ARKAMDAN   AĞLAMA

 

            Öldüğüm gün tabutum yürüyünce,bende,bu dünya derdi var sanma.

            Bana ağlama,”Yazık-yazık,vah-vah deme.Şeytanın tuzağına düşersen vah-vah’ın sırası o zamandır,yazık-yazık o zaman denir.

            Cenazemi gördüğün zaman”ayrılık-ayrılık”deme.Benim buluşmam,görüşmem o zamandır.

            Beni mezara koyunca”elveda”demeye kalkışma.Mezar cennet topluluğunun perdesidir.

            Batmayı gördün ya,doğmayı da seyret.Güneş’le ay’a,batmadan ne ziyan gelir ki?

            Sana batma görünür amma o,doğmadır,parlamadır.Mezar,hapis görünür amma can’ın hapisten kurtuluşudur.

            Yere hangi tohum ekildi de bitmedi,yetişmedi?Niçin insan tohumuna gelince bitmeyecek,yetişmeyecek zannına düşüyorsun?

            Hangi kova suya salındı da dolu olarak,çekilmedi?

            Can Yusuf’un,kuyuya düşünce niye ağlasın?

            Bu tarafta ağzını yumdunmu,o tarafta aç.Çünki artık hay-huyun mekânsızlık aleminin boşluğundadır.(Mevlana)