KUR’AN-I KERİM-DE YAKLAŞIN VE YAKLAŞMAYIN İFADELERİ

 

YAKLAŞIN :

 

Allah’a yakınlaşma yolları içerisinde binlercesinden biri olan yardımlaşma ile Allaha yaklaşanların;Allah’a ve ahiret gününe inanmaları halinde bunun bir yakınlık sebebi olduğunu bildirmektedir.

Zira Allah’a yakınlaşmak amacıyla yapılan,Allah rızası için olan her şey bir yakınlık sebebidir.

“Bedevîlerden öylesi de vardır ki, Allah'a ve ahiret gününe inanır, (hayır için) harcayacağını Allah katında yakınlığa ve Peygamber'in dualarını almaya vesile edinir. Bilesiniz ki o (harcadıkları mal, Allah katında) onlar için bir yakınlıktır. Allah onları rahmetine (cennetine) koyacaktır. Şüphesiz Allah bağışlayan, esirgeyendir.”[1]

 

Hz.Adem’in iki oğlu olan Habil ile Kabil,Allah’a yakınlaşma sebeblerinden olan kurban hayvanını adama ile imtihan edilmişler,Habil kabul edilme ile kazanmış,Kabil ise hırsı  ve kıskançlığı yüzünden kabul edilmeyib her iki hayatta da kaybetmişti.

“Onlara, Adem'in iki oğlunun haberini gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen kardeş, kıskançlık yüzünden), "Andolsun seni öldüreceğim" dedi. Diğeri de "Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder" dedi”[2]

 

Allah’a yakınlaşmak insan fıtratında olan bir duygudur.bazen bunun yönü yanlış yöne yönlendirilmesiyle aciz mahluklardan da meded umulmaktadır.

Tüm tapınmalar hep yakınlık sağlamak içindir.

“Allah'tan başka kendilerine yakınlık sağlamak için tanrı edindikleri şeyler, kendilerine yardım etselerdi ya! Hayır, onları bırakıp gittiler. Bu onların yalanı ve uydurup durdukları şeydir.”[3]

 

Gerçek akrabalık ve yakınlık akrabaya değil Hakka olan yakınlık iledir.

“Ey iman edenler! Birinize ölüm gelip çatınca vasiyet esnasında içinizden iki adalet sahibi kişi aranızda şahitlik etsin. Yahut seferde iken başınıza ölüm musibeti gelmişse sizden olmayan, başka iki kişi (şahit olsun). Eğer şüpheye düşerseniz o iki şahidi namazdan sonra alıkor, "Bu vasiyet karşılığında hiçbir şeyi satın almayacağız, akraba (menfaatine) de olsa; Allah (için yaptığımız) şahitliği gizlemiyeceğiz, (aksini yaparsak) bu takdirde biz elbette günahkârlardan oluruz" diye Allah üzerine yemin ettirirsiniz.”[4]

 

Yetimin malına yaklaşmamayı,ona haksızlık edilmemesini ısrarla sakındıran Kur’an ancak adaletle ve iyi tutumla yaklaşılma şartını öne sürmektedir.

Zira bir şeye yaklaşmak ilk etapta menfaat elde etme düşüncesiyledir.Bunun atılması ve terk edilmesi halinde ikinci aşama olan iyilikle yaklaşılmasına müsaade edilmektedir.

“Rüşd çağına erişinceye kadar, yetimin malına, sadece en iyi tutumla yaklaşın; ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız dahi olsa adaletli olun, Allah'a verdiğiniz sözü tutun. İşte Allah size, iyice düşünesiniz diye bunları emretti.”[5]

 

Yakınlık kurtuluş sebebi değildir.Nuh’un oğlu Kenan ve hanımı için,İbrahim Peygamberin babası Azer için bir şefaat ve kurtuluş söz konusu değildir.

“ (Kâfir olarak ölüp) cehennem ehli oldukları onlara açıkça belli olduktan sonra, akraba dahi olsalar, (Allah'a) ortak koşanlar için af dilemek ne peygambere yaraşır ne de inananlara.”[6]

 

İnsanlar sorguya tek başına alınacaklar.Hiçbir kimse bir başkasının yükünü ve günahını yüklenmez.Hristiyanlıktaki gibi Hz.Ademin cennetten ihracına sebeb olan günahtan dolayı evlatları günahkâr sayılmaz ve muaheze edilip sorguya çekilmezler.

“Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez. Yükü (günahı) ağır gelen kimse onu taşımak için (başkasını) çağırsa, bu çağırdığı akrabası da olsa, onun yükünden bir şey yüklenmez. Sen ancak görmeden Rablerinden korkanları ve namazı kılanları uyarabilirsin. Kim temizlenirse o, kendi menfaatine temizlenmiş olur. Dönüş Allah'adır.”[7]

 

 

YAKLAŞMAYIN :

 

Haram ve günahlara yaklaşmak mayın tarlasına yaklaşmak gibidir.Helal dairesi geniştir,keyfe kâfirdir,harama girmeye gerek yoktur.

Haramlar imtihan sebebidir.Ayrıştırılma aracıdır.

“Biz: Ey Âdem! Sen ve eşin (Havva) beraberce cennete yerleşin; orada kolaylıkla istediğiniz zaman her yerde cennet nimetlerinden yeyin; sadece şu ağaca yaklaşmayın. Eğer bu ağaçtan yerseniz her ikiniz de kendine kötülük eden zalimlerden olursunuz, dedik.”[8]

 

Haramlar öz gıdaların kazuratıdırlar.Lüb dururken kabuğa müşteri olmak niye?Evde her şey var,bazı hikmetlere binaen kanalizasyon da bulunmaktadır.

Cehennem kâinatın bir kanalizasyonudur.

“ (Allah buyurdu ki): Ey Adem! Sen ve eşin cennette yerleşip dilediğiniz yerden yeyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın! Sonra zalimlerden olursunuz.”[9]

 

Namaz Allah’ın huzuruna kabuldür.Allah kulunu temiz görmek istiyor.Huzur makamı ulvi makamdır.Akıl dışı şeyleri kabul etmez.

Huzura kabulün şartı,maddi ve manevi temizliktir.

“Ey iman edenler! Siz sarhoş iken -ne söylediğinizi bilinceye kadar- cünüp iken de -yolcu olan müstesna- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur veya bir yolculuk üzerinde bulunursanız, yahut sizden biriniz ayak yolundan gelirse, yahut kadınlara dokunup da (bu durumlarda) su bulamamışsanız o zaman temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz Allah çok affedici ve bağışlayıcıdır.”[10]

 

Allah’tan uzaklaştıran şeyler;

“De ki: Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin -sizin de onların da rızkını biz veririz-; kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve Allah'ın yasakladığı cana haksız yere kıymayın! İşte bunlar Allah'ın size emrettikleridir. Umulur ki düşünüp anlarsınız.”[11]

 

Yetimin velisi ve sahibi Allah’tır.Allah ise Adildir.Allah kendi hakkını af edebilir ancak yetimin hakkını affetmez.

Allah yetimin malını almak bir yana,yaklaşılmasını bile yasaklamıştır.Zira yakınlıkta faydalanmak söz konusu olabilir.

“Rüşd çağına erişinceye kadar, yetimin malına, sadece en iyi tutumla yaklaşın; ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız dahi olsa adaletli olun, Allah'a verdiğiniz sözü tutun. İşte Allah size, iyice düşünesiniz diye bunları emretti.”[12]

“Yetimin malına, rüşdüne erinceye kadar, ancak en güzel bir niyetle yaklaşın. Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.”[13]

 

Zinanın yolu yakınlık ve yaklaşmadan geçer.Hadisde;Baş başa kalan kadın ve erkeğin üçüncüsü şeytandır,buyurulmakla,bu yakınlığın zinaya bir davetiye olduğu bildirilmektedir.

Kur’an zinayı yasakladığı gibi,zinaya yaklaştırıcı sebebleri de yasaklamıştır.Böylece yakınlık olmayınca,zinada olmayacaktır.

“Zinaya yaklaşmayın. Zira o, bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur.”[14]

 

            Yusuf Peygamberin bir hile ile kardeşlerini kendisine yaklaştırma sebebi olarak en küçük kardeşleri Bünyamini de beraberinde getirmeleri halinde onlara buğday vereceğini bildirmiştir.

“Eğer onu bana getirmezseniz, artık benim yanımda size verilecek bir ölçek (erzak) yoktur, bana hiç yaklaşmayın!"[15]

 

Her melikin bir hududu olduğu gibi,Allah’ın da hududu helal ve haramlardır.Gündüz oruçlu yani ibadet halinde iken eşlere yaklaşılması yasaklanırken,Yahudilerde yasak olan gece yaklaşımı islamda helal kılınmıştır.

 “Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz. Allah sizin kendinize kötülük ettiğinizi bildi ve tevbenizi kabul edip sizi bağışladı. Artık (ramazan gecelerinde) onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için takdir ettiklerini isteyin. Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yeyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın. Mescitlerde ibadete çekilmiş olduğunuz zamanlarda kadınlarla birleşmeyin. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır. Sakın bu sınırlara yaklaşmayın. İşte böylece Allah âyetlerini insanlara açıklar. Umulur ki korunurlar.”[16]

 

Hayız hali kadının eziyet ve sitres halidir.Vücudun yenilenmesi ve değişimidir.Düzenli bir zaman değildir.Hastalıklara davetiye çıkardığından dolayı hayızlı halde yaklaşılması yasaklanmış,aksi durumda keffaret olarak dört gram altınla cezalandırılmıştır.

“Sana kadınların ay halini sorarlar. De ki: O, bir rahatsızlıktır. Bu sebeple ay halinde olan kadınlardan uzak durun. Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri vakit, Allah'ın size emrettiği yerden onlara yaklaşın. Şunu iyi bilin ki, Allah tevbe edenleri de sever, temizlenenleri de sever.”[17]

 

MEHMET  ÖZÇELİK

06-10-2006


 

[1] Tevbe.99.

[2] Maide.27.

[3] Ahkaf.28.

[4] Maide.106.

[5] En’am.152.

[6] Tevbe.113.

[7] Fatır.18.

[8] Bakara.35.

[9] A’raf.19.

[10] Nisa.43.

[11] En’am.151.

[12] En’am.152.

[13] İsra.34.

[14] İsra.32.

[15] Yusuf.60.

[16] Bakara.187.

[17] Bakara.222.