31 Mart Vak'asının mukaddimesi

Yer Yıldız Sarayı. Altı yıldır Sultan Abdülhamid'e sadrazam olarak devlet idaresinde yardımcı olmaya çalışan Avlonyalı Mehmed Ferid Paşa, 8/Temmuz/1908 akşamı padişahtan randevu tâlep etmişti. Abdülhamid Hân'ın pek sevdiği Arnavut Şemsi Paşanın Rumelinde, Manastır Vilayeti Postanesinde genç bir teğmenin rovelverinden çıkan mermilerle şehid edilmesinin ve akabinde elini kolunu sallayarak hadise mahallinden uzaklaştığının haberini vermek için. Bahse konu zaman dilimi içinde, bir fâcia olarak, Osmanlı Târihinin en suzişli vak'alarından sayılsa seza olan 31/Mart/1909 yâni 13/Nisan/1909 târihinde cereyan eden ve 31/Mart Faciası diye anılan günün 96 sene geçmiş oluyor bu gün itibariyle üzerinden. Sultan Hamid, Avlonyalının bu talebini halvet var demek suretiyle kabul etmiş ve baş başa görüşmek üzere huzura almıştır. Aşağıdaki satırlar, Merve Yayınlarınca neşredilmiş bulunan ve tarafımızdan kaleme alınmış "Büyük Osmanlı Târihi cilt 6 sayfa 219'dan alınmıştır." Şöyleki:
ZEKİYE SULTANHANIMIN İFŞAATI
Bu çalışmalarımızda istifade ettiğimiz kaynaklardan olan "Madalyon'un Tersi" adlı eserin 43. sh.'de Mehmed Ferid Paşa'nın oğlu Celâleddin Paşa, Paris'de Sultan Hamid'in kızı Zekiye Sultanhanımdan bizzat dinlediğini şöyle naklediyor: "Manastır'da patlayan tabancanın ortaya koyduğu feciatın gecesinde babam, babanız Ferid Paşa'yı saraya davet edip, halvet var diyerek olanı biteni anlatmasını istemiştir. Biz kafes arkasından konuşulanları dinliyorduk. Babamın(Sultan Hamid'in), Ferid Paşa'ya ne varsa söyle saklama dinlemeye hazırım demesinden sonra, Ferid Paşa 1903 yılından sonra Rumeli'de çetelerin kurulmuş olduğunu Bulgaristan ve Makedonya üzerinde çalışmalar yaptıklarını, çeşitli adlar altında kurulmuş gizli cemiyetlerin azalarının dörtte üçünü küçük rütbeli subayların teşkil ettiğini, vaziyetin vahim olduğunu nakilden sonra gözlerinden akan yaşları silen pederiniz(sadrıazam Ferid Paşa), padişahım mâiyetinizde askerin sevmediği kimseler vardır. Onları feda ediniz! Nice büyük kimseler etrafındakiler yüzünden felakete maruz kalmışlardır. Bu ülkenin târihinde son sözü daima asker söylemiştir" diye nakleden Zekiye Sultan muhavereyi şöyle nakle devam ediyor: "Padişah sert bir sesle; Paşa doğru söylüyorsun! Amma hiç isim vermiyorsun! Askerin istemediği kimlerdirı Sadrıazam ise: Efendimiz! Rüşvet, irtikab, iltimas o kadar çoğalmıştır ki size hangi ismi vereyimı Asker deyince birkaç paşa, birkaç miralayla ifade olunamaz. Ordunun hepsi mühimdir. Küçükleri dikkate alınız. Onların isimleri yoktur! Fakat cisimleri vardır. Onlar sessiz ihtilâldirler.."
Evet muhterem okurlarım bu halvetten sonra Ferid Paşa istifasını verdi, birkaç gün sonra da Sultan Hamid Meşrutiyet Meclisinin otuz yılı aşkın zamandan beri devam eden aralıksız tatiline son verdi. Olaylar tevali etti. Nihayet İttihad ü Terakki 31/Mart vak'asını tertip etti. Târih 13/Nisan/1909'du alaylı ve mektepli subaylar diye iki guruba ayrılan zabitler, ırkçılığın orduda da kök salması yüzünden kahredici olayların neşet etmesine varmıştır. Nitekim olayların zaptı rapt altına alınması, 27/Nisan/1909'da Sultan Hamid tahttan indirilmiş ve esas gâye tahakkuk ettirilmiştir. Böylece de, Osmanlı devletine hitam verecek zaman dilimi başlamıştı.
Bize gelen kitapları haftaya nasipse yazacağım. Medine-i Münevverede dâr-ı beka eyleyen Zekeriya el Buhari el Ensari hazretleri yüzyıldan ziyade ömür sürmüş bir pirîfâni idi. Bu sene Hac'da mülaki olup ellerini bûs etmiştik. Hac arkadaşım Gaziosmanpaşalı Adem bey evlâdımızla fakire iltifatta bulunmuşlardı. Livay-ı Hamd sancağı altında buluşuruz İnşaallah. Fiemanillah
ııııııııııııı
İrtibat tel: 0216 622 03 83
Metin Hasırcı/Vakit.16-4-2005