Öğretmenin not defteri(Bir öğretmenin asla unutmaması gerekenler)

 


Bir öğretmenin asla göz ardı edip unutmaması gereken ne varsa hepsi bu not defterinde yer alıyor. Her öğretmenin bu notları ajandasında saklayıp, bu bilgileri öğrencilerine aktarması gerekiyor.


1. Öğrencilerin isimlerini en kısa zamanda öğrenerek her fırsatta öğrencilere isimleriyle hitap etmeli. Öğrenciler çok etkilenip kendilerine değer verildiğini anlayacak ve kalbe köprüler ilk günlerden kurulacak. Bunun için ilk günler için isim kartları yapılabileceği gibi hafızayı zorlayarak bu konuda kafayı yormak ve ezberlemek için evde gayret göstermek daha etkili bir çözüm olabilir.
2. Zil çalar çalmaz sınıfa girip, zamanında hemen zil çalmadan dersi bırakmak öğrencilerde her zaman olumlu izlenim bırakacaktır. Ders zili çaldıktan sonraki her saniyede öğrencinin dikkati dağılacak ve sıkılacaktır. Ders planı yaparken bu konuya özellikle dikkat etmek gerekir. Planda yazdıklarınız bitmese bile zil’e sadık kalmak öğrencinin dinlenme vaktine saygı göstermek demektir. Öğretmen masasına koyacağınız bir saatle zaman kontrolünü yapabilirsiniz.
3. Öğretmen hem sıkı disiplinli hem de cana yakın ve arkadaşça olabilir. Öğrenciler, sınıfta istediğimizi yapabileceğimiz bir öğretmen olsun yerine sınıfı disiplinde tutacak dersin kaynamasını engelleyecek ve bize öğrenmeyi öğretecek bir hoca isterler.
4. Çocuklarınızın sağlıklarıyla yakından ilgilenin. Özellikle Göz bozuklukları sık rastlanan ve bazı aileler tarafından ihmal edilen en önemli sağlık problemlerinden biridir. Velilerle irtibata geçip problem halledilmeli. Ergenlik çağı komplikasyonları, nasıl iyi atlatılabilir konusunda bilgilenmeli.
5. Sınıf Kurallarını öğrencilerle beraber belirleyin ve uygun bir yere asın.Okulun kendine ait kuralları yanında size göre sınıfın yönetilmesinde faydalı olabileceğini düşündüklerinizi maddeleştirip (öğrencilerle istişare ederek) asılabilir. Okul kuralları ve sınıf kuralları ilk günler anlatılmalıdır
6. Genel bakmak yerine Özel bakmak bazen öğrencilerle kopan bağları tamir edebilir.Yani konu anlatırken spesifik öğrencilerle göz göze gelmek.
7. Bazı çiçekleri övgüyle büyütebilirsiniz. Bazıları övülmekten çok hoşlanırlar. Ağzımız yorulana kadar öğrencilerin her yaptıklarını fırsat bilip övmek, çalışmalarını birkaç kat arttırabilecektir. Özellikle ilk sınıflarda..
8. Sınıf içinde bağlantıyı kesmemeye dikkat etmeli. Dikkatinizi çekmiştir, sınıf devamlı kendilerine bir şeyler söylenmesini ister, bu sınıfa bağlı olmaktır. Konuşmayı kestiğinizde, yanlış sorunun nerede yanlış olduğunu araştırmaya başladığınızda vs. sınıfta gürültü başlayacaktır. Kısacası siz konuşmayı kesersiniz, sınıf konuşmaya başlar. Bu anormal bir durum değildir onun için gürültü yaptıklarında çocuklara kızmak doğru değildir. Bir yolunu bulup tekrar bağlantı kurulmalı.
9. Çok yaramaz, işe yaramaz deyip bir kenara atmasak Çocukların daha uzun seneleri var... Çocuklarımıza şefkat işi çözecektir. Bu senfoninin yazarı olmak kolay olmasa da bunu birileri yazacaktır.. Her gün yeni bir yaklaşımla onları çözmenin yolları araştırılmalı.
10. Tecrübeli öğretmenler eğer o tecrübelerini satıyorlarsa fiyatını hiç sormadan talip olmalı. Hala okulda dersine girmediğin öğretmenler, var değil mi?
11. Yoklamalar çok ciddi takip edilmeli. Normal öğrenci, yoklamayı takip eden öğretmenin öğrenciyle ciddi olarak ilgilendiğini, onu önemsediğini düşünür.
12. Hadiseler üzerine sakin gidiyorsak, öğrencilerimize saygılı isek, her ne olursa olsun adil isek, işleri sıkı tutup disiplini sağlayabiliyorsak onların güvenini ve saygısını kazanmışız demektir. Negatif davranış, tehditkar tutum, saygısızca davranış, hitap, ilişkilerimizi tamir edilemez seviyede zedeleyecektir. Onların sizden bir şeyler öğrenmesi ciddi zorlaşacaktır.Yapılan araştırmalar korku tehdit ve heyecanın öğrenme isteğini tamamen kaçırdığını tespit etmiştir.
13. Serbestçe, korkmadan fikirlerini söyleyebilecekleri, hata yapmalarının kendilerine bir risk getirmeyeceğini bildikleri bir sınıf ortamı öğrenme noktasında kapıları açar.
14. Derse başlamadan önce tahtanın bir köşesine konuyla ilgili enteresan soruları yazmak ve konu ilerledikçe ve yeri geldikçe soruları cevaplamak, derse olan ilgiyi arttırabilir.
15. "Zayıf notlarınızı not defterinize kurşun kalemle yazacağım, en düşük not ortalamaya alınmaz" türü anlaşmalar yapılarak çocukların gönülleri kazanılabilir. Ayrıca yıl boyunca çocuk bakıcılığımı yoksa bir şeyler öğretmek mi şeklinde bir soruyla öğrencileri , derste öğrenim vaktine riayet etmeye çağırabilirsiniz.
16. Arada bir yalnız olduğunuzda öğrencilerin sizin hakkınızda, okul hakkında, dersiniz hakkında neler düşündüğünü düşünün.
17. Öğrencileriniz şu an ne yapıyorlar? Problemleri, ailevi durumları ne alemde? Gibi soruları sakin bir zamanınızda düşünmeniz öğrenciyi ilk gördüğünüzde hal hatır sorma bakımından faydalı olabilecektir. Özel hayatı ile ilgilenmeniz öğrenmesine faydası dokunduracaktır.

Düşünce biçimini düzenleme
İnsanlar genellikle duygu ve düşüncelerinde belirleyici olanın çevredeki diğer insanlar ve olaylar olduğunu kabul etmektedirler. Bu yüzden kendilerinde gerginlik yaşatan, duygusal açıdan sıkıntı veren kendileri dışındaki olay ve kişileri suçlarlar. Böylece hem strese girer hem de bu stresten kurtulmayı güçleştiren önemli bir hataya düşerler.
Özetle; önemli olan olaylar değil, olaylara bakış açımızdır. Bu durumda olumsuz duygu ve davranışlardan kurtulmak için düşünce biçimimizi değiştirmemiz gerekecek.
Bunun için olaylara ilişkin yaklaşımımızı gözden geçirmeliyiz.
a) Düşünce biçimimiz objektif mi? Gerçekliğe uyuyor mu?
b) Yaklaşım biçimimiz ve değerlendirmemizin bize, problemi çözmeye faydası var mı?
c) Yaklaşım biçimimiz diğer insanlarla olan ilişkilerimizi olumlu yönde etkiliyor mu?
d) Değerlendirme biçimimizin amaçlarımıza katkısı var mı?
e) Yorumlama biçimimiz iç çatışma ve iç gerginliğimizi azaltıyor mu?
Bu sorulardan en az 3 tanesine cevabınız " evet" ise iyi, eğer "evet"ler 3 den az ise yaklaşım biçiminizi gözden geçirmelisiniz.

Korkuları azaltmak için ipuçları
- Sınava girmeden önce, geçmişteki başarısızlıklarınızı değil, başarılarınızı hatırlayın. Kendinize gerçekteki değerin altında değer biçmeyin.
- Daha önce yaşanmış olan başarısızlıkların sebeplerini araştırın. Onları telafi edin ki yeni başarısızlıkların sebepleri olmasınlar.
- Sınav sizin o ana kadar öğrenmiş olduğunuz bilgilerin değerlendirilmesidir. Asla sizin kişiliğinizin bir değerlendirilmesi değildir. Sınav sonucunda başarısız olmanız yalnızca sizin yeterli bilgiye sahip olmadığınızı gösterir. Bu da kişiliğiniz hakkinda bir değerlendirme olamaz.
- " ÖSS, LGS… sınavını mutlaka kazanmalıyım" yerine
- "....... Fakültesine girmek, ……Lisesini kazanmak istiyorum, demek ve bu şekilde düşünmek çok daha gerçekçidir. - "-meliyim-malıyım" şeklinde biten ifadeler düşünceleri istek olmaktan çıkarıp birer yasa haline getirirler. İstekler yerine getirilemediği zaman değişebilir. Ama yasaların değiştirilmesi çok daha zordur ve beraberinde bazı yaptırımları getirir. Bu yüzden istedikleriniz bir tercihtir, değiştirilebilir. Asla yasa değildir, unutmayın.
- Gireceğiniz sınav hakkında olumlu düşünün. Bu bir sınavdır sadece, bunu bir ölüm kalım savaşı haline getirmeyin.

Tek amacınız olmasın
Sınavda başarısız olursanız bu sizin kişiliğinizi olumsuz değerlendirmenize kendinizi değersiz gereksiz görmenize yol açmamalıdır. Sınavda başarılı olmak sizin tek ve değişmez amacınız olmasın. Kazanma şansınız çok yüksek bile olsa kendinize başka amaçlar tasarlayın, Sınavı kazanmak ilk tercihiniz diğer amaçlar ise ikinci, üçüncü tercihiniz olsun. Böylece sınavı kazanamazsanız dahi yönelecek başka amaçlarınız olur.