PSİKOLOJİ

 

1.Aile İçi İletişim 2.Okulda Başarı 3.İnsan Olmak

4.Gençlere Öğütler 5-Verimli Ders Çalışma Metodları 6-Beynin Sırları

7-Başarı İle İlgili Sözler 8.İnanç, iyileştirir

ÇOCUK PSİKOLOJİSİ

1.ÇOCUKLAR SOKAĞA KAÇAMIYOR

2.Çocuk Eğitiminde Temel Kurallar

3.Ahir zaman da çocuk olmak

4.Çocuk Eğitiminde Baskı ve Zorlama

5.Çocuk ve Allah

6.Çocuk Ruh Sağlığı Açısından Din Eğitimi

7.Çocuklar Neden Yalan Söyler

8.Çocuklarda ruh sağlığı problemleri

9.Televizyon ve zihin tembelliği 

10.Yaşlara göre dil değişimi  

11.Çocuklarınıza dua ediyor musunuz?

AİLE İÇİ İLETİŞİM

Esra Ergül

Çocuğun kişiliğinin oluşumu,kendisine saygısının gelişmesi büyük ölçüde ana-babasının kişilik yapısına bağlıdır.Ana-babasının davranışlarını kendine model alan çocuk istenen ve istenmeyen davranışların çoğunu onlardan öğrenecektir.Bu bilimsel gerçekten yola çıkarak sizler için bir döküman hazırladık.Bu dökümanda çocuğunuzla kuracağınız iyi iletişimin altın kurallarını bulacaksınız.Bu küçük kaynağın ana-babalarımıza faydalı olması dileğiyle.

"Çocuklara özenle bakım verilmeli,davranışların aşırılığa kaçmaması için özen gösterilmelidir.saldırgan öfke patlamaları,korku ve bunaltı yatıştırılmalıdır.Bu da çocuğun doğal istek ve eğitimlerini tanımak;hoşlanmadığı durumları göz önünde tutmakla olur.Çocuğun doğal yetenekleri desteklenmeli,tedirginlik kaynakları giderilmelidir.Böyle bir çocuk yetiştirme,hem beden,ruh için iyidir.Erken eğitimle alışkanlıklar ve tutumlar kişiliğe yerleşir." İbni Sina

1.Çocuğunuzu utandırmayın,utandırılan çocuk kendine güvensiz toplum içinde de tepkisiz bir kişi olur.

2.Çocuğunuz sizden övgü ve onay bekler.Çocuğunuzun bu ihtiyacını giderin.

3.Çocuğunuza size ve arkadaşlarına yardım etme fırsatı verin.Kendisine ihtiyaç duyulduğunu bilmek onu mutlu edecektir.

4.Çocuğunuzun sorduğu sorulara doğru bilgi verin.Ona gerçekdışı bilgi vermeyin.Yanlış bilgi en kısa zamanda çocuk tarafından sezilir ve çocuğunuzla aranızdaki güveni zedeler.

5.Çocuklarınızı dinleyin ki o da dinlemeyi öğrensin.

6.Çocuklarınızın kişiliğine saygı duyun ki o da size saygı duysun.

7.Doğal davranın.Unutmayın çocuğunuz tüm hal ve hareketlerinizi taklit eder.

8.Çocuğunuzun kendi duygu ve düşüncelerini ifade etmesine yardımcı olun.

9.Olumlu düşünmeye çalışın ki bu haliniz çocuğunuza da yansısın.

10.Hata yaptığınızda çocuğunuzdan özür dileyin ki o da özür dilemeyi öğrensin.

11.Çocuğunuzu tenkit etmeyin.Tenkit edilen çocuk huzursuz ve yalancı olur.

12.Çocuğunuza neyin niçin yapmaması gerektiğini sebeplerini göstererek açıklayın.Bu davranışınız çocuğunuzun aklını kullanan bir insan olmasını sağlar.

13.Bir başkasına kızdığınızda hırsınızı çocuktan almayın.Çocuğunuzla olan iletişiminiz bozulur.Çocuğunuzun size güveni sarsılır.Sinirli huzursuz bir çocuk olur.

14.Çocuğunuza karşı olan davranış ve sözlerinizde tutarlı olun.Bunu yaparsanız çocuğunuzun kişilik gelişimine çok yardım etmiş olursunuz.

Bu yazı (04.12.1999 Cumartesi )Akit Gazetesinden alınmıştır.

Okulda Başarı Yukarı

Esra Ergül

Başarı;bir işi eksiksiz yapma,olarak sözlükte açıklanıyor.Başarı duygusunu tadan kişi bu haz veren duyguyu sürekli yaşamak için çaba sarfetmeye başlıyor.

Okulda başarı,öğrencinin veya grubun  belirli zaman dilimi içerisinde öğretilmek istenen bilgi ve becerileri edinebilmesidir.Başarının oluşmasında etki eden faktörler nelerdir?

Kalıtımsal yapımız başarımızı etkiliyor.Örneğin,gelişim geriliği ve zeka geriliği olan çocuklarda yabancı dil öğrenimi beklenmiyor.Özel yeteneği olan bir çocuk bile olsa gerekli eğitim ve öğretimden geçmezse,var olan yeteneğini açığa çıkaramıyor ve başarı kazanamıyor.

Küçük yaşlardan itibaren zihni becerileri beslenmeyen çocuklar,genel bilgi,küçük kas gelişimleri,fikirlerini söze aktarma yeteneği,matematik muhakeme yeteneği,plan yapma,soyut düşünme yeteneklerini kapasitelerince kullanmayı başaramıyorlar.Bu da okulda başarısızlığı getiriyor.

Biz Türk anneleri küçük çocuklara sorumluluk vermeyi bilmiyoruz.Oysa çocuğun İbn-i Sina'nın dediği gibi"...erken eğitimle alışkanlık ve tutumlar kişiliğe yerleşir."  Sorumluluk alan çocuk,zihnini kullanmayı daha kolay öğreniyor.

Gelişmiş ülkelerde çocuğun bazı becerileri yaşlarından daha kolay kavraması amacıyla doğumdan önce anne eğitime alınıyor.Doğumdan sonraki yıllarda çocuğun becerileri aile ilgisiyle destekleniyor.

Başarı performansı ekonomik olanaklarla da ilgili.Yeterli araç gereci olmayan,iyi beslenemeyen,okula aç giden çocuktan başarı beklenebilir mi?Oysa okul çağındaki çocukların kemikleri sertleşmeye devam ettiğinden kalsiyum ve fosfora ihtiyaçları vardır.Patates,bakla,nohut,peynir,süt,yumurta,domates,mercimek,havuç çocuğa bol bol yedirilmelidir.Kendine güven,başarı için itici güçtür.

Her yaptığı işte fazlaca yardım alan ya da sürekli eleştirilen çocuklar başarı duygusunu tam olarak tadamıyorlar.Ruhsal dünyalarında kendilerine güven duygusu besleyemiyorlar.Çeşitli sebeplerle sağlıklı olmayan psikolojik ruhi yapıya sahip olan gençler veya çocuklar okul başarısını yakalayamıyorlar.Mesela,aile içi kavgaların sık yaşandığı ailelerin çocukları yeterli ilgi ve sevgi göremedikleri için davranışları uyumsuz olabiliyor.Ya da büluğ çağı sorunlarının aşılmasında yakın aile desteği bulamayan gençler,yaşadıkları bunalımı çözmekte başarılı olamıyor.

Okulda başarı için,öğrencinin verimli bir ders çalışma programına sahip olması ve onu uygulaması gerekiyor.Yüksek sınav kaygısı da başarıya engel oluyor.Yapılan araştırmalara göre;düzenli ders çalışan öğrenci,düşük sınav kaygısı yaşıyor.Ailenin,çocuğun seviyesinden daha yüksek başarı beklentisi içinde olması,çocuğu çalışmak için aşırı zorlaması,öğrencinin derse karşı sevgi ve ilgisini azaltıyor.Çalışmak onlara yük gibi geliyor.oysa yapmamız gereken,çalışmanın hayatın bir parçası olduğunu kavratmak olmalıdır.

Aile,çocuğunu nasıl ders çalıştıracak?

İlkokula giden çocuk için öğretmenin ders çalıştırma tavsiyeleri önemsenmeli,uygulanmalıdır.Bir konuyu ebeveyn ayrı tarzda,öğretmen ayrı tarzda öğretmeye kalktığında,çocuk istenen konuyu öğrenmede güçlük çekebilir.Okulların rehberlik servislerinden çocuğa uygun çalışma programı yapılması içinyardım alınabilir.

Kopya gibi dolambaçlı yollardan elde edilen başarı,aslında öğrencinin iç dünyasında acı bir tat bırakır.Başarı için sarf edilen emek ve zaman beraberinde iç huzuru getiriyor.Bu iç huzur gelecekteki başarı için basamak oluyor.

Başarmak için gerekli bilgi ve beceriye,yani altyapıya sahip olmak gerekiyor.Öğrencilerin kişisel farklılıklarına göre aynı düzeyde başarı elde etmeleri için gösterecekleri gayret farklı oluyor.Başarmak için başarılı olacağına inanmak gerekiyor.Allah'a inanmak ve tevekkül etmek e başarı kazanmakta önemli rol oynuyor.

İstediğiniz başarıyı elde etmeniz ve bu mutluluğu içtenlikle yaşamanız dileğiyle...

11.12.1999 Cumartesi Akit Gazetesinden alınmıştır.

İnsan Olmak Yukarı

Esra Ergül

Allah kadını ve erkeği yarattı.Yaratılan insan,bir hayat yaşamaya başladı.Önce bebek,sonra çocuk,sonra delikanlı,yetişkinliğini ömrü varsa da yaşlılığını gördü.İnsan çocukken hayallerinde,geleceğinde okuyacağı okulları,seveceği insanları,yaşayacağı şehirlerin düşüncesine dalıp geçmişe hiç yüz vermez.

Gençlikte kah sevdalarda kaybolup gündüzleri hayallerde gezen aklı bir karış havada insanlar oluyoruz,kah ukala ve herşeyi bilirim görüntüsünün altında aslında şu garip dünyada hayatın gerçeğini anlamını bulmaya çalışan bir filozof kesilebiliyoruz bazen neyse...İşte bu karmaşık duyguların kafa karışıklığı gençlerin kendilerini ifade de zorlanmalarına böylece anlaşılmamalarına sebep oluyor.üniversite eğitimi alabilen mutlu azınlık düşüyor iş bulma derdine.İşi de buldu diyelim.Daha evlilik yapılacak,iyi bir eş bulunup evlenilecek,ev,araba sahibi olunacak derken kariyer yapmak da gerekiyor,ki ilerde iyi bir mevkiye sahip olunabilsin.İşiniz var evinizde mutlusunuz bu sefer de çocuklarınızın eğitim sorunlarıyla uğraşıyorsunuz.Ömrünüz varsa evliliklerini görüyor,torunlarınızı seviyorsunuz.Kafanız karışmasın.

En iyisi siz kendinizi düşünün.Hayat yolculuğunuzun hangi durağındasınız?Belki de o kadar hızlı yaşıyorsunuz ki durakların farkında bile değilsiniz.Gelecekte yaşayacaklarınız mı aklınızı meşgul eder,geçmiş mi?Yoksa güne uyanlardan mısınız?

Çok sevdiğiniz yakınınızla daha yapacağınız işleriniz var,sık sık  da konuşur dertleşirsiniz diyelim.Bir gün ve aniden ölüm haberi geliyor.Hastaneye gidiyorsunuz.Oysa hiç aklınıza gelmemişti son ayrıldığınızda bir daha morgda görüşmek.Soğuk ve gri koridorda yürürken korku ve şok her yanınızı kaplıyor.Odaya kafanızı uzatıp baktığınızda uzun beyaz mermerin üstünde tüm heybetiyle yattığını görüyorsunuz.Tutan eli tutmaz,gören gözü görmez olmuş,senin burada ne işin var kalk daha bir sürü işimiz var deseniz ne fayda;ses yok cevap yok.

Eşi,çocukları,dostları perişan ani gidişine kimse inanamıyor.Toprağa verilene kadar hep yanındasınız.Kara toprağa veriyorsunuz ellerinizle istemeden.Toprakla yüzleşmeniz nasıl olurdu?Toprak dost mu olur düşman mı size,yoksa yine yapmanız gereken bir ton iş aklınıza gelir şu işi de bitirelim hele mi dersiniz?

Son sözü söylemek her zaman zor gelir bana.

Allah can varlığımızı bedenimizden ayırırken bize ölümü güzel göstersin ve yaşam yolculuğumuzun yükünü huzur içinde üzerimizden alsın.Amin.

Her lambanın gazyağı bir gün biter...

Gençlere Öğütler Yukarı

Ord.Prof.Dr.Ali Fuat Başgil

-Çalış,daima çalış,fakat hırsı bırak.Zira hırs,verimli çalışmanın,sağlık ve saadetin düşmanıdır.

-Muvaffakiyetlerinle mağrur olma.Bil ki gurur,gelecekteki muvaffakiyetlerinin en büyük düşmanıdır.

-Kimsenin cahilliğini yüzüne vurma.Bil ki insanları en çok kızdıran ve gücendiren,cahilliklerinin yüzlerine vurulmasıdır.

-Çok konuşma.Yerinde ve özlü konuş.Kıymet ve tesir çok sözde değil,yerinde ve özlü sözdedir.

-Dikkat et:Sözlerin ve yazıların kısa,açık ve manalı olsun.

-Alçak gönüllü ol.Mütevazi insan,meyve ağacına benzer.Meyve dalının yere eğilmesi meyvesinin çokluğundandır.

-Herkesin imrendiği pırlanta gibi kıymet sahibi ol.Korkma,yerde kalmazsın.

-Bir işe başladığın bir dersi öğrenmeye,bir kitabı okumaya koyulduğun zaman telaş edip sabırsızlanma.Sakin ve metin ol.Yol al,fakat acele etme.Sindirerek çalış ve öğren.

-Verimli çalışmayı sakın iş üzerinde geçirdiğin zamanla ölçüp de,eh bugün şu kadar saat çalıştım yetişir deme.Çalışmanın neticesinde ve öğrendiğine bak.

-Boşuna iddia ve inat etme.Hakikati ara ve sev.Hakikat sevgisi,insan için,sevgilerin  yükseğidir.

-Kendine yapılmasını istemediğin bir muameleyi başkasına yapma.Ta ki başkası da sana karşı aynı şekilde hareket etmesin.

Verimli Ders Çalışma Metodları Yukarı

1-Şekilleri diziniz-terimleri yazınız.bu şekil çalışma birden fazla duyu organlarınızın çalışmasını gerektirdiğinden anlamanızı kolaylaştırır.

2-Not alma ve kaynaklarından bilgi toplamayı öğreniniz.Aklınızda kalmasını istediğinizi not ediniz,sözlük kullanınız.

3-Verimli okuyunuz.Okumanın en uygununu seçiniz.Başlamadan hazırlık yapınız.Nasıl okunacağını bilerek okuyunuz.

4-Hatırda tutmayı kolaylaştırınız.Konunun niçinleri üzerinde fazla durunuz.Öğrendiğiniz yeni düşünceleri sıralayınız.Konuyu canlandırmaya çalışınız.Terim-formül,tanım,kanun,ilke gibi açıklanması gereken konuları satırbaşından itibaren yazınız.Şiir,tiyatro eseri,nutuk gibi konuları bütünüyle okuyunuz.Dikkatinizi uyanık tutunuz.Yabancı kelimeleri yazınız.Belirli aralıklarla tekrarlayınız.

5-Çalışmayı dinlenme eşliğinde sürdürünüz.Çalışma sırasında kısa süreli dinlenmelere yer veriniz.Grup halinde çalışırken birbirinizi kırmayacak şekilde esprilere yer veriniz.

6-Öğretmeni ve öğretmenin dersini seviniz.Sevme insanda haz oluşturur.Haz halinde bulunan insanlar daha kolay öğrenir.Öğrenmeyi amaç edininiz.

7-Zamanı iyi değerlendiniz.Aynı zamanı yaşamanız mümkün değildir.Onun için her anınızı iyi değerlendiriniz.

8-Sınavlara hazırlıklı geliniz.Sınav sizin başarınızı değerlendirme işlemidir.İyi not alırsanız başarı zevkini tadar,mutlu olursunuz.

9-Verimli çalışma alışkanlıkları:

Belirli bir çalışma zamanınız olsun.Dikkat ve ilgi dağıtıcı şartlara aldırış etmeden çalışınız.Not alarak çalışınız.Konuları önceden gözden geçiriniz.Günü gününe çalışınız."Bir yazmak on okumaya bedeldir" ve "En silik mürekkep en keskin zekadan daha güçlüdür" sözlerini unutmayınız.

Beynin Sırları Yukarı

Bu yazı Zafer Dergisinden alınmıştır.

Doç.Dr  Sefa Saygılı  

Beyin hayatımızın en büyük, en önemli organı ve benliğimizin merkezidir. Kâinattaki en gelişmiş ve mükemmel yapı olan beyin, bütün hareketlerimizde, düşüncelerimizde, duygularımızda her zaman devrededir. Beynimiz olmasaydı, göremeyecek, hatırlamayacak, iletişim kuramayacak, hissedemeyecek, uyuyamayacak, vücut sıcaklığımızı bile tutamayacaktık.

İnsan beyni kıvrımlıdır. Yaklaşık 2200 cm2 olan beyin yüzeyinin ancak üçte biri serbest yüzeyde, üçte ikisi ise, kıvrımların derinliklerindedir. Bu sebeple beyin yüzeyi kıvrım kıvrımdır. Bu sayede insan araç kullanır, ince işleri yapmak üzere baş parmak ve parmak kullanır, dil ve matematik sembollerle haberleşmeyi gerçekleştirir, zevk ve isteklerini, yani doyumlarını geçici de olsa bastırmayı mümkün kılar.

Bu şaşırtıcı özellikler beyinde bulunan 100 milyar civarındaki sinir hücresinin (nöron) ve bu hücreler arasındaki hemen hemen sonsuz sayılabilecek iletişim ağının sonucudur. Beynin bunca fonksiyona sahip olması ancak bu iletişim ağının gelişmiş olması ile mümkündür.

Nöron Bağlantısı

Nöronlarla vücudun diğer hücreler arasındaki temel fark, her bir nöronun diğer bir nöronla büyük uzaklıklar boyunca hızlı ve doğrudan bağlantı kurabilmesidir.

Tek bir nöron, verilerini yüzlerce veya binerce diğer nöronlardan alır. Gelen mesajlar ketleyici veya uyarıcı olabilir. Nöronların görevi, bu sinyalleri düzenlemektir. Nöronlar sürekli olarak bir oy sayımı yaparlar.

Bununla birlikte beyin bir bilgisayar ve aksonlar da tel değildir. Bir sinyali sinopsa ani bir elektrik akımıyla değil bir başka yöntemle iletirler; bu, hayret veren bir kimya yoludur. Yaprakların güneş ışığına doğru uzanması gibi, bir nöronun lifleri (dendrite) doğru aksonu araştırırken dışarı doğru büyür ve bağlantı kökleri gibi aksonlar da dışarı verdikleri enerjiyi almaya uygun nöronlarla bağlanana kadar ortalıkta el yordamıyla dolaşırlar. Nöronlar doğru “adresi” bulmada ve doğru tertibatla bağlantıya girmede inanılmaz şekilde kusursuz hareket ederler.

Bilgi, akson boyunca aşağıya sinapsa, bir diğer nöronla özelleşmiş bağlantı noktasına aktarılır. Sinapslar yoluyla herbir nöron, yüzlerce nörondan bilgi alabilir.

Kafatası Zırh Gibi

Beyin dar bir rafa sıkıştırılmış, tepilmiş bir yorgan gibi durur. Parçalı kafatasının içinde bütün boşlukları en ekonomik şekilde dolduracak tarzda yerleşmiştir. 100 milyar hücreden oluşan 1.5 kilogramlık kütle, bu şekilde dar bir mekana sığar.

Üstelik beyin en erken teşekkül eden organlardan biridir ve döllenmeden üç hafta sonra ana karnında maya tutmuş haldedir. Oluşum devresinde her saniyede tam 250 bin sinir hücresi teşekkül eder ve neredeyse sonsuz olan bağlantılar kuruldukça dış dünyadan bilgi içeriye girmeye başlar; dış dünyadan içeri girmeye başladıkça da muhtemelen bağlantılar daha hızlı kurulmaya devam eder. Böylelikle beyindeki 100 milyar nöron, hayret verici ve karmaşık yollarla birbirleriyle etkileşerek, görmeyi, hareket etmeyi, öğrenmeyi, hafızaya almayı ve düşünmeyi mümkün kılar.

100 milyar nöronun herbirinin ortalama 10 bin başka nöronla bağlantı içinde olduğu düşünülürse yaklaşık 100 katrilyon bağlantıya sahip, karmaşık bir şebeke karşısındayız demektir. Yalnız, bir muzun hoş kokusunu, limonun keskin kokusundan ayırmak için altı milyon beyin hücresinin harekete geçmesi gerekir.

Beyindeki nöron sayısı da ilginç özellikler taşır. İstenildiğinde yeni nöronlar oluşturulamadığından vücutta gereken fazla nöron mevcuttur. Daha sonra onlar, fazla büyümüş bir ormanı seyreltmek gibi budanır.

Vücutta, ihtiyacın yaklaşık iki katı nöron vardır. Üstelik, bilim adamlarının tahminine göre nöron sayısı, ile galaksimizdeki yıldız sayısı arasında bir eşitlikte mevcuttur.

Nöronların fonksiyon sahaları da şaşırtıcı özellikler taşır. Nöronlar doğar, daha sonra esrarlı bir şekilde belirli görevlere has sınıflanır ve sonra da bağlantılar kurarken, merkezi sinir sistemi (MSS) büyür ve kendisini birbirinden oldukça farklı fonksiyonlara sahip altı temel alana ayırır.

Hayvan Beyni

Nöronlar, hayvan beyninin de ana özelliğini oluştururlar. Meselâ bir istakozun yalnızca birkaç yüz nörondan oluşan basit bir sinir sistemine sahip olduğu düşünülürse insan beyninin 100 milyar nöronlu yapısı akıllara durgunluk verir.

Buna rağmen meselâ bir solucanın beyni basit sayılabilir mi? Çağımızın ünlü bilim adamı Stephan Hawking “Aslında hiçbir bilgisayar bir solucandan daha zeki değil.” demektedir.

Yine “kuş beyni” der geçeriz. Halbuki “Baştankara” cinsi kuş, kışın soğuğuna dayanabilmek için fındık fıstık toplamak ve zamanı geldiğinde de yumurtalarını tam olarak nereye gömdüğünü hatırlamak zorundadır1. Bu kadar mükemmel beyine sahip olan insan bile anahtarını, gözlüğünü, cüzdanını nereye koyduğunu bazen unutabildiğini biliyoruz. Gövdeleri uçmalarına imkân vermek için olabildiğince küçük ve hafif olan Baştankaranın beyni de oldukça küçük ve bunun sonucu olarak da basit olmak zorundadır.

Baştankara için mesele, bu ihtiyaç dahilinde beyinlerine daha fazla nöron eklenmesiyle çözümlenmiştir. Kuş beyninin hipokampüs denilen bölümü-beynin hafıza depolamak ve uzak zamana ait öğrenmeyi gerçekleştirmek için önemli olan bölümdür -her Ekimde şişer. Geçen yılın hafızasına ait eski nöronlar ölür ve yeni nöronlar doğar. Bu, karalamalarla dolu eski not defterinin atılıp yeni yılın notlarını yazmak için yeni bir not defteri alınmasına benzer.

Diğer hayvan türleri ve insan beyninin yeni nöron üretemediği göz önüne alınırsa bu gerçekten şaşırtıcı bir özelliktir.

Darwin’in itirafı

Beyin, gerçekten müthiş karmaşık ve hayranlık veren esrarengiz bir organımızdır. Beynin gördüğü fonksiyonları yapan bir bilgisayar üretilmeye kalksa, herhalde yerküremizin birkaç katı büyüklüğünde olması gerekecekti.

Peki, böylesine mükemmel bir organ evrimcilerin iddia ettiği gibi tek hücreli canlıdan tesadüfen meydana gelebilir mi? Soruyu Darwin cevaplasın2:

“Tanrının varlığı hakkında hislere değil akla bağlı bir başka nokta da, çok önemli bir konu olarak beni etkiliyor. Bu muazzam ve harikulade kâinatı, çok geriye ve çok ileriye bakabilme kabiliyeti bulunan insan da dahil olmak üzere, kör tesadüf veya zaruretin eseri olarak görmek çok güç, hatta imkânsızdır. Böyle düşününce bir dereceye kadar insanınkine benzeyen zihin sahibi bir ilk sebep aramak zorunda kalıyorum; bu bakımdan ateist sayılamam. Hatırladığıma göre, Türlerin Kökeni’ni yazdığım zaman bu inanç bende çok kuvvetliydi. O tarihten beri yavaş yavaş ve birçok dalgalanmalarla zayıfladı.

Ama bu yeni şekilde de şu şüphe ortaya çıkıyor: Fakat, benim tamamiyle inandığıma göre, en aşağı hayvanlarınki kadar basit bir zihinden çıkmış olan bir akla, böyle büyük bir sonuç çıkardığı zaman, güvenilebilir mi?

Böyle karmaşık meselelere en ufak bir ışık tuttuğumu dahi iddia edemem. Herşeyin başlangıcındaki sır, bizim için çözülemez bir halde duruyor.”

KAYNAKLAR

1. Beyin ve İlâç, Scott Veggeberg Sarmal Yayınları, 1999

2. Dünyayı Değiştiren Kitaplar, Robert B. Downs. Ötüken Yayınları, 1998

 

Başarı İle İlgili Sözler Yukarı

*"Gönlüne arzu,ideal tohumu ekmeyen;taş,toprak gibi ayak altında ezilir."Muhammed İkbal

*"Uzak mesafelere ulaşmak,yakın mesafeleri aşmakla mümkündür." İmam Gazali

"Zorluklar başarının değerini arttıran süslerdir." Moliere  

"Önemli olan yere düşüp düşmemen değil,
tekrar ayağa kalkıp kalkamamandır."Vince Lombardini

"Başarı merdivenini elleriniz cebinizde tırmanamazsınız." J.Moorhead

"Size başarının değil,
ama başarısızlığın formülünü verebilirim:
Herkese hoş görünmeye çalışın."
Bill Cosby

"Pırıl pırıl gökkuşağını görmek için önce yağmuru yaşamak gerekir."
    
Fransız Atasözü

"Öğrenmek, zaten bildiğini fark etmektir. Yapmak, onu bildiğini göstermektir."
    
Richard Bach

Çocuk Eğitiminde Temel Kurallar Yukarı

Mustafa Topaloğlu   

 *Eğitim,doğruları söylemek değil,doğruları yapmaktır.

*Çocuklar öğütten daha çok,iyi örneğe ihtiyaç duyarlar.

*Çocuklara "ne" düşünecekleri değil,"nasıl"düşünecekleri öğretilmelidir.

*Çocuklarımızı "kişilik sahibi" yapabilmek için düşündüklerini,isteklerini ve inandıklarını keşfetmelerine izin verin.

*Çocuğunuza vereceğiniz en değerli hediye, "ilgi ve zamanınızdır."

*Çocuk,anne babanın görülen bir çok özelliğini aldığı gibi,gözle görülmeyen özelliklerini de alır.

*Çocukların büyüme hormonu,gece uykuda iken salgılanır.Bu nedenle geç yatan çocuklar sağlıksız olurlar.12yaşına kadar çocuklar kışın en geç 21.00,yazın 22.00'de yatmalıdır.

*Çocuklarınızla duygu ve ihtiyaçları hakkında konuşun.

*Çocuklarınızı,tüm duygularınızla dinleyin ve onlara değer verdiğinizi "beden dilinizle"  onlara hissettirin.

*Çocuğunuzun duygu ve düşünceleri hakkında karşılıklı konuşun.

*Çocuğunuzun yaşına ve gelişimine göre,uygun görev ve sorumluluklar verin.

*Hangi yaşta olurlarsa olsun,çocuğunuzla oynama ve onun heyecanına katılma fırsatını kaçırmayın.

*Çocuğunuzun her yaşta anlattığını,sıkıntıdan patlasanız bile dinleyin.

*Çocuğunuzun anlattıklarını dinlemiyorsanız,bir süre sonra onun da sizi dinlemediğini görürsünüz.

*Çocuğunuzu dinlerken,mutlaka yüzüne bakın ve onunla "göz ilişkisi"içinde olun.

*Çocuğunuza "ne" söylediğinizden çok daha önemli olan,"nasıl" söylediğinizdir.

*Çocuğunuzun problemlerini kendi kendine çözmesine fırsat verin.Çözemediği vakit devreye girin.

*Çocuğunuzu başkasının çocuğuyla karıştırmayın.

*Çocuğunuzun yanlışlarını değil doğrularını yakalayın.

*Dengeli takdir edilen ve övülen çocuklar,anne-babalarını ve arkadaşlarını da takdir etmeyi de öğrenirler.

*Aşırı sevgi ve takdir,çocuğunuzu" şımarıklığa" yöneltir.

*Çocuklarınıza ne derseniz öyle olma ihtimalini arttırırsınız."Tembel","sorumsuz","inatçı","huysuz" gibi olumsuz sıfatlar bu özellikleri geliştirir.

*Sık eleştirilen çocuklar,içe kapanık ve güvensiz olurlar.

*Suçlanan,her konuda kabahati bulunan çocuklar,suçlamayı ve yalan söylemeyi öğrenirler.

*Kızgın olduğunuz bir sırada çocuklarınıza hayat dersi vermeye kalkmayın.

*Çocuğunuza hep çocuk gibi davranırsanız,o da hep çocuk kalır.

*Anne-babaların davranışları ne aşırı "baskıcı" ne de aşırı "serbest" olmamalıdır.

*Anne-babalar,çocuklarına karşı davranışlarında mutlaka tutarlı olmak zorundadırlar.

*Çocuğunuza hep kendi isteklerinizi söylerseniz,ergenlik çağından itibaren istemediklerinizi işitirsiniz.

*Çocuklarınızın arkadaşlarına karşı çıktığınız zaman,çocuğunuzu kendinizden uzaklaştırır,onlara yaklaştırırsınız.

*Çocuğunuz 14 yaşını geçtikten sonra,tatillerde çalıştırın.Kendi işyeriniz olsa bile,başkaları yanında çalışmasına imkan hazırlayın.

*Çocuğunuzun istediği mesleği seçmesine izin verin.

*Korkuya dayalı disiplin yerine,sorumluluğa dayalı disiplin verin.

*Çocuğunuza istemediğiniz hareketleri yasaklamadan önce,yasaklama nedeninizi mutlaka açıklayın.

*Çocuğunuza ne kadar çok kural koyarsanız,o kadar çok çatışır,kızar ve disiplin sorunu yaşarsınız.

*Çocuğunuzu ilgilendiren bütün konularda,kararı onunla birlikte verin.

*Hangi yaşta olursa olsun,her fırsatta çocuğunuzun fikrini sorun.

*Dövülen çocuklar,kavgayı,geçimsizliği ve düşmanlığı öğrenirler.

*"Ceza" gelişmeye engeldir."Ödül" ise gelişmeye katkı sağlar.

*Çocuklar da insandırlar.Onlar da herkes gibi kendilerine devamlı emir verilmesinden hoşlanmazlar.

*Çocuğunuzun kendisi olmasına izin verin.

*Topluma faydalı,değişik ve yenilikler yapan insanları,çocuklarınıza örnek gösterin.

*Anne ve babalar çocuklarını "sevmek" zorundadırlar.ancak,bunu her fırsatta söylemelerine gerek yoktur.

  (01.12.1999 Akit Gazetesi)

ANA SAYFA