KÜSKÜNLERİN İLAHI TANRI

 

            Allah ismi celili Kur’an-ı Kerim-de 2697 yerde geçmektedir.

            Allah ismi bir ismi hasdır.sadece ve sadece Allaha mahsus bir isimdir.Onunla başkaları isimlenemez.

            Tanrı ifadesi ise tüm Allahın dışındakiler için de kullanılabilecek,başkalarının da sahibleneceği bir ifadedir.

            ”Tevratta Yakup peygamberin,insan suretine bürünmeden Tanrı ile güreşip O’nu yendiği,bu sebeble tanrının ona İsrail adını verdiği bildirilir.”[1]

            Tanrı yenilebilir ancak Allah yenilmez.

            Türkler islamdan önce Tanrıları taksim etmişlerdir;Yer tanrısı,gök tanrısı,Dağların tanrısı,denizlerin Tanrısı.

            Adeta kâinat Bu Tanrı kardeşler arasında taksim edilmişti.Çok uyumlu olup ve de çalışıp birbirleriyle çatışmamaktaydılar.Ancak bu kardeşlere bir de baba gerekmekte idi.Hristiyanlık ise o kaybolan babayı bulmuştu.Ancak bunlara bir de kız kardeş gerekmekteydi.Yahudilerde meleklerin Allahın kızları olduklarını keşfettiler.

            Ancak geriye en önemli olarak anne kalmıştı.Doğanlar ve doğurtanlar varken,doğuran bulunamamıştı.Oda bulunmadan İslamiyet İhlas suresiyle Allahın doğmayacağını ve doğurmayacağını beyan ve isbat ediyordu.

Allah vahdaniyeti ifade eder ancak tanrı bu manaları ifade etmez.

En’am suresinde Vahdaniyeti ifade eden âyetlerde şöyle buyurulur;

“12- "Göklerde ve yerde olan herşey kimindir de. De ki: "Allah'ındır. O ken­di üzerine rahmeti yazmıştır. Elbette sizi hakkında hiç şüphe olmayan kıya­met gününde toplayacaktır. Nefislerini zarara uğratanlar; işte onlar iman et­mezler."

13- Gecenin ve gündüzün içinde sükûn bulan her şey O'nundur. O Semî'dir, Alîm'dir.

14-  De ki: "Gökleri ve yeri yaratan, kendisi yedirip beslediği halde kendisi yedirilip beslenmeyen Allah'tan başka­sını mı dost edinecekmişim?" De ki: "Ben Müslüman olanların birincisi ol­makla emrolundum ve bana sakın müşriklerden olma (denildi)."

15-  De ki: "Eğer ben Rabbime isyan edersem o büyük günün azabından korkarım."

16- O gün azap, kimden çevrilirse mu­hakkak ki ona rahmet buyurulmuş ola­caktır. İşte bu, apaçık bir kurtuluştur.”

            Bu ifadeler Tanrılar için söz konusu olamaz.

Cumhuriyet döneminin bu insanlara attığı kazıkların en büyüklerinden birisi de inkarına mecal olunamayan Allahın yerine Tanrı sözünü ikame etmektir.Ne Allah ne de Allahsızlık.İki arada bir derede inancı olan kargaşalı,kargaşa kavramı yaşayan bir toplum oluşturmak.

Tanrı meçhul bir ifadedir.Allahın sair sıfatlarına delalet etmez.Ancak Allah aynı zamanda şu isimleri de ifade eder;

O Allah ki O'nda başka ilâh yoktur.
Rahman'dır. Rahim'dir. El-Meliku'l-Kuddûsu, es-Selâmu, el-Mü'minu, el-Müheyminu, el-Azîzu, el-Cebbâru, el-Mütekebbiru, el-Hâliku, el-Bâriu, el-Musavviru, el-Gaffâru, el-Kahhâru, el-Vehhâbu, er-Rezzâku, el-Fettâhu, el-Alîmu, el-Kâbizu, el-Bâsitu, el-Hâfidu, er-Râfiu, el-Muizzu, el-Müzillu, es-Semîu, el-Basîru, el-Hakemu, el-Adlu, el-Latîfu, el-Habîru, el-Halîmu, el-Azîmu, el-Gafûru, eş-Şekûru, el-Aliyyu, el-Kebîru, el-Hafîzu, el-Mukîtu, el-Hasîbu, el-Celîlu, el-Kerîmu, er-Rakîbu, el-Mucîbu, el-Vâsiu, el-Hakîmu, el-Vedûdu, el-Mecîdu, el-Bâisu, eş-Şehîdu, el-Hakku, el-Vekîlu, el-Kaviyyu, el-Metînu, el-Veliyyu, el-Hamîdu, el-Muhsî, el-Mubdiu, el-Muîdu, el-Muhyi, el-Mümîtu, el-Hayyu, el-Kayyûmu, el-Vâcidu, el-Mâcidu, el-Vâhidu, el-Ahadu, es-Samedu, el-Kâdiru, el-Muktediru, el-Muahhiru, el-Evvelu, el-Âhiru, ez-Zâhiru, el-Bâtinu, el-Vâli, el-Müte'âli, el-Berru, et-Tevvâbu, el-Müntekimu, el-Afuvvu, er-Raûfu, Mâliku'l-Mülki, Zü'l-Celâli e'l-İkrâm, el-Muksitu, el-Câmiu, el-Ganiyyu, el-Muğnî, el-Mâni', ed-Dârru, en-Nâfiu, en-Nûru, el-Hâdî, el-Bedîu, el-Bâki, el-Vârisu, er-Reşîdu, es-Sâbûru."

Böylece Allah’la küs olup ancak tamamen imana kudret yetiremeyenlerin ara noktada kalarak ve de barışmaya bahane ve sebeb aradıkları bir noktadır.

Cem Karaca kendisiyle yapılan bir röportajda şu ifadeyi kullanmıştı;-Allah’la barıştım.-

Kendisi Allahı kabul edemeyen materyalistlerin Allah yerine Tanrı ifadesini kullandıklarını adeta onun yerine bunu ikame ettiklerini söylemişti.

Allahta zorlananların toplumun baskısıyla ilahlaştırdıkları bir meçhul kavram…

Tanrı kelimesi hiçbir surette Allah sözcüğünün ve manasının yerini tutmaz ve yerine ikame edilemez.

Tanrının kullanılması;ya cehaletten,ya imanın zayıflığından,ya küfre yakınlığından,ya islamı ve iman esaslarını tam anlayamayıp içine sindirememiş olmadan,ya kişilik ve kimliğini bulamayan ve bilemeyenlerin oluşturdukları yeni kimlikten kaynaklanmaktadır.

Rejimin yeni kimliğidir tanrı.

Tanrıdan kurtulmak Allaha yaklaşmaktır.Milli Eğitimin bu konuda ısrarlı telkinlerinden birisi de özellikle Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitaplarına yazanlarının rızası olmaksızın emri vaki şeklinde adeta basımın şartı olarak konulmasıdır.

Derslerde 4. sınıf öğrencisi bile basireti ve anlayışıyla buna karşı çıkmakta ve öğretmene bunun Allah yerine kullanılamayacağını rahatlıkla söylemektedir.

Menfi olarak bu durum ders kitaplarına olan itimadı azaltmaktadır.Böylece öğrenci o kitapta yazanlara kuşkuyla bakıp şüpheyle değerlendirmektedir.

Semavi dinlerde kullanılmayan Tanrı,semavi olmayan binlerce dinlerde kullanılmaktadır.

Tanrı..hangi tanrı?

Tanrı sözcüğüyle Müslümanlar bilinmeyen bir hedefe,daha doğrusu sinsice bilinen bir hedefe sevkedilmektedirler.

Gelin dostlar barışalım Allah’da…Küs kalmayalım Tanrı’da…

 

25-09-2006

MEHMET   ÖZÇELİK

 

 

 

 


 

[1] Kur’an Yolu.Heyet.1/112,Bak.Tekvin.32/24-28.