FİL DİŞİ KULESİNDEKİ EĞİTİM

FİL DİŞİ KULESİNDEKİ EĞİTİM

Okulun duvarlarını yıkmadan açmak lazım.

Okulların ve de sınıfların duvarları yıkılmadan gerekirse köprüler kurularak açılmalıdır.

Öğrenci globalleşen şu dünyada dört duvara mahkum edilmemelidir.

Şimdiki medeniyet dünyayı bi ev hatta bir oda haline getirmiş, dünyayı bir odaya getirmiş iken, öğrencileri bir sınıf içinde, duvarları ve her şeyi kapatarak adeta nefes almalarını engellemek bitmeye, kısırlaşmaya ve hatta patlamaya kadar gider.

Milli eğitim bu gün nefes darlığı çekmektedir.

Asri hapishane haline dönüştürülmemelidir.

Fil dişi kulelerinde oturan yöneticiler, sahada bulunan öğretmen ve öğrencileri dinleyerek, eğitime nefes aldırmalı, eğitime nefes vermelidirler.

Eğitim boğuluyor.

Eğitim boğuyor.

Ne mi yapılmalı?

Bir çok defalar yazdım, bir çok bakan değişiminde bakanlara tavsiyelerde bulundum.

Ancak aynı tas ve aynı hamam. Sadece değişen daha doğrusu değiştirilen bakanlar olmuştur.

Okullarda öğrenciler usta elemanların bile yapamayacağı etkinlikleri gerekirse bir ve bir kaç gün bile olsa yapmaya ve gerçekten becererek yapmaya talip oluyor, sırf derse girmemek için.

On katı yorulmayı göze alıyor, sınıfın kendisini sınırlayan ve boğan ortamından kurtulmak için…

Bilgiye bizden de çok daha rahat ulaşan bu öğrenci, bildiğini uygulayacak alan ararken, eğitim kendisine dar bir alan açarak yarışa katılmasını istiyor.

Eğitim geliştirmiyor, daraltıyor.

Öğretmen yönlendirici ve denetleyici, güçlendirici ve güven verici olmalı, öğrenciyi isteksiz ve sıkıntılı ders dinlemeye, istemediği ve başaramadığı yemeği yemeye zorlamamalıdır.

Bunda başta öğrenci, öğretmen, veliler ve de devlet hatta geleceğimiz kaybolmaktadır.

Eğitim geleceğimizi kapatıyor ve tıkıyor.

Tıkacın açılması, kanatlanan öğrencinin uçurulması gerekir.

Öğrenci önemli etkinliklere teşvik edilmeli, yapmaması halinde sorgulanmalı ve başarısız sayılmalıdır.

Başarılı olacağı alanda at koşturması sağlanmalıdır.

Bazı öğrencilerle uyguladığımız etkinliklerde istekle, severek ve de koşturarak bunu öğrenciler yerine getiriyor.

Çok da iyi yapıyor. Koşuyor ve koşturuyor.

Eğitim yerinde sayıyor.

Kendisine söz gelmemesi için çalışan, günü kurtarmaya yönelik hareket eden eğitim sisteminden kurtulmalı, bunu yapanlardan eğitim kurtulmalıdır.

Sahaya inmeyen ve sahada olmayan, öğrenciyle birebir sınıf ortamında sıkıntıyı çekmeyenler, kendi fil dişi kulelerinde emekliliklerini beklerken, eğitimi de yerinde saydırmaktadırlar.

Eğitim bu insanların elinden kurtarılmalıdır.

Derse girerken, çıkmanın hesabı yapılan bir eğitimden, dinlerken sürekli saate bakılan, kulağı zilde olunan bir eğitimden geleceğe yönelik hiç bir hayır gelemez.

Zaten böyle bir şey de istenmiyormu?

Sizce eğitim kulak veriliyormu?

Ayinesi İştir Kişinin Lafa Bakılmaz,

Şahsın Görünür Rütbe-i Aklı Eserinde…

MEHMET ÖZÇELİK

16-11-2018

 

 

Loading

No ResponsesKasım 16th, 2018