BÜROKRATİK ENGELLER

 

            Hadisde:”Kolaylaştırınız,zorlaştırmayınız.Müjedeleyiniz,nefret ettirmeyiniz.”buyurulur.

            Yıllardır memleketimizde süren gelen bürokrasi ise,hep zorlaştırıcı ve nefret ettirici nitelikte.

            Yıllar süren;Bugün git,yarın gel,politikası.

            Ayak bağları..işlerin yapımızndan ve üretiminden daha zor olan,resmi ve bürokratik engeller.Bir dakika süren işin resmi,bürokratik aşamaları bazen günler ve aylar süren bir uygulamaya kadar gitmektedir.

            Birilerinin topluma çaktığı kazık.Bir delinin kuyuya attığı taş.Geri kalmamızdaki en önemli faktör.

            İşte öneği:

“Tarım ve köy işleri bakanlığında bir bürokratın anlattıkları:”Bir dönem Tarım Bakanlığı,İl müdürlüklerine bir yazı yazar ve “İlinizin bulunduğu bölgedeki karga,yaban domuzu,üveyik gibi tarımsal üretime zarar veren yabani hayvanların sayısını çıkartıp bize yollayın!”der ve komedi bu noktada başlar.Adı üstünde,zararlı ve yabani hayvan bunlar…Nasıl sayacaksın?Sonunda kendi aralarında ‘İstişare’ederek bir formül bulurlar.Buna göre bölgenin büyüklüğüyle orantılı olarak her il müdürü bir rakam yazıp bakanlığa yollar.Kimi 30,kimi 20 yaban domuzu olduğunu bildirir.Aradan bir yıl geçer.”Ses sada çıkmadı bakanlıktan”diye sevinirlerken bir yazı daha:”Bökgenizdeki yaban domuzlarının son durumu nedir?Şayet sayıları 150’yi aşarsa ‘sürek avı’ başlatın”Sürek avı başlaması için gerekli bürokratik işlemler ve nasıl ekipler oluşturulacağı,vurulan domuzların kuyruklarının kesilerek isbatlanması gerektiği gibi formaliteler sıralanır.İl müdürlükleri yeni sayıyı hayvanların çoğalabileceği varsayımıyla 5’er,10’ar artırıp bildirmişler.İş yıllarca böyle devam etmiş.Bürokratımızın tayini bir gün Tunveli tarım il müdürlüğüne çıkmış.Göreve başlamasının ardından yine bakanlığın aynı yazısı…Hemen bir sene önce gönderilen yazıyı çıkarmış ki,ne görsün?Domuz sayısı 149…Domuzu 1 tane arttırsa sürek avı başlamak zorunda kalacak.Hayvanların kuyrukları,ödenek…Kendi kendine”Ben bu sayıyı 50’ye düşüreyim,kimse fark etmez!”demiş ve yazıyı göndermiş.Bir ay sonra bakanlıktan bir yazı.Yazıda’Geçen yıl bölgenizde yaban domuzu sayısı 149 idi.Siz 50 olduğunu yazmışsınız.Ne oldu 99 yaban domuzuna?’diye soruluyor.Bürokrat oturmuş ve düşünmüş,bir formül bulup bakanlığa yazmış.Yazıda,’Evet,geçen yıl sayı 149’du.Ancak sayıları artınca köylüler resmi olmayan yollardan sürek avı başlattılar,hiçbirinide vuramadılar.Domuzlar sınır ilimiz olan Erzincana geçti.!demiş.Bürokratın belirttiğine göre’Hayvanları vurduk!’ dese,bakanlık kuyruklarını isteyecek.Bakanlık hemen olayın takipçisi olmuş ve Erzincan il müdürüne bir yazı yazmış.Yazıda’Bölgenizde 100 yaban domuzu olduğunu yazıyorsunuz.Ancak Tunceli il müdürlüğü 99 adey domuzun bölgenize geçtiğini bildirdi.O hayvanları bulun.Sayı 150’yi aştığı için de hemen ekipleri toplayarak sürek avı yapın!’diyormuş.Erzincan il müdürü düşünmüş ve bakanlığa cevab yazmış.Cevabda’Evet doğrudur.Tuncelinin 99 domuzu sınırımızdan girdi.Ancak hızlarını alamayarak sınırlarımızı aşıp Erzurum il hudutlarına geçtiler!’deyip işin içinden sıyrılmış.Bakanlık hemen Erzurum il müdürlüğünden hayvanların bulunup sürek avı başlatılmasını istemiş.Erzurum il müdürü Erzincan il müdürünü arayıp olayı sormuş,akıl almış.Bakanlığa’Doğru.99 domuz bölgemize girdi ama peşlerine düştük,ancak Ağrı il sınırına girdiler!’demiş.Bakanlık bu defa Ağrı il müdürlüğüne bir yazı yazmış.Ağrı il müdürü Erzurum il müdürünü aramış.Ve o da bakanlığa’Evet,doğru,bizim sınırdan girdi ama ülke sınırlarını aşıp Ermenistana geçti!’diyerek olaya tarım bakanlığı nezdinde bir son vermiş.Bürokratımız’Artık dışileri Ermenistanı aramış mıdır,bilmiyorum.Ama biz envanter işinden böyle sıyrıldık!’diye kurnazca gülümsüyordu.”[1]

Devamı mı?İşte devamı:

Ermenistan'ın olaya sessiz kalması sebebiyle diplomatik bir krizin doğmadığını dile getiren Hisarcıklıoğlu, Başbakan'a da anlattığı mevcut bürokrasi anlayışıyla ilgili bu çarpıcı örneği, “Yanlış sistemin doğurduğu bir çözüm.” cümleleri ile özetledi. Hisarcıklıoğlu, iş dünyasının önünü tıkayan bürokratik sistemin baştan sona yenilenmesini istedi.

*Araziyi alan, mayınları temizleyecek ...
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, organik tarıma açılması planlanan Türkiye-Suriye sınırındaki mayınlı arazinin, ihaleyi kazanan şirketler tarafından temizleneceğini açıkladı.
Türkiye ile Suriye arasında kalan mayınlı alanı, organik tarım yapmak üzere alacak şirketler temizleyecek. Sınırda yaklaşık 500 kilometrelik mayınlı arazi bulunuyor.
Bir süre önce Türkiye ile Suriye arasında kalan arazinin ülke ekonomisine kazandırılması için proje geliştirilmişti. Projeye göre arazi mayından temizlenerek organik tarıma açılacaktı. Ancak arazinin tümünün mayından temizlenmesinin 600 milyon dolar civarında bir rakama mal olacağı hesaplandı. Bu maliyet tablosunu göz önünde bulunduran hükümet, mayın temizleme işinin, şirketlerin organik tarım yapacakları arazilerde kendilerinin temizlemesine karar verdi. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, konu ile ilgili olarak Ankara-İstanbul uçuşu esnasında gazetecilerin sorularını cevapladı. Maliye Bakanı, mayınlı arazinin organik tarım yapılmak üzere uzun vadeli olarak kiraya açılacağını vurgulayarak, temizleme konusundaki görevin de kendi bakanlığına verildiğini kaydetti. Bir ekibin eşliğinde helikopter ile bölgeyi gezdiğini anlatan Unakıtan, projenin altyapısını geliştirdiklerini belirterek, yakın bir zamanda da işlemlere başlayacaklarını ifade etti. İnsan hayatını ilgilendiren, teknik ve ihtisaslaşma gerektiren bu konuda sıfır tolerans ile çalışmaları gerektiğinin altını çizen Unakıtan, gerekli teknik ve idari şartnamelerin hazırlanması hususunda müsteşarlığı koordinatörlüğünde ilgili bakanlıkların yetkilileri ile çalışmalar yürüttüklerini hatırlattı.
Mayın temizleme işinin kimilerine göre 200-300, kimilerine göre de 600-700 milyon doları bulduğunu ifade eden Maliye Bakanı, “Fakat biz bunları orayı kiraya verdiğimiz kimselere temizletmek istiyoruz. Bütçeye ve devlete herhangi bir yük olmadan. Uzun vadeli kiraya vermek suretiyle, hem oraları temizlettirmeyi, hem de ekonomiye kazandırmayı arzu ediyoruz. Organik tarım fevkalade önemli. Ürünlerin tamamı yurtdışına ihraç ediliyor ve oldukça da pahalıya satılıyor. Ama henüz netleşmedi. Bu proje yerli ve yabancılara da açık olacaktır.” diye konuştu. Unakıtan, proje ile ilgilenen yerli firmalardan kendilerine başvuranlar olduğunu, fakat çalışmaların netleşmesinin ardından ihalenin yapılacağını, kimin girip girmeyeceğinin kamuoyu önünde belli olacağını kaydetti.

*Türk ve Japon takımları arasında bir kürek yarışması düzenlenmesine
karar verildi .Her iki takımda performanslarının en üst düzeyine varabilmek
için uzun ve zorlu bir hazırlık devresinden geçti Büyük gün geldiğinde iki taraf
da kendini hazır hissediyordu.
           Japonlar yarışı bir kilometre farkla kazandılar.Türk takımı çok
sarsılmıştı .Türk takımı yönetimi yarışın açık farkla kaybedilmesinin
nedeninin bulunmasına karar verdi, sorunu araştırarak çözüm yollarının
araştırılabilmesi için Mc.Kinsey ,Arthur Andersen ve bir dizi diğer
yabancı danışmanlık şirketiyle anlaşıldı bir yıl süren ve milyonlarca
dolara malolan çalışmalar analizler araştırmalar sonucu yabancı
danışmanlık şirketleri hatayı buldu ve çözüm önerisi getirdi :Japonlar
ın takımında sekiz kişi kürek çekiyor bir kişi dümencilik yapıyordu ;Türk
takımında ise bir kişi kürek çekiyor sekiz kişi dümeni kullanıyordu.
            Böylece 9 kişilik türk takımı japonlarla bir yarış daha yapmak üzere
yeniden yapılandı, yeni yapıda 2 dümen müdürü, 2 dümen müdür
yardımcısı,2 bölgesel dümen müdürü, 2 bölgesel dümen müdür yardımcısıvla bir
de kürek çekme elemanı bulunuyordu.
            İkinci yarışı japonlar 2 km farkla kazandılar .Tepesi atan Türk takımı
yönetim kurulu hemen karar aldı.
            Yarışın kaybedilmesinden sorumlu tutulan kürekçi kovuldu ve müdürlere
sorunun çözümüne katkılarından dolayı ikramiye verildi.
           *Türkiyedeki her sektöre uyarlanabilir.

 

MEHMET  ÖZÇELİK

28-03-2006

 


 

[1] Genç Beyin.sayı.32,sh.5.