KİM TERÖRİST KİM KATİL

 

            Başlığın adını –Devin Çöküşü-koymayı da düşünmüştüm.Dünya nice devlerin ve devletlerin çıkış ve inişine sahne olmuştur.En son olarak Bizans,Osmanlı,Rusya ve sıradaki ABD.

            ABD çöküşünü hızlandırmaktadır.Zira sivrisinek aç kalınca yaşarken,başkasının kanını emip tok olmaya kalkıpta doyunca ölür.

            ABD’de mazlum insanların kanıyla beslenmeye çalışmaktadır.Buda onun ölümünü hızlandırmaktadır.

            Hadisde:”Küfür devam eder,zulüm devam etmez.”buyurulur.Bu zulümde varlığının devam etmeyeceğini göstermektedir.

            ABD dünyanın değişik yerlerindeki devletlerini ve Afganistan ve son olarak Irağı vururken,Allah’da ABD’yi vurmaktadır.

            Katrina kasırgasının kendisine açtığı yüz milyarların üzerindeki maddi kayıpla beraber,onbinlerce insanın ölüşü,halkın galeyanı yüzüne çarpılan bir şamardır.

            Sahib olduğu zenginlikler,mazlumların göz yaşlarıdır.Şairin dediği gibi;

            "İmrenme görüp meyveyi bağın ümeranın

Kim sular onu gözleri yaşlı fukaranın"( Ali Çelebi)

Dünyanın istatistiklere göre en çok silah üreten ülkesi birinci olarak sırasıyla ABD,Rusya,İngiltere,Fransa ve İsraildir.En çok silaha yatırım yapıp alan ülke ise;Çin ve Hindistandır.

Bu devletler adeta varlıklarını başkalarının yokluğuna bağlamaktadırlar.

            İslam tarihine bakıldığı zaman en büyük üç savaş olan Bedir’de;şehid olanların sayısı 14,Kureş müşriklerinden ve onlara bağlı olanlardan yetmiş erkek öldürülmüş,36 kişide esir edilmiştir.

            Uhudda 70 şehid,müşriklerden 22 kişi ölmüştür.

Hendekte 2 şehid.Müşriklerden 3 kişi ölmüştür.

23 yıllık peygamberlik süresinde 25 gazve,47 seriyye gönderilmiştir.

            Muhammed Hamidullah’ın tesbitiyle; "Peygamberimizin hayatı bo­yunca, Türkiye'nin iki katından fazla neredeyse 3 katına yakın bir top­rak fethettiğini, ama bu fetihler esnasında harb meydanında iki taraftan ölen insan sayısının 240 olduğunu" ifade etmektedir.

            Oysa gerek tarihe gerekse de bugün ABD’nin yaptıklarına baktığımızda bunun hergün için olduğunu görmekteyiz.Veya bir bomba ile onbinler hata yüzbinler yok edilmektedir.

            Diğer devletlerin soykırımlarına baktığımızda da durum pek iyi görülmemektedir.

            -Fransa 1 milyon Cezayirliyi katletmiş ve bunu kendisi de itiraf etmiştir.

            -“ Stalin döneminde (1934-1939), Ahıska Türkleri, Kırım Tatarları ve Yakut Türkleri’nin zorunlu göçe maruz bırakılması ve bu kapsamda Sibirya’ya sürülen Kırım Tatarlarından 200 bininin yollarda ölmesi veya öldürülmesi Sovyetler Birliği’nin sabıka dosyasında yer alan olaylar.”

            -NORVEÇ: Norveçliler 1920-30’larda çıkarılan Nordik ırkının arılığını koruma kapsamında etnik grup Tater kızları toplu halde kısırlaştırıldı. Taterler üzerinde insülin ve elektroşok yöntemleri uygulandı.
            -İNGİLTERE: 1788-1938 tarihleri arasında sömürge amacıyla gittikleri Avustralya’da Aborjinleri sistematik olarak yok ettiler. 750 bin siyah derili aborjinden geriye sadece 31 bin kişi sağ kalabildi. İngiliz askerleri Almanların savaşı kaybetmelerinin ardından, Dresden kentine sığınan Alman göçmenlerin üzerine 3 gün süreyle havadan bomba yağdırdı. Bombardıman sırasında 3 bin 900 ton tahrip gücü yüksek bomba ve 200 bin napalm bombası atıldı. 200 bin kişi öldü.
         -ALMANYA: 1891 yılında Namibya’da yerel Herero ve Nama halklarından yaklaşık 132 bin yerliden geriye 15 bini sağ kalabildi. 1933-45 Yahudiler başta olmak üzere diğer milletlerden veya etnik gruplardan 21 milyon insanı topluca kurşuna dizerek, toplama kamplarında fırınlarda yakarak, gaz odalarında zehirleyerek soykırım yaptı. Çingenelerin yüzde 94’ünü kısırlaştırdı.
          -DANİMARKA: Sovyet Ordusu’nun Alman topraklarına doğru ilerlemesinden kaçan 250 bin Alman mülteci toplama kamplarına alındı. Binlerce çocuk ve yetişkin tifüs, barsak iltihabı, ishal sonucu hayatlarını kaybettiler.
         -G.KIBRIS RUM KESİMİ: EOKA sistematik bir biçimde başlattığı saldırılarda 100 Türk’ü, 100 İngiliz vatandaşını öldürerek 30 Türk köyünü yaktı. 1963 yılında EOKA’cılar yeni bir etnik temizleme planını devreye sokarak 500 Türk öldürüldü, 130 Türk köyü yakıldı, 25 bin Türk evlerini terk etmek zorunda kaldı.
          -YUNANİSTAN: Batı Trakya bölgesinde yaşayan Türkler üzerinde sistemli olarak etnik ve kültürel soykırım başlattı. Bölgenin büyük bir bölümünü askeri bölge haline getirip sıkıyönetim ilan edildi. Köyler arasında geliş-gidişler izne bağlandı, Türk azınlığın pasaportlarına el konuldu. Türklerin hukuki, siyasi, kültürel ve dini haklarının kısıtlanması ibadetlerine izin verilmemesi gibi yoğun baskılar sonucu 400 bin Türk bölgeyi terk etmek zorunda kaldı.
          -BULGARİSTAN: 1970-89 yılları arasında Bulgar hükümeti Bulgarlaştırma adı altında ülkede yasayan 1.5 milyon Türk, Pomak ve Çingeneye karşı bir asimilasyon kampanyası başlattı. Ülkede yaşayan 310 bin Türk’ün isimleri polis zoruyla Bulgar ve Hıristiyan isimleriyle değiştirildi. Bin Türk Belene’deki toplama kampına gönderildi. Baskıların giderek artması sonucu 360 bin Türk zorunlu olarak Türkiye’ye göç etmek zorunda kaldı.
            -En büyük katliamlar
* Jozef Stalin (Rusya, 1934-39) 13 milyon mülteci, yüzbinlerce ölü.
* Adolf Hitler (Almanya, 1939-1945) 12 milyon mülteci, kamplarda 2 milyon ölü ve kayıp.
* Mao Tze Dong (Çin, 1966-1969) 11 milyon kişiye kültürel asimilasyon. Toplama kamplarında sayısı belli olmayan ölü ve kayıplar.
* İspanyol ve Amerikalı Kaşifler (1492-1800) 7 milyon 972 bin ölü veya kayıp.
* Hideki Tojo (Japonya, 1941-1944) 5 millyon ölü veya kayıp.
* Pol Pot (Kamboçya, 1975-1979) 1 milyon 700 bin ölü.
* Kim Il Sung (Kuzey Kore, 1948-1994) 1 milylon 600 bin mülteci ve toplama kamplarında ölü veya kayıp.
* Menghitsu (Etopya, 1975-1978) 1 milyon 500 bin ölü veya kayıp.
* Charles DeGaulle (Cezayir, 1954-1962)1 milyon ölü veya kayıp.
* Yakubu Gowon (Biafra, 1967-1970) 1 milyon ölü ve kayıp.
* Leonid Brejnev (Afganistan, 1979-1982) 900 bin ölü ve kayıp.
* Jean Kambanda (Ruanda, 1994) 800 bin ölü ve kayıp.
* İngiliz Kralligi (Avustralya, 1849-1938) 719 bin ölü ve kayıp, 100 bin mülteci.
* Suharto (Doğu Timor, 1976-98) 600 bin ölü ve kayıp.
* Saddam Hüseyin (Iran ve Kuzey Irak 1980-1990 600 bin ölü ve kayıp.
* Yahya Khan (Pakistan, 1971 ve Banglades,1990) 500 bin ölü ve kayıp.
* Savimbi (Angola, 1975-2002) 400 bin ölü ve kayıp.
* Idi Amin (Uganda, 1969-1979) 300 bin ölü ve kayıp.
* B.Mussolini (Etyopya, Yugoslavya 1936) 300 bin ölü ve kayıp.
* Danimarka (Danimarka 1945) 250 bin Alman mülteci ölüme terk edildi.
* Mobutu Sese Seko (Zaire, 1965-1997) 250 bin ölü ve kayıp, 200 bin mülteci.
* Charles Taylor (Liberya, 1989-1996) 220 bin ölü ve kayıp.
* Foday Sankoh (Sierra Leone, 1991-2000) 200 bin ölü ve kayıp.
* S. Milosevic (Yugoslavya,1992-96) 180 bin ölü ve kayıp.
* Michel Micombero (Burundi, 1972) 150 bin ölü ve kayıp.
* Almanya (Namibya 1891) 117 bin ölü ve kayıp, 15 bin mülteci.
* Hassan Turabi (Sudan, 1989-1999) 100 bin ölü ve kayıp.
* Papa Doc Duvalier (Haiti, 1957-1971) 60 bin ölü ve kayıp.
* Marcos (Filipinler) 50 bin ölü ve kayıp.
* Hissene Habre (Çad, 1982-1990) 40 bin ölü ve kayıp.
* Vladimir Ilich Lenin (Rusya, 1917-1920) 30 bin muhalif infaz edildi.
* Francisco Franco (İspanya) 30 bin muhalif infaz edildi.
* Hafiz Esad (Suriye 1980-2000) 25 bin ölü ve kayıp.
* Khomeini (Iran, 1979-1989) 20 bin ölü ve kayıp.
* Eski Yugoslavya (1995 Bosna-Hersek) 15 ölü, 7500 kayıp, 45 bin mülteci.
* Paul Koroma (Sierra Leone, 1997) 6 bin ölü ve kayıp.
* Augusto Pinochet (Chile, 1973) 3 bin ölü ve kayıp.
* Efrain Rios Montt (Guatemala) 2 bin ölü ve kayıp. Sierra Leone, 80 bin mülteci, kayıp rakamı belli değil.
* Kıbrıs Cumhuriyeti (1912-1974) 25 bin sivil mülteci, bin ölü, 100 İngiliz ölü.
* Yunanistan (Bati Trakya,1923-1990) 400 bin mülteci evlerini terk etti.
* Bulgaristan (1970-1989) 360 bin mülteci kültürel asimilasyon sonucu evlerini terk etti, binlerce kişi toplama kamplarına alındı.
* Norveç (1920-1930) Tater göçmenleri kısırlaştırıldı. Direnenler toplama kamplarına alındı.”[1]

            Kıyametin 10 büyük alametlerinden birisi de;Âhirzamanda Ye’cüc-Me’cücün çıkmasıdır.Bediüzzaman hazretleri bunu anarşistler ile yorumlamaktadır.

            Böylece tüm dünya anarşiye doğru kaymakta ve anarşiyi besleyecek yöntemleri hazırlamaktadır.

İngiliz gizli devlet arşivlerinde ele geçirilen belgeler İngiltere'nin İsrail'in nükleer silah üretmesine yardımcı olduğunu ortaya çıkardı. İngiltere 1959 yılında atom bombası yapmak için yeterli miktarda 'ağır suyu' olmayan İsrail'e gizlice 20 ton ağır su satmış.”

“İsrail'in dünyanın 6. büyük nükleer stoğuna sahip olduğu tahmin ediliyor. Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'nı imzalamayı reddettiği için, İsrail'in kendisini nükleer güce sahip devlet olarak açıklaması gerekmiyor ve dolayısıyla nükleer faaliyetlerine sınırlama getirilmesini kabul etmek zorunda bulunmuyor. Döteryum ile oksijenin birleştirilmesinden elde edilen suya "ağır su'' deniliyor.”[2]

 ABD’nin Irakta özellikle Fellucedeki yaptığı katliamlar,Ebu Ğureyb cezaevindeki zulümler tüm dünyanın gözü önünde görülenlerden ancak dışa yansıyan ve bilinen bir kaçıdır.

Bilinen o ki;hergün Irakta asgari 30 insan öldürülmektedir.

Gerek dünyada gerekse de ortadoğuda bir asır önce yerleştirilmek için binlercesinin kanı dökülürken,bugün ise o yerleştirilenleri almak için kanlar dökülmektedir.

Ortadoğuya yerleştirilen liderlere bakıldığı zaman genelde problemleri çözücü bir hareket içerisine girmeyip,sürekli nasırlaştırmışlardır.

Bir Filistinde yıllar süren katliam ve bunlara yumulan gözler.Acaba Arafat gerçekten başarılımıydı?Savunduğu insanların içerisinden değil de bir gayr-ı müslimle evlenmesi düşünülmeli,ölürken İsviçre bankalarında bıraktığı milyarlarca dolarlık servet ve şahsi paraları sorgulanmalıdır?

Yıllarca Türkiyede süregelen silahlı faaliyetlerin,sağcısıyla solcusuyla çarpışan tarafların eğitildiği yer Filistin Kurtuluş Örgütü Kampları idi.

Yarım asırdır başında bulunduğu mağdur ve mazlum milleti,bir arpa boyu ileriye götürmüş müdür?Yoksa denize düşen insanlar,ona sarılmak mecburiyetinde mi bırakılmıştır?

Soros,dünyayı idare eden adam,”Nerede devrim var,kızıl milyarder orada”[3] özellikle biliniyor.Kendisine devrimleri kendisinin mi yaptığı sorulduğunda cevaben,ben para yardımında bulunuyorum,kendileri istekleriyle değiştiriyor,demektedir.

“Yahudi asıllı Norman Finkelelstein yazdığı”Soykırım endüstrisi”adlı eserle Yahudileri açık sözlülükle kınadı.Kendisiyle yapılan röportajda;Arafat ve yaptıkları,temsiliyet rolü konusundaki verdiği cevapta şunu söyledi:”Arafat,Filistin halkı için bir felakettir.Filistinliler için tek çıkış yolu,o kişinin liderliğinden kendilerini kurtarmaları ve Filistin halkının tüm kaynaklarını işgalin sona erdirilmesi için seferber etmeye çalışmalarıdır.Arafat,hiçbir zaman Filistinlilerin yada dünya kamuoyunu harekete geçirmeye çalışmadı.Tek yaptığı şey,Amerikan yönetimi ile el birliği yapmaktı.Bu politikalar ölmeye mahkumdur.”[4]

O Filistin halkı ki;çocuk-kadın-yaşlı denilmeden hunharca öldürülmekte,oğlunun ölmüş cesedi kıyma yaptırılarak anneye yedirilmekte,kolları ve ayakları kırılarak burunları kesilip her türlü zulüm kendilerine reva görülen bu masum ve mazlum insanlar ne netice almışlar,baskılar ne kadar azalabilmiştir.?

Mısırda Hafız Esad,Filistinde Yaser Arafat,Irakta Saddam Hüseyin,Suudi Arabistanda Vehhabi krallar,Ürdünde kral Hüseyin,Mısırda Hüsnü Mübarek,Libyada Muammer Kaddafi,Kıbrısta Rauf Denktaş,Türkiyede İsmet İnönü,Bülent Ecevit,Necmettin Erbakan,Süleyman Demirel,Azerbeycanda Aliyev vs,bir çok İslam ülkesinin başında bulunanların gelişleriyle beraber,problemleri de beraberlerinde getirdiklerini,problemleri bitirmediklerini görmekteyiz.

İslam dünyasında istenilen kişi ABD’de eğitim görüp başa getirildiği gibi, istenildiği zaman da değişik sebeblerle de götürülmüşlerdir.

Bizde Turgut Özal zehirlendiği gibi,Filistinde de Yaser Arafat zehirlendirilmiştir.Bir iddiaya göre,bilerek kanına aids mikrobu verilmiştir.[5]Tarihe de baktığımızda özellikle Yahudilerin uyguladığı ve neredeyse yüzlercesine rastlayacağımız zehirleme olaylarıyla karşılaşırız.Fatih Sultan Mehmet’ten Atatürke kadar…

”Fatih'in hususî doktoru, Yakup Paşa, türlü hile ve riya ile sultanın  harimine sokulmuş, asıl ismile Maestro Jakobi,italyan yahudisi... Tarihin seyrini değiştirmiş, çağlar açmış bir cihangiri, «akuva tufana» isimli zehirle öldürüyor ve fütuhat bir müddet için zınk diye duruyor.”(-Fatih sefere çıktığı sırada Gebze'de ihtida etmiş olan aslen bir İtalyan Yahudisi bulunan,Maestro Iacobo,diğer adıyla hekim Yakub Paşa tarafından zehirlenerek şehid edilmiştir.

-İşte Mühtediler: Sabatay Sevi,Fatihi zehirleyen hekim Yakub Paşa,Türkiyenin kuruluş dönemlerinde şekillenmesinde rol oynayan Tekin Alp, Yakın tarihimiz sadrazamlarından Kıbrıslı Kâmil Paşa, Yenilikçi Ahmed Vefik Paşa'nın dedesi, Halide Edib mühtedi bir Yahudinin kızı,hepsinin başı olan Abdullah ibni Sebe,…..)[6]

ABD’nin gözünü kan bürümüştür.CIA ve Mossadın bile haberi olan 11-Eylül olaylarının çıkmasına göz yummuş,sırf haçlı seferlerini başlatmak ve İslam dünyasına saldırmak için.Hızını alamayan ABD,bu seferde Müslümanları kabeye saldırmakla tehdit etmektedir.

11 Eylül-torbaya sığmayan mızrak.Binanın çarptığı yerden değil de,alttan yanmaya başlaması.Yoksa önceden konulan bombalar mı patlatıldı?Kara kutular neden bulunamadı?Dünyanın en güçlü haber alma merkezi değil miydi?Mossad haber vermişti..3 bin Yahudi o gün neden işe gitmemişti?

Olayların hemen akabinde George Bush şu mesajı vermişti:”Bu olay İslamcı teröristler,El Kaide ve Üsame bin Ladin tarafından yapılmıştır.Uygarlık çatışması ve ‘Yeni Haçlı Seferler’i başlamıştır.Artık her ulus kararını vermelidir!Ya bizimlesiniz,ya da teröristlerle.”

Hayret bu ne acele,araştırıp soruşturmadan kehanetler mi?Hedef belirleme mi?Yeni saldıracağı yerlerin şimdiden meşrulaştırma çabaları mı?[7]

“Amerikan Kongresi üyesi Tom Tacerodi, "Müslüman köktencilerin" Amerikan kentlerine saldırması durumunda ABD'nin nükleer silahlarla başta Kabe olmak üzere Müslümanların kutsal mekânlarını hedef alabileceğini ifade ediyordu. Doğal olarak İslam'a ve Müslümanlara yönelik bu saldırgan açıklama ABD'de saygıyla karşılandı ve hiç kimseye zarar vermiyormuşçasına Amerikan yönetiminde hiçbir yetkili tarafından eleştirilmedi aksine ABD'nin 'teröre' karşı açık savaşı içine konuldu.”[8]

ABD İsrailin hatırına Irakta 15 yıldır hızla çalışılan Kürt devleti kurma planını uygulamaya koymaktadır.Tıpkı israilin ortadoğuda yani İslam ülkelerinin içinde bir çıbanının yanına ikinci bir çıban başını koymaya çalışmaktadır.

Bu ise:” Amerikalı Cumhuriyetçi Senatör’ün dediği gibi: Türkiye'ye rağmen Irak'ta Kürt devleti kurdurursak başımıza dert alırız.”[9]

Ancak gerek Ortadoğu planını değiştirip uygulamak gerekse de bu saldırılarını meşrulaştırmak için bir düşman oluşturulmalı idi.

Önceleri Rusya ve Kominizm vardı,ya şimdi?Doğrudan İslam olursa bu dikkat çekerdi.O halde Üsame bin ladin diye sanal da olsa bir düşman oluşturulmalı idi.

Bundandır ki bazen düşünüyorum da;acaba bu yunları Amerikalılar mı bizden öğrendi yoksa bizler mi onlardan öğrendik?

Nasıl mı?35 bin insanın ölümüne sebeb olan Abdullah Öcalan ve PKK belasına karşı derin devletin oluşturduğu Hizbullah örgütü,zamanla masum insanları da öldürüp güçlenerek kontrol edilemez olununca,devre dışı bırakılmaya,imha edilmeye başlandı.

Org. Faruk Cömert, Batman olaylarıyla ilgili gelişmeler hakkında şunları söyledi: “Çiller zamanında valiye söylemiştim. Sanıyorum Muzaffer Ecemiş’ti valimiz. Bu Hizbullah olaylarıyla ilgili olarak, PKK’ya karşı kullanıldığı söyleniyordu. O zaman bunun yanlış olduğunu belirttim, devlet başka güç kullanmaz, kendi gücünü kullanır demiştim.”[10]

Öyle ki söylentilerde,Apo’nun bile köşeye sıkıştırılmasına rağmen tekrar bırakılması ve Tuncay Özkan’ın Mit ile ilgili araştırmasında:” Kitap'da  yanıt aramak istediğimiz bir soru da  usta gazeteci Uğur Mumcu'nun yarım kalan araştırmasında  dile getirilen Apo-MİT ilişkisi oldu. Abdullah Öcalan'a gidip bunu sormak ve araştırmak istedik.”diyor.

Üsame bin Ladinin Afganistan kamplarında 107 Türk olduğu söyleniyor.80 öncesi İran yanlısı herkes,bu sefer Ladin çevresinde toplandı.

            Acaba kasıtlı olarak örgütlenmiş olmasın?Gözmü yumuluyor,yaptıklarına?

            Türkiyede de üzerlerine gidildikçe artış gösterildi.

            Bir boşluk oluşturuluyor.

            Eski Mit Emeklisi mahir kaynağın ifadesine göre,Üsame bin Ladin diye birisinin olmadığını,sanal bir düşman oluşturulduğunu ifade etmektedir.Bütün bu stratejik olayların öyle bir şahsın Afganistan dağlarından bu işi yürütemeyeceğini ifade etmektedir.

            Acaba bütün bunların altında,yapılan tüm olumsuzluklarla Jerry Falwell;Tanrıyı”Kıyamete zorlamak”gerekir,demektedir.Batıda olgunlaşan düşünce,sessizliğin,suskunluğun sırrı burada…

            Dünyayı kana bulayanlara göz yummanın susturucu etkisi,Tanrıyı kıyamete zorlamakta yatmaktadır.

            Bediüzzamanda şöyle diyordu:”

            Dünyada olan olaylar,bir çabuklaştırma faaliyetidir.

            Ariel şaron-un dediği gibi.”Arapların petrolü varsa,bizimde kibritimiz.var.” Yakabilir..

            Ortadoğu dolayısıyla dünya yandırılmaktadır.

            Yani Armegedon.”Armagedon'a gelince? Armagedon, Yahudiler'in dünya hakimiyetine ulaşmak için yapacaklarını düşündükleri son kutsal savaşın adıydı. Bu savaş Yahudiler'in galibiyetiyle sonuçlanacak ve Yahudiler amaçlarına ulaşmış olacaktı.“[11]

            Ancak Hz.İsa’yı şikayet edip hristiyanların inancına göre Hz.İsa’nın Yahudiler tarafından öldürülmüş olmasına rağmen ABD yani hristiyanlar neden Yahudilere yani İsraile yardım etmektedirler.

            Yine Armegedon hesaplarına göre tüm dünya Yahudileri bu vesile ile bir merkezde toplanacak,onlara hristiyanlık teklif edilecek ve onlar kabul etmiyerek imha edilmiş olacaklar.

            Bu birazda Müfessir Mehmet Vehbi Efendinin İsrailin Ankara büyükelçisine verdiği cevab tezini onaylamış olmaktadır.

İsrail devletini ilk tanıyanlardan olan Türkiye’ye İsrail büyükelçisi gelir. Dışişleri Bakanlığına geldiğinde en iyi hocanız kim diye sorar.Onlarda Mehmed Vehbi'yi gösterirler.Görüşürler,bu arada İsrail büyükelçisi,Peygamberimizin Sahih-i Buhari'de anlatılan bir hadis-i şerifine göre, yeryüzünde Yahudi kalmıyacak öyleki bir ağacın arkasına bile girdeler ağaç dile gelerek arkasında bir yahudinin olacağını söylemek üzere dile gelecek,diyor. Yeryüzünde bir tek Yahudi kaimıyacak.

Bak biz devlet kurduk,bu nasıl iştir,der. Peygamberimizin yalan söylemekte olduğunu ima eder.

Mehmed Vehbi der;Ben Buhari'yi tercüme ettim ve bastırdım.O zaman o hadisi tercüme ederken epeyce düşündüm. Ya Rasûlallah, böyle böyle diyorsun. Yani yeryüzünde Yahudi kalmıyacak diyorsun. Ya Rasûlallah biz bir Yahudi avına çıksak nerede bulalım biz bunları. Birisi Alaska'da, birisi Afrika'da, birisi Amerika'da, birisi Japonya'da. Millet bunları avlamakla bitiremez .Ya Rasûlallah diye çok düşündüm. Ne za­man ki, siz İsrail'de devlet kurdunuz. Onu radyodan haber olarak dinle­yince seviniverdim.

Yâ Rasûlallah dediğin çıkıyor. Bunlar dünyanın her tarafındaki Yahudiler'i oraya toplayacaklar.

Bizim Hadimde demiş, keklik avı yapılır. Özellikle bu Eylül,Ekim,Kasım aylarında olur. Aynı av bizim köyde de yapılır. Dağın her tarafında keklikler sabahleyin uyanınca, kuşluk vaktine kadar karınlarını doyururlar. Zaten bütün nebatatda daneye dönüşmüştür. Çok susarlar. Ve dağların belirli yerlerinde su birikintileri var. Oralara koşuşurlar. Avcı da bir gün evvel suyun başına küme kurar. Yani ağaç dallarından meydana gelen gizlenecek bir yer kurar. Oraya geceden gelir oturur; Ve keklikler kuşluk vakti suyun başında toplanırlar. Bir tetik çek-timi en az beş tane altı tane düşer. Siz dünyanın her tarafından İsrail'e bir toplanın bakalım demiş. Biz de silahlarımızı alıp yallah deyip yürüdük mü sizleri hazır bulalım. Dünyayı dolaşmıyalım demiş.

Bu veciz cevab ve ifade elçinin hoşuna gitmese de taş gediğine konulmuş oldu.Durumlarda onu göstermekte ve oraya gitmektedir.

”Suikastten kısa bir süre sonra gündeme gelen İsrail, Şevket Kazan'ın Adalet Bakanı olması ile birlikte yeniden gündeme gelmişti. Şevket Kazan tarafından açıklanan ve MÎT Müsteşarı Sönmez Koksal imzalı bir belgeye göre 2 Şubat 1993 tarihinde, İsrail'in Türkiye'ye bir suikast timi soktuğu belirtiliyordu. Sözkonusu bilgi Başbakanlık'a verilen çok gizli bir belgede belirtilmişti. Kuşkusuz MİT, kısa bir süre sonra, sözkonusu belgenin kendilerine ait olmadığını belirtecekti. Susulması için yeterli bir sebepti çünkü... “[12]

            İngiltere/Londra baskını İrana saldırmaya bahane olmasın?

-İsrail hep gündemdedir.Yahudiler gündemdedir.Ancak Vatikan tarafından hiç gündeme alınmamıştır.Gazete­cinin biri sorar: "Yahu nasıl olur. Bütün hıristiyan alemi İsraili destekliyor. Siz hiç konuşmadınız bu güne kadar" O da der: "Şaron bir tabirdir yahudilikte. oda barış manasına gelir. İsrail üzerine düşen, o isme layık olmaktır."

Zahiren hristiyan dünyası ile Yahudi dünyası arasında bir birlik ve beraberlik yani uyumluk görülmektedir.Aslında bu bir leş etrafında yemekle meşgul olan köpeklerin durumuna benziyor.Hele bir leş bitsin,hele birisi önceden bitirip öbürününkine bir yönelsin yani kemiğini alıp bir kuyruğuna basılsın,seyreyle gümbürtüyü seyreyle…

            Şu anda her iki tarafta menfaat birliği etrafında çöreklenmiştir.

            Ortada Aslan gücü ve tilki kurnazlığı yatmaktadır.

            Mevlana bunu şöyle anlatır;Arslan, Kurt ve Tilki ava giderler.Arslan ormanların sultanı. Av neticesinde bir yaban öküzü, bir geyik, bir de tavşan vurulur. Arslan Kurd'a taksimi sen yap,der. Kurt ise: Efendim şu ya­ban öküzü zat-ı alinizin olsun, şu geyik benim olsun, şu tavşanda tilki kardeşin olsun,der. Arslan pençeyi bir atar ve Kurd'u öldürür, de­risini başından çıkarır. Bu sefer Tilki'ye yönelir, taksimi sen yap ba­kalım der. Tilki de; Efendim şu geyiği sabah kahvaltısı yaparsınız, şu yaban öküzünü de öğle yemeği yaparsınız, tavşanı da yatacağınızda çerez olarak yersiniz,derBu durum arslanın hoşuna gider ve;yahu sen bu taksimi nerden öğrendin,de­r.Tilki de;Efendim Kürd'ün başına gelenler bana ders oldu diye cevab verir.

            Oysa bu işi yapanların islamiyetle ve dinle bir ilgisi bulunmamaktadır.

Nitekim; “Suriyeli El Kaide militanı Luai Sakra, sorgusunda ‘Selefi’ inancını benimsediğini, ancak namaz kılmayı sevmediğini söyledi. Çok zeki olduğunu belirtilen Sakra, ‘İçki içerim. Özellikle şarap ve viskiyi tercih ediyorum’ dedi.”

            Dünya Armegedon ve hadislerin haber verdiği doğrultuda karıştırılmaktadır…

 

MEHMET   ÖZÇELİK

09-09-2005

 


 

[1] 27 Mayıs 2005 Cuma.Mulu Çölgeçen .

[2] Yeni Şafak.5-8-2005.

 

[3] Bak Milliyet. 13 Mayıs 2005.

[4] Kudüs dergisi.sayı.1-2002-sh.214.

[5] 9-9-2005.

[6] www.yesil.org

[7] Bak. Komplo Teorileri.Erol Mütercimler.sh.243.

[8] Vakit.15-8-2005.

[9] Tercüman.23-8-05.

[10] Milliyet.2-9-05.

 

[11] Armegedon.Aydoğan Vatandaş.29.

[12] Age.54.