Aybars Fırat



SAĞLIK VE GIDA YOLUYLA SOYKIRIM
--------------------------------------------------------------------------------

Batının Türk Genleri ile oynama isteği 1990’lı yıllarda alınan bazı
istihbaratlarla ortaya çıkmış fakat yetkililer bu konuda görevlerini yerine
getirmemişlerdir. Size aşağıda bu konuda anlatacağım olay bu konunun
vahametini daha ciddi bir şekilde ortaya koyacak ve ortak olmaya
çalıştığımız batının gerçek yüzünü bir nebze olsun açıklayacaktır sanıyorum;

Yine bir okuyucu mektubu ile karşınızdayım. Sinop’tan kıymetli bir okuyucum
genlerle ilgili bir hatırasını nakledip okuyucularımızı uyarmamı istedi.
Konuyu her an teyakkuz durumunda olunması açısından çok önemli buldum.
Sizlerle paylaşmak istedim. Şimdi affımı dileyerek sözü mektubun sahibi
Alpaslan Ozan’a bırakıyorum:
“Nestle, Genler ve Türkler
Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan haberlerde, Nestle firmasının
üçüncü dünya ülkelerinde satılan ürünlerinde genlerle oynayan bir madde
GE)olduğu açıklandı. Habere kimse tepki göstermedi. Sessizce
geçiştirildi. Aynı zamanda alerjik reaksiyonlara da neden olan bu maddenin
hemen hemen her Türk çocuğu tarafından alındığını düşünürsek vaziyetin
vahameti daha ciddi bir şekilde ortaya çıkar.
Batının Türk Genleri ile oynama isteği 1990’lı yıllarda alınan bazı
istihbaratlarla ortaya çıkmış fakat yetkililer bu konuda görevlerini yerine
getirmemişlerdir. Size aşağıda bu konuda anlatacağım olay bu konunun
vahametini daha ciddi bir şekilde ortaya koyacak ve ortak olmaya
çalıştığımız batının gerçek yüzünü bir nebze olsun açıklayacaktır sanıyorum;
Yıl 1993’tür.Genç bir doktor olan Munise Ozan(eşim)Sinop ili Merkez
iki nolu sağlık ocağında göreve başlar. İnsanlar ekonomik sıkıntı
içersindedir. Sinop'ta fabrikalar kapanmış insanlar işsiz kalmıştır.Hasta
olan çocukların tedavisi oldukça pahalıya mal
olmaktadır.Allahtan!!!??? UNICEF’in yardım programı vardır ve sağlık
ocaklarında üst solunum yolları hastalıklarının tedavisi için bedava
"penicilin” benzeri "procain" isimli bir ilaç dağıtılmaktadır. Çünkü
çocuklar genelde üst solunum yolu hastalıklarına yakalanmaktadır. Bahsi
geçen ilaç doktorlara flakonlar halinde gelmekte ve hali ile doktorlar
ilacın prospektüsünü ve ambalajını görmemektedir, Dr Munise Ozan şüpheli bir
iki vaka üzerine ilacın ambalajını ve prospektüsünü ister. Ama mecbur olduğu
halde ilacın prospektüsünün olmadığını görür. Ama en korkunç açıklama ilaç
ambalajının üzerindedir. Sağlık Bakanlığımızın yaptığı programa göre
özellikle 5 yaş altı çocuklara kullanılması gereken ilaç ambalajı üzerinde
İngilizce ve Fransızca olarak "KESİNLİKLE 5 YAŞ ALTI ÇOCUKLARA KULLANILMAZ"
ibaresi vardır. Dr Munise Ozan durumu Sağlık Bakanlığına yazar ve ilacın
kullanımını sorumlu olduğu bölgede durdurur. Bakanlık konuya bir açıklık
getiremez ve Dr.Munise Ozan’a o yazıları karalayıp ilacı kullanması
söylenir. O diretir. Durumu bana iletir. Çünkü ben o zamanlar Sinop Orta
Doğu gazetesi muhabirliği yapmaktaydım. O zamanki Cumhuriyet Gazetesi Sinop
Muhabiri ve Sinop Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sayın Cengiz Demirel ile
birlikte Sağ ve sol ayırımı yapmadan olayın üzerine gittik. Önce Fransız
Sağlık Bakanlığına yazdık. Gelen cevapta bu ilacın Fransa'da üretilmediği
yazıyordu. Ama ambalaj üzerindeki adres Paris’teki bir adresti ve Paris'te
öyle bir adres yoktu. Konu iyice karanlıklaşmaya başlamış ve bizim de Türk
Milletini uyarma hakkımız doğmuştu.
Önce Yerel Sinop TV de Hiç bir deneyimim olmadığı halde bir program
yaptım. O gece Sinop TV Jandarma tarafından kapatıldı.
Cengiz Demirel konuyu CUMHURİYET gazetesinde, Sayın Arslan Bulut’ta Orta
Doğu gazetesinde yazdı. Fakat bütün bunlar yeterli olmadığı için konuyu
Arena programına götürdüm. Çünkü bu arada sağlık bakanlığındaki bazı
yetkililerde konuşmaya başlamış ve ilacın genetik alerji yaptığını bir faks
mesajı ile Cumhuriyet Gazetesi'ne iletmişlerdi. Fakat kimse genetik
alerji’nin ne olduğunu bilmiyor ya da söylemek istemiyordu. Karı koca Arena
programına çıktık ilacın yalnız gördüğümüz taraflarını belirttik ve bu
genetik alerji meselesinin açıklanması gerektiğini halka anlattık. O zamanki
Sinop Valisi Adil Yazar "efendim Dr Munise Ozan altı üstü bir pratisyen
hekim uzman doktorlar bile konuyu bilmiyor o nasıl bilebilir" diyecek kadar
gaflet içindeydi. Çünkü ilaç kırsal kesimde fakir halk çocuklarına
dağıtılıyor, UNICEF'e raporlar gönderiliyor ve bir takım veriler bir
yerlerde toplanıyordu.
Ve ilaç sadece pratisyen hekimlere kullandırılıyordu. Daha korkunç olanı
ilacın kullanıldığı pilot illeri içeren harita idi. Buna göre Erzurum,
Kastamonu, Uşak, Eskişehir, Manisa, Tokat, Çorum gibi Türkmen nüfusun egemen
olduğu iller seçilmişti. Ve eğitim düzeyi düşük olan bu illerin kırsal
kesimindeki halk alerji, genetik gibi şeylerin farkında bile değildi. O
zaman Arena’ya çıkan sağlık bakanı Yıldırım Bey bile kem küm etmekten başka
bir açıklama getiremedi, Ama benim peşinde olduğum olay genetik alerji olayı
idi. Kimse olayı dikkate almadı olay kapandı. Dr Munise Ozan basına izinsiz
demeç verdiği için ceza aldı. Ama herkes Prof.’lar dâhil, genetik alerji
yoktur diye ahkâm kesti.
Genlerle oynama olayı Oktay Babuna olayında açıkça ortaya çıktı ve Sayın
Durmuş her türlü tepkiyi almasına rağmen gerekeni yaptı.
Simdi Nestle’deki bir maddenin genlerle oynadığı ve alerji yaptığı ve
sadece üçüncü dünya ülkelerinde yani Türk Cumhuriyetlerinde satıldığı
açıklanıyor.
Çıkartacağımız netice şudur :
"TÜRK MİLLETİ SENİN GENLERİNLE OYNUYORLAR BUNU YARDIM OLARAK GÖNDERDİKLERİ
İLAÇLARLA YAPIYORLAR. BUNLARI ÇOCUKLARINA VERDİĞİN İLAÇLARINA KOYUYORLAR.
EĞER FARK EDERSEN BU SEFER ONLARIN EN ÇOK SEVDİKLERİ ÇİKOLATALARINA VE
ŞEKERLERİNE KOYUYORLAR. DUYGUSAL YÖNÜNÜ İSTİSMAR EDİP KANLARINI TOPLAYIP GEN
HARİTANI ÇIKARTIYORLAR. ONDÖRT BİN YILLIK TARİHİNİ YOK SAYIP SENİ ASYA’DAN,
ANADOLU’DAKİ 9000 YILLIK TARİHİNİ YOK SAYIP SENİ DÜNYADAN SİLMEK İSTİYORLAR"
Bu itibarla Orta Asya’daki 14000 ve Anadolu’daki 9000 yılına sahip çıkma
mecburiyetin vardır. ALPARSLAN OZAN”
Mektup sahibinin sözlerine eklenecek o kadar çok örnek var ki. Ancak
sahipsiz kalmış milletimizin fertleri, bizzat bu meseleleri takip ederse
sonuç alınabilecek duruma gelinmiştir. Hiçbir makam bu konularla ilgili
tedbir almamaktadır. Genlerimiz tespit edilmekte, buna göre labaratuvarlarda
sunî hastalıklar oluşturulmakta, bu hastalıklara göre ilaçlar hazırlanıp,
içine genlerle ilgili zararlılar karıştırılmakta ve yeniden bize şırınga
edilmektedir. Kullandığımız yiyeceklerin hormon miktarından tutunuz da
giydiğimiz giyeceklerin, baktığımız televizyon yayınlarının, çocuklarımıza
verilen derslerin, eğitimin, oyuncakların, kitapların, kullandığımız
aksesuarların, genlerimizle birlikte bütün organizmamızı felç etmeye yönelik
olduğunu bilmemiz ve buna göre tedbir almamız gerekiyor. Yediğimiz
yiyeceklerin zararlı olması konusu, en az karışık olan Özbekistan, yakında
karıştırılmak üzere olan Azerbaycan, Suriye ve İran konusu kadar önemli.
Zira bizi başka türlü yıkamayacaklarını biliyorlar ve çözüm olarak da bu
kolay yolu seçiyorlar. İngilizler Kızılderililere ve diğer sömürge
halklarına salgın hastalık taşıyan battaniyeler dağıtmışlar, binlercesini bu
şekilde yok etmişlerdi. Şimdi de daha sinsi bir yöntemle ilaçlarımız ve
gıdalarımızla oynuyorlar. Bunun adı; Sağlık ve Gıda Soykırımı’dır.
Evet sevgili okuyucularım. Aldığımız ilaçlara dikkat etmek bizim elimizde.
Bundan böyle de NESTLE, Kola, Cips ve bilgilerine kolayca ulaşabileceğimiz
buna benzer ürünleri almayarak tepkimizi gösterebiliriz...
Saygılarımla…