ÖLÜME VE ÖLDÜRMEYE HARCANANLAR

ÖLÜME VE ÖLDÜRMEYE HARCANANLAR

İnsanlık, dünya ve devletler yok etmeye harcadığı parayı, var etmeye harcasalar, dünya içerisindeki yaşantı gül gülistan olacaktır.

Mesela devletlerin orduya bütçelerinden harcadıkları ve ayırmış oldukları paralar eğer toplumun refahı için olmuş olsa; elbette ki o toplum büyük bir rahat içerisinde yaşayacaktır.

Açlıktan ölme gibi durum olmayacağı gibi, insanlar gayet müreffeh bir durum içerisinde yaşayacaktır.

Devletler en meşru, en masum hali ile müdafaa amaçlı ordularına yatırmış oldukları büyük yatırımlar, toplumu ayağa kaldırmak için yapılan yatırımları katlamaktadır.

Başta dünya jandarmalığına soyunan Amerika olmak üzere, Batı ülkelerine baktığımız zaman; insanlığı öldürmeye yatırmış oldukları para ve o alanda elde etmiş oldukları silah ve sair mühimmatlar, rahatlıkla Dünya devletlerinin kendi halkını olduğu gibi, dünyayı da rahatlatacak bir ortama getirecektir.

Silah ve Orduya yatırılan ve ayrılanlarla beraber, bunun dışında yatırılmış olan ve insanlığı yok etmeye yönelik uyuşturucu ve bütün kötü oluşumlar aynı şekilde müsbet manadaki yatırımların ve toplumun kalkınmasının üzerindedir.

İnsanlığa hayat kazandırmaktan daha çok, insanlığı yok etmeye yönelik çalışmalar ve yatırımlar yapılmaktadır.

İnsanlığın elinden tutup ayağa kaldırılmasına yönelik bir yatırıma dönüşmüş olsa, dünya hakikaten huzur içerisinde ve rahat bir ortamda hayat sürecektir.

Yine sağlığı tehdit eden unsurlardan dolayı sağlığa yapılan yatırımlar- Şu anda insanlığın kirli elinin karışmasıyla ortaya çıkan Korana virüsü gibi- insanın yine daha sağlıklı bir hayat sürmesi için harcanmış olsa, bu da az bir yatırım tutmayacaktır.

Bununla beraber banka soygunları, rüşvetler, aşırı harcamalar hatta Obeziteyi netice veren fazla yeme gibi durumlar; yine insanların refahı için harcanmış olsa ve burada bir paylaşma, pay verme durumu söz konusu olmuş olsa idi, toplum Cennet hayatı içerisinde olacaktı.

Biz galiba fazla hayali Cennet hayatını tasvir ediyoruz. Aslında gene de olmayacak ve imkânsız bir şey değildir. Mümkündür, olabilir.

İsraf ise başlı başına bir faciadır.

Yıllar öncesinde sadece İstanbul’da bir günde 5 milyon ekmeğin çöpe atıldığı söyleniyordu. Bu da Atina’nın 1 günlük ekmek ihtiyacını giderecek durumdadır.

Peki varsayın tüm dünyada sadece 8 milyara yakın insanın her birisinin bir pirinç tanesini attığını, bir dilim ekmeğin çöpe gittiğini düşünün.

Bir litre suyu israf ettiğini düşünün ve buna benzer her şey de yani yiyimde, giyimde, barınmada kısaca her şeyde atmış olduğumuz şeyleri bir araya getirdiğiniz zaman; külli bir yekún teşkil edecektir ki, belki bir dünyayı daha besleyecektir.

Aslında Corona bize bunları birazda olsa öğretti gibi.

Gerçekten eğer biz bununla da bunu öğrenmemiş olursak herhalde başka bir korona virüsü bize bu durumları öğretecektir.

Paranın ehemmiyeti kalmadı çünkü insanlar kullanmak için dışarı çıkamamaktadırlar.

Artık savaşlar nisbeten de olsa durduğu gibi, insanları öldürmeye yapılan yatırımlar şimdilik geri plana düştü.

Petrol için yapılan savaşlar şimdilik yerini petrolün önemsizliği halini aldı.

Ve paranın artık bir değeri kalmadı. Demek ki korona musibetinden önce yapılan gereksiz harcamaların ve başkalarını adeta sülük gibi emmenin manasının olmadığını, paylaşmanın gerekliliğini bize öğretmiş oldu.

Yine de öğrenmezsek dolaylı yoldan Cenâb-ı Hak bize yine öğretecektir.

Kıssa: Ne çok yiyirem Hekime gidirem.

Ne yanlış edirem Hakime gidirem, demeli ve bu ortak noktada dünya birleşmelidir.

MEHMET ÖZÇELİK

30-04-2020

Loading

No ResponsesNisan 30th, 2020