Hz. Peygamber ve ahkâm ayetleri

Kutlu Doğum Haftası dolayısıyla, bu pazar yazımızda, Hz. Peygamber (s.a.) döneminde fıkıhla ilgili Kur'an-ı Kerim'deki âyetlerin iniş dönemlerini, kapsamlarını ve başlıca özelliklerini ele almak istiyoruz.

571'de Mekke'de doğan Hz. Muhammed'in (s.a.) peygamberlik sonrası hayatı, 610-632 yılları arasını kapsar. Bu dönem, 22 sene, 2 ay, 22 gündür. Peygamberimiz bu dönemin 12 yılını Mekke'de, 10 yılını da Medine'de geçirmiştir. Bu yüzden Hz. Peygamber'in (s.a.) hayatı, Mekke dönemi ve Medine dönemi diye ikiye ayrılır. Bu dönemlerin kendilerine özgü gelişmeleri ve özellikleri vardır. Her iki şehirde de âyetler inmiş, Hz. Peygamber inen âyet ve sûreleri insanlara tebliğ etmiş, açıklama ve uygulamalarıyla bu âyetlerin nasıl anlaşılıp hayata nasıl yansıtılacağına dair örnek olmuştur.

Hz.Peygamber (s.a.) dönemi, fıkıh tarihi açısından İslâm hukukunun temellerinin atıldığı ve oluştuğu, bütün sonraki gelişime damgasını vuran ve rengini veren, vahiy ve doğuş dönemidir.

Mekke Dönemi (610-622)

Hz. Muhammed'in (s.a.) peygamberlik döneminin yarıdan fazlası, 12 sene, 5 ay,13 günü Mekke'de geçmiştir. Mekke'de Allah'tan aldığı emirle İslâm'a davet etmeye başlayan Hz. Peygamber'e vahiy iniyor, o da bu vahiyleri insanlara tebliğ ediyordu. İşte bu dönemde inen âyetlere mekkî âyetler adı verilmiştir. Sûreler ve âyetler, toptan ve bir defada inmemiştir. Yüce Allah'ın takdir ettiği durum ve ihtiyaçlara göre âyet âyet, parça parça ve bazen da sûre sûre inmişlerdir. Kur'an'ın Mekke döneminde inen miktarı, bütün sûrelerin 19/30'udur. Buna göre, Allah'ın Mekke döneminde gönderdiği âyetlerin 6666 olarak kabul edilen bütün âyetlere oranı, yaklaşık 2/3'ünü (4500 civarı) oluşturur. Buna göre, Kur'an-ı Kerim'in büyük çoğunluğu, Mekke'de nâzil olmuştur.

Mekke'de inen âyetler ve sûreler, daha çok yeni dine davet, dinin temelleri, inanç (itikad) ve ahlâk esasları, dua ve öğütler gibi hükümleri ve konuları kapsar. Aslında ibadetler ve hukuk, büyük ölçüde inanç ve ahlâka dayanır. Mekkî âyetler, Arapları, Cahiliye Devri'nin her türlü kötülüklerinden, bunların özellikle inanç alanına yansıyan bölümü olan küfür ve şirkten uzaklaştırmaya yöneliktir.

İbadetlerle ilgili bir kısım hükümler bu dönemde konuldu. Mekke'de namaz ve onunla ilgili ibadetler emredilip farz kılınmıştır. Mekke döneminde başka bir ibadet emredilmemiştir.

Nikâh, talâk, îlâ, zıhâr ve yemin konularına ilişkin belirli bir takım çekirdek hükümler, bu devrede konuldu.

Mekke'de inen âyetlerdeki hukukî hükümler hem sayıca azdır, hem de genel ve mücmel (kısa ve öz) bir özellik taşır. (Mekke'de inen âyetleri ve kapsadığı konuları gösteren mükemmel bir çizelge için bk. İlyas Aslan, Kur'an Anlaşılsın Diye, İstanbul 2004, YEKDER, yekder@yekder.org, İSBN: 975-98557-0-4, s. 39-43)

Mekke döneminin sonlarına doğru, Hz. Peygamber (s.a.), Medinelilerle yaptığı bey'atlerde cinayet, hırsızlık ve zina gibi bazı hükümleri ortaya koydu.

Mekke'de inen ahkâm âyetlerini, yıllara göre şöylece gösterebiliriz:

610 (peygamberlik/bi'set yılı): Namaz (sabah ve akşam kılınan namazlar), abdest.

621 (hicretten bir yıl önce): Beş vakit namaz.

Mekke dönemi, Hz. Peygamber (s.a.) ve onun çağrısına uyanların, siyasî ve hukukî açıdan Mekke şehir devleti içinde bir azınlık olarak yaşadıkları dönemdir. Değerli hocamız merhum Muhammed Hamidullah gibi bazı yazarlara göre, Müslümanlar bu dönemde "devlet içinde devlet" durumundaydılar. Hz. Peygamber (s.a.) bu dönemde barışçı bir yol izleyip, esas olarak insanları yeni dine çağırmak ve uygulamalarıyla bu dinin yaşayış biçimini insanlara göstermek amacını güdüyordu.

Mekke dönemindeki Hz. Peygamber'in ve Müslümanların özel konumu, daha sonra "Mekke dönemi fıkhı" biçiminde, yeni bir anlayışla bu dönemin özellikleri doğrultusunda metodik değerlendirme ve görüşlerde ele alınmaya çalışılmıştır.

Medine Dönemi (622-632)

Mekke'de çok büyük sıkıntılar çeken Hz. Peygamber ve onun davet ettiği yeni din İslâm'ı benimsemiş olan Müslümanlar Mekke'de çok büyük sıkıntılar çektiler. Mekke'deki yaklaşık 12.5 yıllık bu zorlu dönemin ardından, daha sonra Ensar (yardımcılar) adını alacak olan bir kısım Yesriblilerin (Medine'nin eski adı Yesrib idi) daveti, yardım ve koruma sözü üzerine, kendi ana yurtlarını bırakarak Medine'ye hicret ettiler. Hz. Peygamber'in Medine dönemi hayatı, 9 sene, 9 ay, 9 gün sürmüştür.

Medine dönemi, Mekke döneminden farklı olarak, Müslümanların Hz. Peygamber'in başkanlığında bir devlete kavuştuğu dönemdir. Bu devlet için, örneği pek olmayan gerçek bir toplum sözleşmesi niteliğinde ortaya konulan 52 maddelik dünyanın ilk yazılı anayasasında, Müslümanlar ve gayri müslimler için uyulması gerekli siyasî, adlî, malî, cezaî ve savunmaya ilişkin hükümler yer aldı.

Kur'an-ı Kerim'in Medine'de inen âyetlerine, medenî âyetler denir. Medine'de inen âyetler ve sûreler, Kur'an'ın 11/30'udur. Bu oran, toplam âyetlerin yaklaşık 1/3'ünü (2200 küsur) oluşturur.

Medine'de yaklaşık on senelik süreçte inen âyetler, toplumsal ve hukukî konulara daha çok değinmişlerdir. Bununla birlikte, Kur'an-ı Kerim'deki âyetlerin ancak onda bir civarı, doğrudan hukukî hükümlerle ilgilidir. Bu tür âyetlere, "ahkâm âyetleri" adı verilir. Ahkâm âyetlerinin çoğu, Medine'de inmiş olup, bunlar daha çok Kur'an-ı Kerim'in baş taraflarında bulunan otuz civarındaki sûrede yer alır.

Ahkâm âyetlerinin sayısına ilişkin değişik rakamlar verilmektedir. 150'den 500'e, hatta tekrarlarıyla birlikte yaklaşık 900'e kadar değişen bu sayı, bir kesinlik göstermekten çok, bilginlerin kendi ölçütlerine göre belirledikleri rakamları ortaya koyar. Doğrudan hukukla ilgili görülmeyen âyetler, bir zaman sonra hukukla ilgili görülebilirler. Bu bakımdan, sayı göreceli olup, ancak yaklaşık rakamlar verilebilir; bunların da kesinlik iddiaları olamaz. Ayrıca hüküm âyetleri hukukî, dinî, ahlâkî ve hatta siyasî boyutlara sahip olabilir; bu boyutlar pekçok defa bir içiçelik gösterir. Ahkâm âyetleri, genel tefsirler yanında, Ahkâmu'l-Kur'an adı verilen zengin bir literatür içinde de ele alınıp tefsir edilmiştir.

Oruç, zekât, hac gibi ibadetlere ilişkin âyetler, ahde vefa gibi ahlâkın ve hukukun temeli olan âyetler, evlenme, boşanma, velâyet, vesayet, nafaka gibi aile hukukuna ilişkin âyetler, alım-satım, cinayet, hırsızlık, zina gibi ceza hukukuna ilişkin âyetler, yargılama, devletler hukuku ve maliyeye ilişkin âyetler, daha belirgin hukukî içerikleriyle Medine'de inmişlerdir. Bu âyetler, Kur'an-ı Kerim'in belirli bir yerinde veya sûresinde olmayıp, değişik yerlerde dağınık bir biçimdedir. Bazen tek bir âyet halinde, bazen de âyetler öbeği halindedir; bazı sûrelerin adı ise, bir bütün veya bölüm halinde ele aldıkları hukukî konuya göre verilmiştir (Talâk=boşanma, Maide=yenmesi-içilmesi helâl ya da haram olan gıdalar, Enfal=ganimetler, Cum'a=Cuma namazı, Tahrim=haram kılma yetkisi, Mutaffifin=eksik ölçüp tartanlar gibi).

İslâm hukukunun temel ilkelerini ve yaklaşımlarını içeren ahkâm âyetlerinin sayılarını, genel bir tasnif içinde konularına göre şöylece gösterebiliriz:

1) İbadetler (Allah-insan ilişkileri): Abdest, gusül, teyemmüm, namaz, oruç, zekât, hac, umre, kurban, yemin, adak ve kefarete ilişkin âyetlerin sayısı, bir kısmı aynı hükümleri tekrar eden ya da yeni ekler ve açılımlar getiren yaklaşık 250 civarındadır.

2) Muamelât (insan-insan ilşkileri): İnsanlar arasındaki ilişkileri düzenleyen bu konulara ilişkin âyetlerin sayısı, yaklaşık 230 civarındadır. Bunları başlıca konularına göre, yaklaşık şöylece gösterebiliriz: a) aile hukuku (ahvâl-i şahsiyye): 70. Aile hukuku alanındaki ahkâm âyetlerinin sayısı oldukça fazladır. Bunun amacı, Cahiliye aile anlayışını tevhid inancı ve hakkaniyet ölçüleri çerçevesinde değiştirip, yepyeni bir aile anlayışını yerleştirmektir. b) borçlar/akitler/sözleşmeler hukuku: 70, c) ceza hukuku: 30, d) yargılama hukuku (hukuk usûlü) : 13, e) idare hukuku: 10, f) devletler hukuku: 25, g) maliye hukuku: 10.

Hukuki konular ahkâm âyetlerinde çok defa küllî ve genel kaideler içinde ortaya konulmakta, sözleriyle ya da uygulamalarıyla açıklanması ve gerekiyorsa yeni hükümler konulması Hz. Peygamber'e bırakılmaktadır. Ayetlerin bir kısmı ise, düzenlediği konuyu ayrıntılı ve açık bir biçimde ortaya koymaktadır; uygulanması, Hz. Peygamber'in rehberliğinde yapılmaktadır.

Hukukî hükümlerin konulmasındaki asıl amaç, tevhid inancı doğrultusunda bir toplum oluşturmak ve böylece bireylerin ve toplumların dünya ve âhiret yararını sağlamaktır. Bu çerçevede, İslâm'ın anlayışına aykırı Cahiliye gelenekleri, insan fıtratına uygunlaşacak biçimde kısmen değiştirilmiş veya tamamen kaldırılmıştır; bir kısım iyi gelenekler ise aynen bırakılmıştır. (Bu konuda ayrıntılı bilgi için bk. Ali Osman Ateş, İslam'ın Kaldırdığı Cahiliye ve Ehl-i Kitab Örf ve Adetleri, İstanbul 1996, Beyan Yayınları)


Medine döneminde inen ahkâm âyetlerini, yaklaşık olarak yıllara göre şöylece gösterebiliriz:

Birinci Yıl: Cuma hutbesi, ezan, nikâh, cihad ve savaş, ölçü-tartı.

İkinci Yıl: Oruç, kurban, zekât, kıblenin değiştirilmesi, savaş hukuku, ganimetler ve dağıtılması.

Üçüncü Yıl: Miras, boşanma, faiz, haccın simgeleri.

Dördüncü Yıl: Yolculukta namazın kısaltılması, korkulu durumlarda namaz, teyemmümle ilgili tamamlayıcı hükümler, iffete iftira cezası, örtünme ve evlere izin alarak girme hükümleri, hac ve umre.

Beşinci Yıl: İlâ (cinsel yaklaşmama yemini).

Altıncı Yıl: Andlaşma, hac ve umre yolundan engellenme, içki ve şans oyunlarının yasaklanması, zıhâr, isyan ve haydutluğun cezası.

Yedinci Yıl: Bazı hayvan etlerinin yasaklanması.

Sekizinci Yıl: Kısas, yetimler, evlilik hukuku, miras.

Dokuzuncu Yıl: Mülâane (karıya zina isnadıyla boşanma).

Onuncu Yıl: Cezaların kişiselliği, vasiyetin malvarlığının üçte biriyle sınırlandırılması, faizin yasaklanması, boşanma hükümleri. (Daha ayrıntılı ve güzel bir çizelge için bk. İlyas Aslan, Kur'an Anlaşılsın Diye, s.44-46) (Vecdi Akyüz/Yeni Şafak/24-4-2005)