KARANLIK   OLAYLAR   -1-

 

            Buna gizli yapılan,istihbarat,fail-i meçhul cinayet ve olaylar,derin devletin derin ve çukurdaki işleri,adaletin halledemediği sokak cinayetleri diye adlar ile de adlandırabilirsiniz.

            Okuduğunuz yazılardan anlamışsınızdır,ben gizli istihbarat konularında da kendi görüşüne başvurulanlardanım.O nokta da –dostlarda sağolsun-kolum uzundur.

            Hatta PKK faaliyetleri başladığında çözüm için bana da başvurmuşlardı.Ben de yaşımın biraz yüce olmasından dolayı koşuşuturma ve süreklilik gerektiren bu işi kabul etmemiş ancak hal çaresi olaraktan şu üç çareyi önermiştim;

            1-Doğuyu eğitimle donatın.Halkı cahillik ve cehaletten kurtarın.Çünki cahil olan bir insan her şeyi yapar.Nitekim sol bir örgütün yürüyüşüne katılan yaşlı bir vatandaşa niçin katıldığı sorulduğunda şöyle diyor:Biz katılıp,yürüyüp bağırdıkça ekonomi düzelecek,fakirlik kalkacakmış,onun için yürüyüp bağırıyoruz,diye muhabire cevab veriyor.

            Soros gibi biri doğuya adam başı yirmi milyondan yüz kişiye para versin,sen o zaman bak halk nasıl her gün âlayiş-nümayiş yapıyor.

            2-Halk sanat sahibi yapılmalı ve iş temin edilmeli.Zira en sıkıntılı ve boş adam,işsiz adamdır.Ona iş verilmezse,şimdi olduğu gibi iş bulan ve iş çıkaran çok çıkar.

            3-Özellikle doğuda ağalar ve kavim kabilecilik var.Bunlar arasındaki ihtilaflar çok kolay körüklenebilir.Buna mani olun.İhtilafa mahal bırakmayın.

            Bu tavsiyelerime pek uyulmadı.Daha sonra gelip özür dilediler,biz ettik sen etme diyerek yeni projelerini anlattılar.

            Biz bunlarla baş edemiyeceğiz.Onun için onların karşısına yeni bir adla başka bir kutup çıkaracağız.Adı Hizbullah…

            Onlara sizin bu yaptığınızı daha önce ABD’de yaptı ve şimdide yapmaktadır.Kendi karşısına düşman olarak Rusyayı çıkardı,şimdilerde Ladin ve İslam terörü diye bir kavramı çıkararak,hem kendi çukurunu kazdı,hem de alevleri söndürmeden,daha da alevlendirmiş oldu.Bu uygulama zararlı olur,yine bundan PKK istifade eder,dedim.

            Beni alıp yaptığı tesbitleri göstermek üzere binayı gezdirdiler.Benim gile haberim olmadan konuşmalarımı banda kaydedip,dünyada bulunmayacak,önemli noktalardaki fotofraflarımı bana gösterdiler.Ben yine çekingen davranınca,istersen gençlik,askerlik dönemlerindeki fotoğraflarını gösterelim diyerek tek tek o gençlik dönemlerimdeki babayiğit fotoğraflarımı gösterip,seslerimi dinlettiler.

            Sen her şeyi biliyorsun,bu durumda Hizbullahın içerisine sız,dediler.Kabul etmedim.Beni bıraktı gibi göründüler.Ancak gece üçte telefonum çaldı,açtım,bir çok değişik ses,seslerde işte sınırdan geçiyorlar,geliyorlar gibi değişik sesler bana dinletiliyordu.

            Belikli rahat bırakılmıyacaktım.Bu bir müddet devam etti.Fakat bende diretip kabul etmedim.Çünki baştan tasvib etmediğim bir şeyin,neden içerisine gireyim?

            Dikkat edin bu silah size de dönebilir,diye bir çok defa da uyardım.

            Bir milletvekilinin dokunulmazlığından istifade ile,kendime dokunulmasını engellemiş,dokundurmamıştım.Paçayı –laf aramızda- zor kurtardım.

            Ve dediğim gibi de oldu.Hizbullah palazlanınca kendi başına baş çekmeye,masumları öldürmeye başladı.İkinci bir PKK türemiş oldu.

            Hüseyin Velioğlu niye öldü,diye soran dostlara şunu dedim;Hani şehidler elbiseleriyle beraber gömülürler,bu da onu kahraman yapanlar tarafından tüm bildikleriyle beraber gömülmüş oldu.

            PKK yüz kişilik bir terörist gurupla Başbağlara girip yatsı namazından çıkan halkı meydanda toplayarak 33 kişiyi öldürülürken,cami,okul,evler,hayvanlar yakılarak telef edildiği gibi,Allahın hizbi,cemaat ve topluluğu demek olan Hizbullahta Dindar, masum insanları boğarak öldürmeye başladı.

            Maşa gitti,ateş hala insanımızı yakmaktadır.Önemli olan ateşi söndürmektir.

            PKK doğrudan yok edilmedi,pek edileceğede benzemiyor.İster iç güçler,isterse dış güçler tarafından olsun…

            Nitekim Uğur Mumcu’nun ölümü tam bir senaryo.Çünki o neredeyse PKK’nın uzantısına el atmış,deşifre edecekti.Ettirilmeden imha edildi.Acaba uzantısı nerelere gitmekteydi?

            Dostlarım zamanı gelince onlarıda açıklayacağım.Eğer şimdi açıklarsam yer yerinden oynar,bir çok kelleler gidebilir.

            Bazı şeylerinde ölümümden sonra yayınlanmasını vasiyet ettim.Kabrimde neticelerini seyredeceğim.

            Asrımızı aydınlatacak önemli belge,bulgu ve bilgileri yine bu Akıllı Hamdi ortaya çıkaracak.

             Bende olmasam var ya…

            Bensiz kalmayın..bensiz olmayın..benimle beraber olun sevgili okuyucularım…

 

 

AKILLI HAMDİ

14-09-2005