E T İ K E T

 

            İhtiyar kadın torbasındaki ip yumaklarını bakkala gösterir.Alırmısın, evladım? der.

            Bakkal yumaklara bakar,evirir,çevirir;dudak büker:

            -İyi eğilmemiş,nemli…der ve istediği fiyata alır.

            Birkaç gün sonra bir müşteri gelir,ip sorar.Bakkal ipleri öve öve bitiremez.

            -Düzgün eğrilmiştir,kurudur,yaz yünündendir,yayla malıdır…

            Nihayet istediği fiyata satar.

            Bu sefer içeriye kambur bir ihtiyar girer ve:

            -Evladım şu mecidiyeyi al,beni şu rafa koy da kıymetleneyim…Bakkal beyninden vurulmuşa döner.Hakikati bir anda kavrar ve ihtiyara talebe olur.Onun mektebinde ders görür ve anlar ki;

            -“Yalanla kazanılan,ayıbı gizlenerek satılan malda hayır yoktur,haramdır.Ve ibadetlerin kabul edilmesinde en baş şart helal kazanmak,helal lokma yemektir.Üstünde haram elbise,midesinde haram gıda bulunan insanın ibadeti kabul olmaz.”

            Diploma insanlara etiket olalıdan beri bu gerçekler unutuldu.Sun’i gübre ile beslenmiş tatsız fakat gösterişli elmaların etiketi ile yüksek tahsil etiketi fark edilmez oldu.Maarifin yıktığını etiket tamir edebilir mi?”(H.İsmail)