CEM’İ TAKDİM VE TE’HİR

 

            Namazın dışındaki 6 şarttan biride,namazı vaktinde kılmaktır.Vakit esastır.

            Hanefi mezhebine göre ancak arefe günü Arafat ve Müzdelifede kılınması caizdir.Onun dışında caiz değildir.

            Esas ve gaye namazın her hal-ü kârda kılınmasıdır.İster ima,oturarak, yatarak,savaşta da olsa kılınması gerekir.Namaz bir yerde terk edilir;musalla taşında.Oda kendisi değil,kendisinin namazı kılınır,ehli ise kendiside namazında bulunabilir.Ölümün dışında namazı kılmayı engelleyici bir durum yoktur.

            Zaruretler haramı helal ederler.Ancak bu zaruretin de ölümcül veya imkânsız bir hal almasında devreye girer.

            Cem-i takdim ve tehir konusunda münferid fetvalar verilmektedir.Buna da islamın kolaylık dini oluşu açısından bakılabilir.

            Zira buna rahatlıkla fetva verenlerin dayandıkları nokta;Kazaya kalkmaktansa,kılınmamaktansa,madem özelde olsa bir uygulama alanı mevcuttur,o halde neden başka yerlerde de geçerli olmasın,denilir.

            Ancak bu hükmün münferid ve kişisel görüşten çıkarak ehil olan İslam alimlerinin delillere müstenid icma olarak çıkması daha bağlayıcı ve müessir olur.

            Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri her ne kadar kendisi Şafii de olsa,dört mezhebde de ehil olduğundan bunun yapılmasını uygun görmüş ve tavsiye etmişlerdir.

            Sonuç olarak diyebiliriz ki;Namazın ister yolculuk isterse buna mümasil durumlarda,kazaya kalma gibi ciddi bir durum söz konusu olduğunda,bu cem-i takdim ve tehiri yapmaktır.

            Peygamber Efendimiz bazen kendisine sorulan sorulara cevab vermez,kalbindeki müftüye danış derdi.Sağlıklı bir düşünce ve bilgi ile bu konuda kendinizin tatmin olacağı durumda önemlidir.

            Cem-i takdim ve tehir yapılırken;ikindi öğlenle beraber,akşam da yatsı ile beraber kılınır ve her bir farz için kamet getiriler,sünnetler terk edilir.

           Hadisde:"1523. Bize Ebû Ali el-Hanefi haber verip (dedi ki), bize Malik b. Enes, Ebu'z-Zübeyr el-Mekkî'den rivayet etti ki; Ebu't-Tufeyl Amir b. Vasile O'na haber vermiş ki, Muâz b. Cebel şöyle demiş: Biz, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber, Tebük Gazvesi yılında (sefere) çıkmıştık. O, (bu sefer esnasında) namazları cem'ediyordu da (bir yerde) öğle ile ikindiyi birlikte kıldırmış, sonra (çadırına) girmişti. Daha sonra (vakit gelince çadırından) çıkmış ve akşam ile yatsıyı birlikte kıldırmıştı.

         1524. Bize Yahya b. Hassan rivayet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Yahya b. Sa'id'den, (O) Adiyy b. Sâbit'ten, (O) Abdullah b. Yezîd el-Hatmfden,  (O da) Ebû Eyyûb el-Ensâri'den (naklen) rivayet etti ki; Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve   Sellem)   akşam   ve   yatsıyı   Müzdelife'de   kılmıştı   da   onları cem'etmişti.

         1525. Bize Muhammed b. Yûsuf rivayet edip (dedi ki), bize İbn Uyeyne, ez-Zührî'den, (O) Salim'den, (O da) Abdullah b. Ömer'den (naklen) rivayet etti ki; Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), gitmekte acele ettiğinde akşam ile yatsıyı cem1 ederdi."(Sünen-i Darimi)

 

Mehmet  ÖZÇELİK

17-07-2005