TAYYİB’ İ BEN KEŞFETTİM

 

            Bir gün arkadaşlar bu yaşıma bakmadan,biraz da tecrübemden istifade etmek amacıyla beni tutup İstanbula götürdüler.Gerçi arabadan inip de yüz metre yürümüyordum.Beni sağolsun pek yormadılar.

            Bilirsiniz İstanbul deyince Osmanlı kokar.Epeyce de kokladım.

            Bu arada nasıl olmuşsa o zaman İstanbul Belediye Başkanı,şimdinin Başbakanı olan Tayyib’de benim kokumu almış.

            Dediler ki,Tayyib bey sizden randevu istiyor,görüşecekmiş.Koskoca İstanbul Belediye Başkanını da kapıda bekletmek herhalde uygun da olmaz.Ne de olsa ben orada bulunmakla onun misafiri sayılırım.

            Gerekli randevuyu verdim.

            Beni görmenin verdiği sevinçle boynuma sarılıp kırk yıllık ahbab gibi hemen benimle karşılıklı sohbete daldık.Bu kısa zamanda kendisinin gözünde bazı parıltılar görüp,âdeta ilerideki Türkiyenin haritasını gözlerinde görünce,bu kısa zamanı ben de iyice değerlendirmek için,yılların tecrübesini bir hap gibi kendisine sundum.

            Son olarak şunu kendisine sordum;Şu anda az dahi olsa size karşı bir teveccüh oluşmaktadır.Başbakan olmayı düşünüyor musun?

            Böyle bir şeyi düşünmediğini söyledi.İstanbulun bunca işi içerisinde bir de başbakanlık mı der gibi,isteksizliğini dile getirdi.

            Bende kendisine sitem ederek,bu durumda İstanbul Belediye Başkanlığı yap-yapma önemli değil,madem böyle bir şeyi düşünmüyorsun,başkanlık yapmanın da bir anlamı yok,artık konuşmamız bitmiştir,diyerek gene de memnunlukla gönderdim.

            Benim bu sitemimden çok üzüldüğünü bana haber verdiler.Ondan sonra da rüyalarına girer olmuş,sürekli düşünceli gezermiş.

            Bu arada arkadaşları devreye girerek sayın başkana Davosa gitmesini zira başbakanlığa giden yolun ya Davostan veya da Soros’tan geçtiğini söylemişler.

            O ise birden şimşek çakar gibi;yanılıyorsunuz,önce AKILLI Hamdi’den geçer diye beni işaret etmişler.

            Bana uğradı ve şimdi artık Başbakanlığı düşündüğünü söyledi.

            Ben de artık,şimdi tamam,asıl bundan sonra başarılı olursun deyip,duamın kendisiyle beraber olacağını söyledim.Bu amaçla bazı taktikler kendisine verdim

            Dikkat edin,her devlet büyüğünün arkasında bir başka büyük vardır.Dedim ya,ben öyle pek büyüklenmeyi seven birisi değilim ama şu da bir gerçek ki,Böyle bir büyüklük yaptım.

            Ve gelişmeler böylece devam edip geldi.

            Duydum ki Davosa gitmiş.

            “Ocak 2003’te Davos’ta Tayyib Erdoğan,Abdullah Gül ve sağ koları Şeyh said’in torunu Cüneyd Zapsu pek çok kapitalist patrona Seehof otelinde büyük bir yemek vermişlerdi. Ve Marcus Wallenberg de oradaydı.(Bu toplantı sonrası gecenin ilerleyen saatlerde Victoria Otelinde Tayyib Erdoğan ile uluslar arası spekülatör George Soros gizlice görüşmüşlerdir.)”[1]

            İnsanın sende mi Brütüs diyesi geliyor.Yoksa işin reconu mu böylede,biz bilmiyoruz!!

            İş bitti mi…Hayır..Be seferde Cumhurbaşkanlığı için ne tavsiyelerde bulunacağımı sordu.

            Şimdilik erken olduğunu,fakat Demirel-in ve Kenan Evrenin bu konudaki sözlerini de yabana atmamasını şimdilik kısaca kulağına küpe yaptım.

            Kenan Evren,Nitekim tavsiye etmiyor.Demirel’de bunalımların yerinin ora olduğunu söylüyor.

”Süleyman Demirel:”Türkiyedeki bütün bunalımların altında Çankaya meselesi yatar.”Delil olarak:

-“12 Eylülüln nedeni,Çankayanın boş olmasıydı.

-12 Mart dönemi Faruk Gürler çankayaya çıkmak istedi ama Fahri Korutürkü Ecevit ve Demirel oraya gönderdi.

-28 Şubat da Çankaya meselesiydi ama Demirelin süresini uzatamadılar ve Süleyman Demirelin hesapları tutmadı.”[2]

-Ve şimdide Tayyib Erdoğan geçmesi ihtimali üzerine,hanımı tesettürlü olan geçebilir mi senaryoları,problem unsuru olarak öne sürülmektedir.

Sayın demirelde çankayada oturduğu için,kendisi bunları bilip uygulamaktadır.Nitekim 2 devre YÖK-ün başına getirdiği Kemal Gürüz-ün döneminde üniversiteler en sıkıntılı dönemi yaşadılar.

-Demirel hizmet yapmadı,siyaset yaptı.Bazen solcudan daha solcu,Atatürkçüden daha Atatürkçü,Osmanlı düşmanlarından daha düşman!!!

            Demirelle de ilgili olarak görüşümü soranlar çok olduğundan bir gün onu da konuşuruz.

            Ancak Tayyibe Karadenizlinin söylediği şu sözü de hatırlatmak istiyorum:”Tayyib bazen taşı yukarıya yanlış atıyor,yukarıda Allah düzeltiyor.”

            Ona göre Allah ihmal eder ama ihmal etmez.Ben de her zaman hatırlatmam…

            Akıllı olun..akıllıca kalın..delilere kulak asmayın emi,siz değerli ve de sevgili okuyucularım.

            Allah delilerden ve de deliliklerden bizleri korusun…

 

AKILLI   HAMDİ

23-08-2005

 

 

 


 

[1] Bak.Komplo Teorileri.Erol Mütercimler.sh.419.

[2] Komplo Teorileri.Erol Mütercimler.sh.457-8.