DENKTAŞ’A GÖRE, KUZEY KIBRIS’TAKİ MANEVÎ BOŞLUKTAN SOLCU ÖĞRETMENLER SORUMLU

KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, adadaki manevi boşluğu kabul ederek, “Bunun başlıca sebebi yıllarca Atatürkçülüğü dine karşı ve Atatürk’ü de dinsiz gösteren öğretmenlerdir.” dedi.

Atatürkçülüğü temsil edenlerin de dine önem vermediğinin altını çizen Denktaş, yıllar önce Türkiye’de öğrenim gören ‘solcu’ öğretmenlerin şu anda okulları yönettiğini ve eğitim sendikalarını ele geçirdiğini vurguladı.

Zaman’ın sorularını cevaplayan Denktaş, Kıbrıs’ta yozlaşmanın zamanla farkına vardıklarını belirtti, ancak sorumluluğu üzerine almadı. “Türkiye muazzam barış harekâtı planı yaptı ama; o plandan sonra Kıbrıs’ta ne yapacağını planlamadı.” diyen Denktaş, anayasa ile sınırlı görev alanının içinde Eğitim Bakanlığı’nın bulunmadığını ifade etti. KKTC Cumhurbaşkanı, adadaki gençlerin durumuna ise şu sözlerle dikkat çekti: “Babası, dedesi, ninesi şehit olan veya göç eden gençlerin Kıb- rıs faciasını bilmeden yetişecekleri aklımızın kenarından geçmedi.”

Kıbrıs’ta yozlaşma olduğunun farkına vardıklarını söyleyen Denktaş, bunun sorumlusunun kendisi olmadığını öne sürdü. Denktaş, “Türkiye muazzam Barış Harekâtı planı yaptı, o plandan sonra Kıbrıs’ta ne yapacağını planlamadı.” dedi. Kendi görev alanının anayasa ile sınırlı olduğunu, Eğitim Bakanlığı’nın da kendisine bağlı olmadığını belirten Denktaş, büyük çoğunluğu Rumlarla bütünleşmeyi savunan gençlerin durumuna dikkat çekti: “Babası, dedesi, ninesi şehit olan veya göç eden gençlerin Kıbrıs faciasını bilmeden yetişecekleri aklımızın kenarından geçmedi.”

Köşk için aday değilim, ama büromda boş oturamam

Nisan ayında yapılacak seçimlerde cumhurbaşkanlığına aday olmayı düşünmeyen Denktaş, bu kararın kendisini rahatlattığını, yeni dönemde ailesi ve dostlarına daha çok zaman ayırma fırsatı bulacağını söyledi. Fotoğraf çekmekten, internette sörf yapmaktan hoşlanan Denktaş, yeni dönemde daha az kravat takmak zorunda kalacağı için seviniyor: “Yıllardır kravat takmaktan bunaldım. Kravat takmayı sevmem.” Üç çocuk ve 11 torun sahibi Kıbrıslı lider, bugüne değin “özel hayat”ı olmamasından yakındı. “Ömrümün 63 yılı ‘Kıbrıs’ diye geçti, boş oturamam.” diyen Denktaş, ilk olarak Lefkoşa’da büro açacak. Bu büro vatandaşlar ve sivil toplum örgütlerine sürekli açık olacak. Türkiye ile olan irtibatları koparmayacağını, konferanslara geleceğini söyleyen Denktaş, gazetelere yazı yazmayı da planlıyor. Rauf Denktaş, “Gazeteler yayınlamazsa internette yazarım.” diyerek düşüncelerini mutlaka yazıya dökeceğini belirtiyor. 80 yaşını aşan Rauf Denktaş, gençlik yıllarında 60 yaşına gelince emekli olup içinde kuşların, köpeklerin olduğu bir köy evine çekilmeyi planlamış.

Güney’deki Rum yönetimi ile yıllardır mücadele eden Denktaş, Rumlarla hiçbir zaman dost olamadığını, insanın ancak sırrını paylaşabileceği, güveneceği kişilerle dostluk kurabileceğini söylüyor: “Rumlarla arkadaş olduk, dost olamadık, olamazdık. Arkadaşlığımız da Kıbrıs konusu haricindedir. Ne zaman Kıbrıs’tan söz açılsa ‘Biz yüzde 80’iz derler ve konu kapanırdı. Rumlara göre Türkler, ‘pis ve deli’dir.”

Rumlar gibi diplomatların dostluğunun da zor olduğunu belirten Denktaş, samimi görülen diplomatların yazdıkları raporlarda çok farklı davrandıklarını söyledi. Bu raporların en az 30 yıl sonra ortaya çıktığını kaydeden Denktaş, yaşadığı ilginç bir olayı şöyle aktardı: ABD’li diplomat yeni yazdığı hatıralarda, “Denktaş, küvete suyu doldurur. İçine buz koyar. Uzo’yu (Rum rakısı) da orada içer.” demiş. Halbuki bu olayı bizim önümüzde Klerides, Kipriyanu için anlatmıştı. Diplomat bunu çevirip Denktaş yapmış.

Başbakan Erdoğan’ı ve Gül’ü üzdüm; ancak onlarla aram iyi

Başbakan Erdoğan’ı belediye başkanlığı döneminde ziyarete gittiğini, Dışişleri Bakanı Gül’ün de kendisini Kayseri’ye götüren ilk milletvekili olduğunu söyleyen Denktaş, “Gayet samimi ilişkilerimiz var. Bayramlarda, yılbaşında telefonlaşırız. Aramızda siyaset ayrılığı olmuştur. Eminim bazen onları üzdüm. Nihayetinde anavatan hükümetidirler. Onlarla birlikte bu iş yürütülür.” diyor. Sağlığına titizlik gösteren Denktaş’ın en büyük yemek tutkusu kuru fasulye. Kuru fasulyeyi özellikle pilav ve turşu ile birlikte çok sevdiğini belirten Denktaş, “Bunun için askerî birliğe giderim. Karavana fasulyesi gibisi yoktur. Evde bu kadar güzel yapılamıyor.” diyor.

Papadopulos karısından korkup fotoğraf çektirmedi

Denktaş’ın Kıbrıs müzakereleri sürecinde yaşadığı ilginç bir olay da Rum lider Tasos Papadopulos’la ilgili. Her zamanki gibi fotoğraf makinesini yanından ayırmayan Denktaş, bir ara Papadopulos’u görüntülemek ister. Ancak Papadopulos elini yüzüne kapatarak “Çekme, ruhumu çalmış gibi oluyorsun.” der. Bu sözlere, “Senin ruhunu ne yapayım?” diye cevap veren Denktaş’a işin gerçeğini bir Rum diplomat anlatır. Gırtlak kanseri olan Papadopulos, eşinden korktuğu için sigara içerken fotoğrafının çekilmesini istememiştir.

Fotoğraf meraklısı Denktaş, yıllar önce Rum liderlerden Vasiliu’yu görüntülerken söylediği sözle yüreğini ağzına getirmiş. Vasiliu’yu çekerken, “Makarios’u da en son ben çektim. 3 ay sonra öldü.” dediğini söyleyen Denktaş, bu sözler üzerine Vasiliu’nun renginin sarardığını söylüyor.

Denktaş, fotoğrafın yanı sıra evcil hayvanlarla ilgilenmeyi de seviyor. Köpeği ‘Boncuk’ sokak köpekleri tarafından öldürülünce, torunları ona Amerikan cinsi uzun kulaklı küçük bir köpek almış. Denktaş'ın köpek sevgisinden başka kuşlara da özel bir sevgisi var. Cumhurbaşkanlığı konutunun duvarları, kafes içerisinde ötüşen kuşların sesleriyle çınlıyor.

13.02.2005
Ömer Şahin
Lefkoşa

Zaman.