ARIYORUM

Yusuf Yanç

"Karamanoğlu Mehmet Beyi arıyorum; göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı? Bir ferman yayımlamıştı:

Bu günden sonra divanda, dergâhta, bargâhta, mecliste, meydanda; Türkçe'den başka dil konuşulmaya diye; hatırlayanınız var mı?

Dolanın yurdun dört bir yanını; çarşıyı, pazarı köyü, şehri; fermana uyanınız var mı?

Nutkum tutuldu, şaşırdım merak ettim; dolandığınız yerlerdeki Türkçe olmayan isimlere; gördüklerine, duyduklarına üzüleniniz var mı?

Tanıtımın demo, sunucunun spiker; gösteri adamının showman, radyo sunucusunun discjokey; hanımağanın first lady olduğuna şaşıranınız var mı?

Dükkânın store, bakkalın market, torbasının poşet; mağazanın süper, hiper, gros market, ucuzluğun damping olduğuna kananınız var mı?

İlân tahtasının billboard, sayı tabelâsının skorboard, bilgi alışının birifing, bildirgenin deklarasyon, merakın uğraşın hobby olduğuna güleniniz var mı?

Bırakın eli, özün bile seyrek uğradığı, beldelerin girişinde wellcome, çıkışında, good-bye okuyanınız var mı?

Korumanın, muhafızın body-guard, sanat ve meslek pirlerinin duayen, itibarın, saygınlığın prestij olduğunu bileniniz var mı?

Seki'nin, alanın platform, merkezin center, büyüğün mega, küçüğün mikro, sonun final, özlemin, hasretin nostalji olduğunu öğreneniniz var mı?

İş hanımızı plaza, bedestenimizi galleria, sergi yerlerimizi center room, show room, büyük şehirlerimizi mega kent diye gezeniniz var mı?

Yol üstü lokantamızın fast-food, yemek çeşitlerimizin mönü olduğu yerlerde, hesabını, adisyon diye ödeyeniniz var mı?

İki katlı evinizi dubleks, üç katlı komşu evini tripleks, köşklerimizi villa, eşiğimizi antre, bahçe çiçeklerini flora diye koklayanınız var mı?

Sevimlinin sempatik, sevimsizin antipatik, vurguncunun spekülatör, eşkiyanın mafya, desteğe, bilemediniz koltuk çıkmağa sponsorluk diyeniniz var mı?

Mesireyi, kır gezintisini picnic, bilgisayarı computer, hava yastığını air-bag, pekâlayı, oluru okey diye söyleyeniniz var mı?

Çarpıcı, önemli haberler flash haber, yaşa, varol sevinçleri oley oley, yıldızları star diye seyredeniniz var mı? Vırvırık dağının tepesindeki köyde, cafe-show levhasının altında, acının da acısı nes-kaaave içeniniz var mı?

Toprağımızı, bayrağımızı, inancımızı çaldırmayalım derken, dilimizin çalındığını, talan edildiğini, özün, el diline özendiğine içi yananınız var mı?

Masallarımızı, tekerlemelerimizi, atasözlerimizi unuttuk, şarkılarımızı, türkülerimizi, ninnilerimizi kaybettik. Türkçemiz elden gidiyor, dizini döveniniz var mı?

Karamanoğlu Mehmet Bey'i arıyorum, göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?

Bir ferman yayınlamıştı....

Hayal meyal hatırlayıp da sahip çıkanınız var mı?"