TELEVİZYON   KÜLTÜRÜ

 

         Televizyon kültürü diye bir mefhum tanımıyorumTelevizyon;aylak,şuuru iğdiş edilmiş,hiçbir zaman okumak ve düşünmek alışkanlığı kazanmamış sokaktaki adam için icad edilmiş,bir nevi afyondur.

            O,zavallıyı gözünden ve kulağından yakalayarak,bir kat daha sersemleştirir.Şuurundaki son pırıltıları yok eder.Onda”bir şeyler biliyorum”vehmini uyandırır.Gerçek hayattan uzaklaştırmağa hizmet eder.

            Televizyon tam bir kaçıştır.Yokluğa,boşluğa,şuursuzluğa açılan bir kapı.Bu korkunç tiryakilik insanları batılaştırmaz,batırır.Avrupa ve Amerika için durum biraz daha farklı.Fakat netice bir.Televizyon tiryakisi oralarda da biçare bir esrarkeştir.Arada bir kabak çekirdeği nevinden bilgi kırıntıları,bu fikir temelinin aldatıcı tesellisidir.

            Kültürün dün de bugün de,yarın da tek taşıyıcısı vardır;Kitap.Hiçbir düşünce emeksiz fethedilemez.Şahikalara,şerhalardan çıkılamaz.Tefekkür,doğru,sürekli bir cehdin mükâfatıdır.Hele,kapitalizmin sofra artıklarını,tabir mazur görülsün-kusmuklarını salim bir gıda sananlar,mide fesadına uğramaya mahkumdur.Hülasa edelim:

            Televizyon kültürü,kültürle münasebetlerini kesmeye karar verenlerin uydurduğu bir yalandır.Batının bütün fuhşiyatının haremimize şeytani bir oyuncağıdır,televizyon.

            Şuur;uykuda olduğu için,o renk ve ışık cümbüşü bize her tehlikeyi unutturur.Eskiler”medenileşmek,frengileşmektir”derlerdi.Televizyonun cömertçe dağıttığı medeniyet de,bu çeşit bir medeniyettir.”(Cemil Meriç)