektubu-265433h.htm

 

Loading

No ResponsesAğustos 14th, 2018